Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.427.261

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Bir Işi Yapmaya Kuvvet Veren Allahü Teâlâdır

Takıyyüddîn Gazzî hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. 950 (m. 1543)’de Filistin’de Gazze’de doğdu. Kahire’ye giderek İbn Nüceym Mısrî gibi âlimlerden ilim tahsil etti. Şâfiî mezhebine mensupken Hanefî’ye geçti. Sultan 3. Murad devrinde İstanbul’a gitti. Takdir edilerek Mısır’da kadılık görevine tayin edildi. 1010’da (m. 1601) Kahire’de vefat etti. “et-Tabakâtü’s-seniyye” isimli eserinde şöyle anlatır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

O Kendini Tanitti

Kânûni, bir gün kayıkla Boğaz'da gezmeye çıkmıştı. Ortaköy hizâsına gelince kıyıya yanaşıp, bir adam göndererek Yahyâ Efendiyi çağırttı. O da yanında bir ahbâbı ile gelip kayığa bindiler. Birlikte giderlerken, Yahyâ Efendinin ahbâbı, devamlı olarak Kânûni'nin parmağında bulunan çok kıymetli bir yüzüğe bakıyor ve bu bakış dikkati çekiyordu. Kânûni bu hâli farkedince, parmağındaki o kıymetli yüzüğü çıkarıp; "Buyurun, daha yakından iyice bakıp ince leyebilirsiniz." dedi. O zât yüzüğü aldı. Evirip çevirdikten sonra, denize atıverdi. Yahyâ Efendi hâriç, kayıkta bulunanlar çok hayret ettiler. Bir müddet gittikten sonra, o zât inmek istediğini bildirince, kayık kıyıya yanaştı. O zât, ineceği sırada denizden bir avuç su alıp Sultana uzattı. Avucunda biraz önce denize attığı yüzük vardı. Yahyâ Efendi hâriç, kayıkta bulunan herkes, yine çok hayret ettiler. Kânûni, elini uzatıp yüzüğü alınca, o zât birdenbire gözden kayboluverdi. Kânûni, Yahyâ Efendiye dönüp;"Ağabey, neler oluyor?" dedi. O da; "O gördüğünüz Hızır aleyhisselâm idi." dedi. Bunun üzerine Kânûni; "O hâlde bizi niye tanıştırmadınız?" deyince, Yahyâ Efendi; "O kendini tanıttı. Ama siz tanımakta geç kaldınız." buyurdu.

Vehbi Tülek

Midhat Paşa

Vehbi Tülek

Padişahlar Da Güler!

Vehbi Tülek

Osmanli'yi 45 Yil Beklemiş

Vehbi Tülek

Bugünkü rakamlarla ülkemizle 6.5 milyar dolarlık ticaret hacmi bulunan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), bundan tam 217 yıl evvel Osmanlı Devleti'yle ticaret anlaşması imzalaya bilmek için 45 yıl uğraşmıştı. Ülkemizle ilk ticari ilişkilerini 1785'de başlatan ABD'ye, 174 yıl önceki yıllık ihracatımız ise 400 bin dolar idi. ABD'nin genç bir devlet olarak dünya siyasetine girişinden sonra ilk ABD gemisinin 1797'de İzmir limanına geldi, daha sonra bir başka ABD gemisinin de İstanbul'a kadar gelmesiyle ilk ilişkilerin başladı. Amerikan senatosunun Osmanlı Devleti ile anlaşma yapmak için büyük çaba gösterdi. Bu konuda görevlendirilen heyetler içinde Benjamin Franklin'in de vardı. Bu iş için 1802 yılında ABD'nin İzmir'e bir konsolos tayin etti ve konsolos iki yıl kaldıktan sonra Osmanlı Devleti'nin konsoloslu ğunu tasdik etmemesi nedeniyle ülkesine geri dönmek zorunda kaldı. ABD'nin 1808 yılında yeniden konsolosluk için teşebbüse geçti, fakat Osmanlı devleti yine kabul etmedi ancak Kaptan Paşa'nın girişimi ile 1811 yılında ticari ataşelik benzeri bir görev için izin verildi. 1816 yılından sonra ABD heyetlerinin Osmanlı devletine daha sık gelip gitmeye başladı. 1820'den sonra bu trafik daha da arttı. Bu arada resmi olmamakla birlikte ticari ilişkiler sürdürüldü. Osmanlı Devleti'nin siyasi ve ekonomik olarak sıkıntılar içinde bulunduğu 1828 yılında yaklaşık 70 bin dolarlık mal aldığı ABD'ye yaklaşık 400 bin dolarlık mal sattı.

18 - İskender Paşa

Vehbi Tülek

Sultan Abdülaziz İnithar Mi Etti, Şehid Mi Edildi?

Vehbi Tülek

Emirsultan’in Himmeti

Vehbi Tülek

Tez Sakabaşini Getirin

Vehbi Tülek

Bizim Talebelerimiz Bu Kadardir

Vehbi Tülek

Benim Gözüm Göreceklerini Gördü

Vehbi Tülek

Ruh Ve Ceset

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Evliyalık, Kötü Huylardan Kurtulmak Demektir

Bîçâre Abdullah Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. 1657 (H.1068) senesinde İstanbul’da vefât etti. Azîz Mahmûd Hüdâyî hazretlerinin talebelerinden Ahmed Efendiden ilim ve tasavvuf yolunun edebini öğrendi. Tahsîlini tamamladıktan sonra, insanları doğru yola sevk etmek için Manisa’ya gitti. Sonra İstanbul’daki Zeyrek Câmiinde vaaz ve nasîhat etmekle vazîfelendirildi. Bilâhare Ali Paşa Dergâhına şeyh tâyin edildi. Konuşma ve hitâbet kâbiliyeti çok yüksekti. Tasavvuf yolunun ince meselelerinden bahsederdi. Vaazlarına uzaktan ve yakından çok kimse gelirdi. Onun zamânında evliyâya dil uzatan çoktu. Bir gün kürsüye çıkıp, tenkid edenleri de iknâ edecek tarzda beliğ bir vaaz verdi. Bu vaazında şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Allah'ın Takdîrine Râzı Olmak Lâzımdır

Vehbi Tülek

Mûsâ bin Mâhin Mardini hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Milâdi on ikinci asırda Mardin'de yaşadı ve orada vefât etti. Abdülkâdir-i Geylâni hazretlerinin talebelerindendir. Allahü teâlâ, Mûsâ bin Mâhin hazretlerine çok ihsânda bulunmuş, gayblar âleminin sırlarına kavuşturmuştur. Çok kerâmeti görüldü.

Gazzî Ahmed Efendi

Vehbi Tülek

Kabr-i Saâdete Yüzümü Sürmek Istiyorum

Vehbi Tülek

Nizâmeddîn Efendi Osmanlı devletinde yetişen velîlerdendir. Seyyid olup soyu Peygamber (sallallahü aleyhi ve selem) efendimize ulaşır. Bu yüzden halk arasında “Seyyid Nizâm” diye meşhûr olmuştur. Bağdat'ta doğdu. 1550 (H. 957) senesinde İstanbul’da vefât etti. Bağdat'ta Kâsım Zülfikâr Mâzenderânî’nin ilim meclislerinde ve hizmetinde bulunarak tasavvuf yolunda ilerledi. Yavuz Sultân Selim Hânın pâdişâhlığı devrinde İstanbul’a geldi. Silivrikapı dışındaki dergâha şeyh oldu. Burada talebe yetiştirdi... Nizâmeddîn Efendi ile berâber hacca giden bir zât şöyle naklediyor:

Şeyh Saltuk Türkî

Vehbi Tülek

Osman Dârimî

Vehbi Tülek

Nüzhet Efendi

Vehbi Tülek

Dünyanız, Sizi âhiretinizden Alıkoymasın

Vehbi Tülek

Mezheb İmamı Mâlik Bin Enes

Vehbi Tülek

Ahmed Bin İdris Hasenî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Kadı  Iyâd Hazretleri Ve Dürüst Genç

Kadı Iyâd Hazretleri Ve Dürüst Genç

Bir tüccar sahrada bir yerden bir yere giderken, içinde 800 altın olan, altın torbası heybeden düşer kaybolur. Aramalara rağmen bulamaz. Şu özellikte torba kaybolmuştur, bulup getirene 100 altın hediye vereceğim diye ilan eder. Salih bir genç bu torbayı bulur. Özel dikilmiş torbayı hiç açmadan tüccara götürür verir ve 100 altın hediyesini bekler. Tüccar kendi elleriyle diktiği torbanın hiç açılmadığını görür, kendi elleriyle dikişleri çözer ve içindeki altınları saymaya başlar. Tam tamına 800 altın, yani kaybettiği gibi tam olduğunu görür. Ama bu arada 100 altın hediyeyi vermemek için fesatlık düşünür, gence der ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Gerçek Zehir

Vehbi Tülek

İcÂzetin Sirri

Vehbi Tülek

Eğer Senin Yanında Makbul Oldu Ise

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

Bana İyi Bir Elbise Yapiver

Örümcek Ağı

Bir Çuval Toprak Ve Arsa

Tencere Yuvarlanir, Kapağini Bulur

Kırk Bin Kahramanın Başarısı

Vehbi Tülek

Bereketi Var Mı?

Vehbi Tülek

Derdi Olan Neylesin?

Vehbi Tülek

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Vehbi Tülek

Bu Gece Yolcu Olsa Gerektir

Vehbi Tülek

İmanı Ona Kafidir

Vehbi Tülek