Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.427.480

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Bir Işi Yapmaya Kuvvet Veren Allahü Teâlâdır

Takıyyüddîn Gazzî hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. 950 (m. 1543)’de Filistin’de Gazze’de doğdu. Kahire’ye giderek İbn Nüceym Mısrî gibi âlimlerden ilim tahsil etti. Şâfiî mezhebine mensupken Hanefî’ye geçti. Sultan 3. Murad devrinde İstanbul’a gitti. Takdir edilerek Mısır’da kadılık görevine tayin edildi. 1010’da (m. 1601) Kahire’de vefat etti. “et-Tabakâtü’s-seniyye” isimli eserinde şöyle anlatır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Ii. Adülhamid’in Verdiği Senet

Ahmed Reşid Beyin hatıralarında naklettiği, Sultan II. Abdülhamid'e ait bir vak'a:Padişah, kendisine bağlılıklarından, sadakatlerinden emin olduklarının mütalaaları na ve itirazlarına değer verir, onları dikkat ve alaka ile dinlerdi. Makul bulduklarını yerine getirmekten adeta haz duyar, onları takdir ve taltif ederdi. Bunlardan biri de Hazine Kahyası Şevki Bey idi.

Vehbi Tülek

Bedeli Çanakkale’de

Vehbi Tülek

29 - Bir Ecdad Yadigarini Terkederken

Vehbi Tülek

Gemiler Karadan Yürüdü

Vehbi Tülek

Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul kuşatmasının uzamasına üzülüyor, zayıf olan Haliç tarafındaki surların yıkılabilmesi için, gemilerin haliçe geçmesini istiyordu. Bizans'ın, Haliç tarafından da tazyiki için limana girişe mani olan zincirin kırılması denenmisşe de başarı sağlanamamıştı. Bunun üzerine ince donanmanın Haliç'e karadan geçirilmesi genç hükümdar tarafından düşünülmüştü. Bizans Rumları arasında da "Gemilerin karadan yüzdürüldüğü görülünceye kadar İstanbul'un zaptının kimseye müyesser olmayacağı" hususunda bir inanç ve anlayış bulunduğundan, kuşatılanların bütün ümitlerini kırmak için bu işe teşebbüs edilmiştir. O sırada, Galata, Cenevizlilerin elinde bulunup ayrı bir kalesi vardı. Bura sakinleri, Türklerle dost olmakla beraber geceleri de Bizanslı lara yardım etmekteydiler. Haliç'e denizden girmenin imkansızlığı yüzünden 50-70 kadem uzunluğundaki 15-22 sıra kürekli 70 kadar gemi, 22 Nisan gecesi sabaha kadar Haliç'e geçirildi. Solakzâde bunu "Himmet-i merdân ile Beşiktaş dedikleri yerden Kasım Paşa deresine doğru, dağ parçası gibi gemilerin altına rugan (yağ) ile terbiye olunmus kütükler döşeyip, bir rivayette yelkenler açarak yürüttüler ve gemileri birbirine bağlayarak üzerine metrisler koydular" cümleleri ile anlatır. Bu sevkiyat yapılırken Beyoğlu tepelerine yerleştirilen bataryalar la Haliç'teki Bizans donanması taciz edilip hareketsiz bırakıldığı gibi surların etrafında da bombardımana devam edilip, esas faaliyet, iyi bir şekilde gizlenmiş ti. Sabahleyin 70 parça kadar geminin, Haliç'te yelken açtığını gören Bizanslılar, hayret ve dehşetle bu manzarayı seyre baslamışlardı. Bu şekilde, karadan gemi yürüterek denize indirme tekniği büyük bir başarı idi.

İkinci Bayezid HÂn’in Tuğlasi

Vehbi Tülek

Şahidlerle İsbati Da Kafidir

Vehbi Tülek

Sakinan Göze Çöp Batar

Vehbi Tülek

Bu Sopayi Baban Verdi

Vehbi Tülek

Bana Bir Tüfek Verin

Vehbi Tülek

12 - Şani Büyük Osman Paşa

Vehbi Tülek

KinalizÂde Ali Çelebi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ebü't-tayyib Takıyyüddin Hasenî

Ebü't-Tayyib Takıyyüddin Haseni hazretleri Mâliki fıkıh âlimidir. 775 (m. 1373)'te Mekke'de doğdu. Nesebi Hazreti Hasan'a (radıyallahü anh) dayanır. Mekke ve Medine'den sonra Şam ve Kahire'de tah­silini sürdürdü. Mekke'de Mâliki kadılığına getirildi. 832 (m. 1429)'da vefat etti. Ebü't-Tayyib hazretleri, bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Hazret-i Alinin Kölesi: Kanber

Vehbi Tülek

Kanber, Hazret-i Ali'nin azadlı kölesidir. Ondan yüksek ilimleri tahsil ederek zamanın büyük âlimlerinden oldu... Rivâyet edilmişdir ki, bir gün Emir-ül mü'minin hazret-i Ali "radıyallahü teâlâ anh" kapılarının önünde bir cemâat görüp, Kanber'e sordu ki; "bunlar kimlerdir?" Kanber de cevâb verdi ki, "yâ Emir-el mü'minin! Bunlar sizi sevenlerdir."
Ali "radıyallahü anh" hazretleri buyurdular ki:
-Hayret! Bunlarda bizi sevenlerin simâları görünmez!
Kanber dedi ki:
-Yâ Emir-el mü'minin! Sizin ahbâblarınızın simâları [görünüşleri] nasıldır?

hayâ Edilmeyen Işte Hayır Yoktur

Vehbi Tülek

Ebedî Olarak Yaşamak Istiyorsan

Vehbi Tülek

Ali bin Vehb-i Sincâri hazretleri Irak'ta yaşayan evliyânın büyüklerindendir. Hayâtı Kuzey Irak'ta Sincâr'ın Bazâr kasabasında geçti. İnsanlar, onun tatlı ve kalplere şifâ olan sözlerini işitmek için etrâfına toplanırlardı.

Muhammed Emin Erbilî

Vehbi Tülek

ona, Ömrümden Hîbe Ettim!

Vehbi Tülek

Ebu Amr El-haffâf

Vehbi Tülek

ölmeden Önce Gelen Zamanında Gelmiştir!

Vehbi Tülek

Abdullah El-mukri Hazretleri

Vehbi Tülek

İmâmzâde Mehmed Efendi

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Hâce Ali Şirgâhi, Şâh Şücâ Kirmâni'nin türbesinin yanında fakirleri davet eder, yemek verirdi. Böyle bir gün; "Yâ Rabbi! Bir misâfir gönder!" dedi. Âniden bir köpek geldi. Hâce Ali köpeği kovaladı. Köpek kaçtı. Sonra Şâh'ın kabrinden bir ses geldi:
"Misâfir istiyordun. Gönderdik, kovdun." dedi. Derhal kalktı, dışarı koştu. Köpeği aradı bulamadı. Şehrin dışına gitti. Köpeği orada bir ağacın altında yatıyor halde buldu. Yemeği onun önüne koydu. Köpek yemeğe dönüp bakmadı. Hâce Ali utandı ve istigfâra başladı. Tövbe etti. Köpek dile gelip;
"Ey Hâce Ali, şimdi iyi ettin. Misâfir çağırıp kovmak ne demektir. Dikkatli ol! Eğer Şâh Şücâ orada olmasaydı, göreceğini görmüştün, bütün haller senden alınırdı." dedi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Her Şeyi Göze Almıştı!

Vehbi Tülek

A'meş Ve Hanımı

Vehbi Tülek

Firkateyne Bininiz

Sakiz Ağacinda Yapilan Hac

Abayi Yakmak

Altıyüz Dirhemlik İp

Örümcek Ağı

Sakin Kalyona Binme

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Vehbi Tülek

Tencere Yuvarlanir, Kapağini Bulur

Vehbi Tülek

Abdullah El-acemî

Vehbi Tülek

A'meş Ve Hanımı

Vehbi Tülek

Derdi Olan Neylesin?

Vehbi Tülek

Yürüdüğü Yerde Deniz Durgunlaşiyordu

Vehbi Tülek