1001 Osmanlı Hikayesi
• 02.05.2004
Vehbi Tülek
Eski Ramazan iftarlarının bize mahsus güzel âdetlerinden biri de "diş kirası"dır. Misafirler, hane sahibine veda ederken bir miktar para veya hediye verilerek uğurlanırlar. Diş kirası denilen bu hediyenin zarif gerekçesi, ağzınızı iftar sahibinin damak zevkine kiralamış olmanızdır. Tabii işin doğrusu, Ramazan ayının cömertlik ve hayır duygularını şahlandırması dır.Sultan Abdülaziz'in sadrazamlarından Yusuf Kamil Paşa, cömertliği ile ünlüydü. 1868 yılı Ramazan ayının 8. gününe rastlayan 3 Ocak günü, bugün Edebiyat ve Fen fakültelerinin bulunduğu yerdeki konağında verdiği iftar yemeğine, Sultan Abdülaziz teşrif ettiler. Sadece kuş sütünün eksik olduğu ziyafetten sonra, diş kirası olarak, altın bir tepsiye tepeleme yığılmış kağıt tomarları padişaha takdim olundu. Bunlar, Kamil Paşanın sahip olduğu bütün mam ve emlakin senet ve tapularıydı. Ancak bu diş kirası tekliften öteye geçmedi. Çünkü Sultan Abdülaziz, "Bunlar makbulüm oldu. Yine size veriyorum. Her hali niz ve ef'âl ü akvaliniz mahzuziyetimi mucib olmaktadır" sözleriyle tepsiyi ve içindekileri iade etti.