Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.454.353

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Allahü Teâlâ, Bu âlemi Insanoğluyla Süsledi

Ebû Saîd Ferec hazretleri tefsîr, hadîs, kelâm, fıkıh, kırâat, usûl ve nahiv âlimidir. Endülüs’te (İspanya) Gırnata’da (Granada) 701 (m. 1301) senesinde doğdu. 782 (m. 381) senesinde orada vefât etti. O zamanın en meşhur ilim merkezlerinden olan Gırnata’da büyük âlimlerden ilim tahsil etti ve her birinden icazet alarak talebe yetiştirdi. Bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Akçakoca Kalesi

Osmanlı devletinin kuruluş yılları. Orhan Gazinin silah arkadaşları, İzmit ve civarını ele geçirmişti. Buralara Anadolu içlerinden göç eden Türkmen boyları yerleştiriliyordu. Böylece Anadolu'nun Türkleşmesi daha geniş alanlara yayılıyordu. İzmit havalisinde ele geçirilemeyen tek kale, Karadeniz sahilindeydi. Çok sarp bir yerde kurulu olduğu için zaptedilmesi çok zordu. Fakat buranın tekfuru zaman zaman Türk köylerine saldırıp gençleri esir alıyor, kadınlara saldırıyordu. Orhan Gazi, yaşlı Akça Koca'ya burasını zaptetme emrini verdi. O sırada Akyazı'da bulunan Akça Koca, hemen harekete geçti ve gün doğmadan kaleye ulaştı. Kaledekiler henüz uykudaydılar. Hemen gazileri kale kapılarına taksim eden Akça Koca, 20 arkadaşıyla birlikte kalenin büyük kapısı önünde pusuya yatıp beklemeye başladı. Güz doğduktan sonra kaledekilerin bir kısmı tarlalara gitmek üzere kaleden çıkmaya başladılar. Açılan kale kapıları, onlar için büyük bir fırsattı. Kaleden çıkanların arkası kesilince Akça Koca, arkadaşlarına hücum emrini verdi ve kapılar kapanmadan kaleden içeri girmeyi başardılar. Hemen kılıçlarını çekip Allah Allah" nidalarıyla yeri göğü inletmeye başladılar. Herkes kaçıyor, saklanacak yer arıyordu. Akça Koca, Tekfurun konağını buldu ve adamı kıskıvrak yakaladı. Tekfur için yapılacak bir şey kalmamıştı. Gazilerden aman diledi ve kaleyi terketmek için izin istedi. Kalede herkes sevinçliydi. Çünkü tekfurun zulmünden kurtulup Osmanlı adaletine kavuşmuşlardı. Bu kaleye daha sonra, burasını fetheden Akça Koca'nın ismi verildi ve ona yurtluk olarak tahsis edildi.

Vehbi Tülek

65 - Osman Fadlî Efendi'nin Duasi

Vehbi Tülek

Çapanoğlu Gibi Arkan Var

Vehbi Tülek

Osmanlinin Lübnan Siyaseti

Vehbi Tülek

Osmanlıda olduğu gibi Memluklularda da toprak idaresi Tımar sistemiyle idi. Ancak Memluklular, Lübnan topraklarını önce Tımar sistemi ile yönettilerse de sonraları bunu veraset sistemine döndürdüler. Sultan Selim Han Lübnan'ı alınca toprakların yine veraset ile idaresinin devamını emretti. Ki koca Osmanlı devletinde toprakları Tımara tabi olmayan tek bölge Lübnan oldu. Selim Han, Lübnan'daki cemaatlerin en güçlüsü olan Dereziler'den, Maanoğulları'nı emir tayin etti. Bu sistem ta 1697'ye kadar böyle sürdü. Ve Lübnan tarihinin en huzurlu dönemini yaşadı. Fransa ve İtalya'dan gelen misyonerler Derezi ailelerine Katolikliği aşılamaya başladılar. Bundan sonra bölgede karışıklık ve huzursuzluk aldı yürüdü. Lübnan liderliği 1697'de yeni Hıristiyan olan Maanoğullları'ndan Beşir Şihabi'ye geçti. Onun oğlu Katolik Beşir Ömer, 1789'da Emir oldu ve 51 sene ülkeyi yönetti. Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa'nın Osmanlı Devletine isyanı üzerine Beşir Ömer onun tarafını tutarak; Osmanlı Devleti aleyhine çalıştı. Fransızlar bu arada Marunileri, Derezilere karşı tahrik ederek silahlandırdılar. Artık Lübnan'da huzur bitmişti. Her tarafta kan akıyordu.1841'de tekrar idarede etkili olan Osmanlı Devleti, İstanbul'dan Ömer Paşa'yı Lübnan'a vali tayin etti... Her tarafta kan dereleri akıyordu. Maruni ve Dereziler birbirlerine karşı silaha sarıldılar. Fransızlar insanları, Ömer Paşa'ya karşı ayaklandırdılar. 1845'te Lübnan'a inceleme ve gerekli değişiklikleri yapmak üzere Osmanlı Dışişleri Bakanı Şekip Efendi tam yetki ile gönderildi. Bu Şekip Efendinin İstanbul'daki hükümete gönderdiği raporu devlet arşivlerinde vardır. Bu raporda özetle şöyle yazıyor: "Lübnan'daki karışıklıkların tek bir sebebi vardır: Buradaki İngiliz ve Fransız Konsolosları Maruni ve Derezileri karşılıklı olarak kışkırtıp silahlandırıyorlar. Bu konsoloslar Lübnan'dan çıkarılmadıkça Lübnan huzura kavuşamaz." Bir Türk devlet adamı, Fransızların Marunileri, İngilizlerin de Derezileri ölüme sürüklediğini tesbit etmiş.

Benden Bunlari İstemeyiniz

Vehbi Tülek

Hattat Abdullah Zühdi Efendi

Vehbi Tülek

Sultan Bayezid Ve Arab Molla

Vehbi Tülek

Yunan Askeri Hakiminin İtiraflari

Vehbi Tülek

Rüstem Paşa Ve Şeyh Burhaneddin

Vehbi Tülek

Rodos’ta Casus Osmanli Kadinlari

Vehbi Tülek

Sultan Ahmed Ve Mehmed Emin Tokadi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdi hazretleri, on sekizinci yüzyılın sonu ve on dokuzuncu yüzyılın başında Irak ve Şam'da yetişmiş büyük velilerdendir. İnsanlara hak yolu göstererek ebedi saâdete, kurtuluşa kavuşturan ve Silsile-i aliyye adı verilen âlimler ve veliler zincirinin yirmi dokuzuncusudur. Asrının müceddidi idi. İsmi Hâlid, lakabı "Ziyâüddin"dir. "Bağdâdi" nisbesiyle meşhûr olmuştur. Babası hazret-i Osman'ın, annesi ise hazret-i Ali'nin soyundandır...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Namaz, Dünyadan âhirete Yükselten Bir Merdivendir!

Vehbi Tülek

Abdullah-ı Şüttârî hazretleri büyük âlim Şihâbüddîn Sühreverdî'nin torunlarındandır. Hindistan’da yaşadı. İlim tahsîline başladıktan sonra Hemedâniyye tarîkatını Ali Hemedânî'den, Kâdiriyye tarîkatini ise Şeyh Abdülvehhâb'dan öğrendi. Daha sonra Tayfûriyye tarîkati şeyhlerinden Muhammed Ârif'in sohbetlerine devâm ederek, talebesi oldu. Canpûr şehrine giderek Şüttâriyye tarikatini kurdu ve talebe yetiştirmeye başladı. 1428 (H.832)de vefât etti.

Eshab-ı Kiramın Hepsi Müctehid Idi

Vehbi Tülek

Ebû Ali Fârmedî Hazretleri

Vehbi Tülek

Ebû Ali Fârmedi hazretleri tasavvuf yolunda "Silsile-i aliyye" denilen meşhûr velilerden olup, bu âlimlerin yedincisidir. İsmi, Fadl bin Muhammed'dir. 1042 (H.433) senesinde doğdu. Horasan'da yaşadı. 1085 (H.478)'de vefât etti. Kabri, Tûs yâni Meşhed şehrindedir.
Bu mübarek zatın nasihatleri pek tesirli idi. Selçuklu Devletinin meşhur veziri Nizâm-ül-mülk ve zamânın devlet erkânı kendisine çok hürmet ederdi...
Ebû Ali Fârmedi hazretleri, hem İmâm-ı Gazâli, hem de Yûsuf-i Hemedâni hazretlerinin hocası idi. Her ikisi de ondan istifâde ederek kemâle gelmiş, yüksek derecelere kavuşmuştur.

Allahü Teâlâ, Bu âlemi Insanoğluyla Süsledi

Vehbi Tülek

seyyid Ve Şehîd Hüseyin Bin Ali

Vehbi Tülek

Zeyyâd Mehmed Efendi

Vehbi Tülek

Nizâ­meddîn Ev­liyâ Ve ­has Ta­le­be Ziy­âed­din

Vehbi Tülek

Vakit, Keskin Bir Kılıç Gibidir

Vehbi Tülek

Muhammed Bin Yûsuf Firebrî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Ayyaşin Sonu

Ayyaşin Sonu

Herkesin birbirini tanıdığı küçük bir kasabada, bir ayyaş yaşıyordu. Bütün gününü, gecelerinin çoğunu kasabanın meyhanesinde geçiriyordu. Evini, işini, çoluk-çocuğunu çoktan unutmuştu. Bu yüzden herkes kendisinden nefret ediyordu. Kimse kendisiyle ne doğru dürüst konuşuyor, ne de selam alıp veriyordu. Bu haldeyken günün birinde vakti saati doldu ve öldü. Kendisine yaşarken duyulan hoşnutsuzluk ölümünden sonra bile sürdürüldü. O kadar ki, namazını kılacak kimse çıkmadı. Cenazesi ortada kaldı. Adamın karısı, kocasının ölüsünü bir küfeye koyup sırtına yüklendi ve gömmesi için o çevrede yaşayan ve iyilik severliği ile tanınan bir çobana götürdü. Çoban bir çukur açıp adamı gömdü. Ardından herkes "Cehennemi boylamıştır" diye dünüşünüyordu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Bunlar Şarapti

Vehbi Tülek

İftiranin Neticesi

Vehbi Tülek

Kabahat Kilincin Midir?

A'meş Ve Hanımı

Sarik Ve Sakal

Derdi Olan Neylesin?

Bu Dünya Ona Da Kalmaz

Bana İyi Bir Elbise Yapiver

Padişah Ve At

Vehbi Tülek

Ahde Vefa

Vehbi Tülek

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek

İsmail Hakki Efendi

Vehbi Tülek

Kul Hakkı

Vehbi Tülek

Eğer Senin Yanında Makbul Oldu Ise

Vehbi Tülek