Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.415.494

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Kardeşim Ağır Hasta Ya Resûlallah!

Abdülazîz Dehlevî hazretleri, Hindistan evliyâsının büyüklerinden Şah Veliyyullah Dehlevî hazretlerinin oğludur. 1746 (H.1159) senesinde Dehli'de doğdu. Küçük yaşta Kur'ân-ı kerîmi ezberledi. On bir yaşında iken babasının vazîfelendirdiği hocalardan okudu. Meşhur altı hadîs kitabı Kütübü Sitte gibi kıymetli eserleri babasından dinledi. Hadîs-i şerîf ilminde diploma aldı. Hindistan'da İngiliz yönetimine karşı hürriyet meşalesini yakarak "Sirâc-ül-Hind" lakabıyla tanındı. 1824 (H.1239) senesinde Delhi'de vefât etti. Elli kadar eser yazdı. Tefsîr-i Azîzî isimli eserinde Bekara sûresinin fazîletlerini bildirirken diyor ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

O Kendini Tanitti

Kânûni, bir gün kayıkla Boğaz'da gezmeye çıkmıştı. Ortaköy hizâsına gelince kıyıya yanaşıp, bir adam göndererek Yahyâ Efendiyi çağırttı. O da yanında bir ahbâbı ile gelip kayığa bindiler. Birlikte giderlerken, Yahyâ Efendinin ahbâbı, devamlı olarak Kânûni'nin parmağında bulunan çok kıymetli bir yüzüğe bakıyor ve bu bakış dikkati çekiyordu. Kânûni bu hâli farkedince, parmağındaki o kıymetli yüzüğü çıkarıp; "Buyurun, daha yakından iyice bakıp ince leyebilirsiniz." dedi. O zât yüzüğü aldı. Evirip çevirdikten sonra, denize atıverdi. Yahyâ Efendi hâriç, kayıkta bulunanlar çok hayret ettiler. Bir müddet gittikten sonra, o zât inmek istediğini bildirince, kayık kıyıya yanaştı. O zât, ineceği sırada denizden bir avuç su alıp Sultana uzattı. Avucunda biraz önce denize attığı yüzük vardı. Yahyâ Efendi hâriç, kayıkta bulunan herkes, yine çok hayret ettiler. Kânûni, elini uzatıp yüzüğü alınca, o zât birdenbire gözden kayboluverdi. Kânûni, Yahyâ Efendiye dönüp;"Ağabey, neler oluyor?" dedi. O da; "O gördüğünüz Hızır aleyhisselâm idi." dedi. Bunun üzerine Kânûni; "O hâlde bizi niye tanıştırmadınız?" deyince, Yahyâ Efendi; "O kendini tanıttı. Ama siz tanımakta geç kaldınız." buyurdu.

Vehbi Tülek

Surre Alayi

Vehbi Tülek

Bizim Talebelerimiz Bu Kadardir

Vehbi Tülek

İkinci Bayezid HÂn’in Tuğlasi

Vehbi Tülek

Sultan II. Bayezid Han rahmetullâhi aleyh, her seferden dönüşünde elbisesine bulaşan tozları toplar ve bir kavanozda biriktirirdi.Yine bir harp dönüşüydü. Bayezid Han elbisesini çıkartmış, üzerindeki tozları toplamaya başlamıştı. Hanımı Gülbahar Hâtun, merakla sordu:" Pâdişâhım, merakımı hoş görün, ama, o tozları niçin biriktirdiğinizi sorabilir miyim? Pâdişah:" Elbette Gülbahar Hâtun, diye karşılık verdi ve devamla, benim senden gizlim yoktur. Bu tozlardan bir tuğla döktürüp mezarıma koyulmasını vasiyet edeceğim. Çünkü Allah, ayakları Hak yolunda tozlananları cehennem ateşinden koruyacağını buyurmaktadır. İşte Hak yolunda küffarla savaşırken üstümüze bulaşan tozları bu yüzden topluyoruz. Vasiyetimizdir; öldüğümüzde bu tozları kabrime koysunlar.Sultan II. Bayezid Han, biriktirdiği bu tozlardan bir tuğla yaptırdı. Bu tuğla, vasiyeti gereğince, öldüğü zaman kabrine kondu.

Kanuni Ve Alvan Hamevi Hazretleri

Vehbi Tülek

Avrupa'daki Osmanli Korkusu

Vehbi Tülek

Yenişehirli Abdullah Efendi

Vehbi Tülek

Sultan I. Murad Hanin Oğullarinin Sünnet Düğünü

Vehbi Tülek

Abdülhamid HÂn’in Engin Merhameti

Vehbi Tülek

Şeref Nişani Olacak Çamur

Vehbi Tülek

Benim Milletimin Ocaği Yaniyor

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ebü’l-kâsım Şîrâzî

Ebü'l-Kâsım Şirâzi hazretleri hadis hâfızı idi. 485 (m. 1092)'de Türkistan'da Merv'de vefât etti. Mala, paraya hiç ehemmiyet vermez; yetecek kadar dünya malı ile iktifa eder, fazlasını fakirlere sadaka olarak dağıtırdı. "Yarın ne yapacaksın, elindekilerin hepsini dağıtıyorsun?" diyenlere; "Allahü teâlânın rızâsı için onlara sadaka vermekle, Allahü teâlâya borç vermekteyim. Allahü teâlâ karşılığını kıyâmet gününde bana bol bol verecektir" buyururdu. Kitabında naklettiği Hadis-i şeriflerden bazıları:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Büyük Şair Hafız-ı Şirazi

Vehbi Tülek

Hafız-ı Şirazi Büyük İslam şairidir. Asıl adı Şemseddin bin Kemaleddin'dir. 1318 (H. 720)'de İran'da, Şiraz'da doğdu. Küçük yaşta Kur'an-ı kerim okumayı öğrendi. Çeşitli kıraatlara göre okuduğu rivayet edilir. Tefsir ve nahv ilmiyle meşgul olmuş, Mevakıf adlı eseri iyice incelemiş ve zamanının medrese tahsilini tamamlamıştır. Yazdığı şiirler, Seyid Kasım Envar tarafından toplanmış ve Divan halinde basılmıştır. Şiirlerinde Allahü tealaya, Peygamberimize sallallahü aleyhi ve sellem, evliyaya ve İslamiyete karşı duyduğu derin muhabbet ve sevgiyi halisane bir dil ile anlatmıştır. Divan çeşitli dillere çevrilmiştir. Türkçeye de çevirilmiş ve şerhleri yapılmıştır.

Müslümanları Sevindirmek

Vehbi Tülek

En Güzel Ölüm, Şehitlerin Ölümüdür

Vehbi Tülek

Dâvûd bin Muhbir hazretleri hadis âlimlerindendir. 206 (m. 821)'de Bağdâd'da vefât etti. "Kitâb-ül-Akl" adlı eserinde naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

buhârâ'yı Da Harâb Ettin!

Vehbi Tülek

o Zaman Sözün Bana Tesir Etmedi

Vehbi Tülek

İnsana Gelen Feyiz Önce Ruha Gelir

Vehbi Tülek

İyi Amellerini Beğenen Kimse, Helâk Olur

Vehbi Tülek

Allah'ın Kudretinden Şüphe Edenler

Vehbi Tülek

Nedâmet, Pişmanlık Duymak Tövbedir

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Bir gün Yalova'dan İstanbul'a bir gemi gidiyordu. İstanbul'a yaklaştıkları sırada, şiddetli bir rüzgâr esmeye, dalgalar gittikçe büyümeye, gemiye şiddetle vurmaya başladı. Dalgaların vuruşundan tahtalar gıcırdıyordu. Gemi, koca denizde bir o tarafa, bir bu tarafa yalpalıyor, devrilecek gibi oluyordu. Yolcular ne yapacaklarını şaşırdılar. Herkes geminin bir tarafına birikince, tehlike daha da büyüdü. Kaptan, yolcuları teskin etmeye çalışıyor ve herkesin yerinde oturmasını tavsiye ediyordu. Herkes birbiriyle helâlleşiyor ve şimdiye kadar işlediği günahlarına tövbe ediyordu. Bâzıları da, kurtulmaları için adakta bulunuyordu. Yolcuların arasındaki bir genç, Fâtiha-i şerife ve İhlâs sûrelerini okuyarak, hâsıl olan sevâbı; Peygamber efendimizin, Eshâb-ı kirâmın, evliyânın, âlimlerin ve zamânın velilerinden Üftâde hazretlerinin rûh-ı şeriflerine hediye etti. Sonra da; "Yâ hazret-i Üftâde! Himmetinizi, yardımınızı istirhâm ediyorum." dedi. O anda, uzaklardan bir karaltı peydâ oldu. Yaklaştıkca, bunun bir insan olduğunu, suyun üzerinde süratle kendilerine doğru geldiğini gördüler. Onun yürüdüğü yerlerde dalgalar hemen sâkinleşiyordu. Nihâyet o zât geminin yanına geldi ve gemiyi eliyle bir mikdâr tuttuktan sonra, geminin önünden yürümeye başladı. Yürüdüğü yerlerde deniz durgunlaşıyordu. Bir müddet sonra gözden kayboldu. Kaptan, o kimsenin su üzerinde gittiği istikâmete göre, geminin dümenini ayarladı. Bir müddet sonra, selâmetle sâhile vardılar. Herkes bu hâdise karşısında şaşırıp kaldı. Sâdece o delikanlı şaşırmamıştı. Yolcular sâhile çıktıklarında, bir kimse karşılarına çıkıp onlara; "Ey yolcular! Üftâde hazretlerinin selâmı var. Sağ olduğum müddetçe, bu sırrı kimseye söylemesinler diye bana emretti." dedi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Yuhçu Baba

Vehbi Tülek

Yüz Vermedin!

Vehbi Tülek

Yoksa Hizir Olduğunu Söylerim

Fani Dünya

Kul Hakkı

Geç Gelen Kurtarıcı

Firkateyne Bininiz

Sizin Rizkinizdan Kesilmiş

Cennetlik Hanım Isteyen...

Vehbi Tülek

Iv. Mehmed Han Ve Ahmed CÂhidî Efendi

Vehbi Tülek

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek

Adam Olmazsan

Vehbi Tülek

Değişen Sizin Kalbiniz

Vehbi Tülek

Sakiz Ağacinda Yapilan Hac

Vehbi Tülek