Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.462.987

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Affın, Intikam Almaktan Efdal Olduğunu Unutma!

Hamîdüddîn Fergânî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 805 (m. 1403) senesinde Tebrîz civarında Merâga’da doğdu. Bağdad ve Kâhire’ye gidip fıkıh ilmi tahsil etti. Sonra Şam’da tahsiline devam etti. İcazet alarak talebe yetiştirdi. 867 (m. 1463) senesinde Şam’da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Sultanlar RikÂbinda Yürüsün!

Bir gün Sultan Ahmed Han, mürşidini ziyâret için Üsküdar'a gelmişti. Çarşıdan geçerken, Hüdâyi hazretlerinin alış-veriş ettiğini gördü. Genç Hünkâr bu esnâda attaydı. Derhal atından indi, hocasının elini öptü ve atına binmesi için ricâ etti. Bir müddetHüdâyi hazretleri at sırtında önde ve Pâdişâh da yaya olarak ardınca yürüdüler. Kısa bir süre sonra Mahmûd Hüdâyi dünyâyı titreten koca bir pâdişâhın, arkasında yaya yürümesine râzı olmadı ve; "Sultanım! Sırf hocam Muhammed Üftâde hazretlerinin duâsı ve emri yerine gelsin diye bindim. Çünkü o; "Pâdişâhlar rikâbında yürüsün." diye duâ etmişti." buyurarak atından indi. Ata tekrar Sultan Ahmed Hanı bindirdi.Sultan Ahmed Hanın bu hâdiseden sonra aşağıdaki beytleri söylediği belirtilir:

"Varımı ben Hakka verdim, gayrı vârım kalmadı.

Cümlesinden el çekip pes dü cihânım kalmadı.

Çünkü hubbullah erişti, çekti beni kendine,

Açtı gönlüm gözünü, gayri gümânım kalmadı.

Evliyânın himmeti, yaktı beni kül eyledi,

Sâfiyim, buldum safâyı dü cihânım kalmadı.

Ahmedi der, "Yâ ilâhi! Sana şükrüm çok-durur",

Hamdülillah aşk-ı Haktan gayri vârım kalmadı."

Vehbi Tülek

At Binenin, Kılıç Kuşananın Şah'ım!

Vehbi Tülek

Sirplara Osmanli Hoşgörüsü

Vehbi Tülek

69 - Hasan Can'in Rüyasi

Vehbi Tülek

Hafız Mehmet Akkoyunlu sarayının mescidine bakan kendi halinde bir müezzindir. Ancak onda öyle bir ses vardır ki, bülbüller bile imrenir. Kâh volkanlar gibi coşar, kâh akar sular gibi. O yanık Kahire aksanı ile okumaya başladı mı, dinleyenler bir hoş olur. Cemaatin gözleri dolar, yanaklardan sıcak damlalar kayar. Şah İsmail'in fitne kaynattığı günlerde doğu Anadolu'da cinayetler, baskınlar birbirini izler, halk canından bezer. Geceleri kapı sürgüler, camlara kepenk çekerler. Havada tarifi zor bir ağırlık vardır. Hani sıkıntı, kasvet karışımı bir şey. Kargaşa gitgide büyür ve gün gelir Akkoyunluları da sarar. Öyle çok cami yıkılır ve öylesine mâsum katledilir ki, görenler haçlı geçti sanır.

Kadem-i Şerif Ve Sultan Ahmed

Vehbi Tülek

Bana Bir Tüfek Verin

Vehbi Tülek

İsterse Sirtimdan Geçsin

Vehbi Tülek

2 - Şanli "yanya" Müdafaasi Ve Şehid Cavit Paşa

Vehbi Tülek

36 - Gel Kerem Eyle

Vehbi Tülek

Selim Dahi Evliyanin Dişinda Değildir

Vehbi Tülek

Bizim Silah Fabrikamiz Yok

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ebu Hayseme Kufi

Ebu Hayseme Kufi hazretleri, hadis âlimlerinin büyüklerindendir. 100 (m. 718) senesinde Kûfe'de doğdu. Cizre'ye yerleşti. 173 (m. 789)'da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Duâ Ve Istiğfarı Üçer Defa Yapmalı

Vehbi Tülek

Amr bin Abdullah Sebîî hazretleri Tabiînin büyüklerindendir. 33 (m. 653) senesinde Kûfe’de doğup, 127 (m. 744) yılında Kûfe’de vefât etti. Zamanında Kûfe’nin en büyük âlimi idi. Hazreti Ali’nin (radıyallahü anh) zamanına yetişti. O’nu hutbe okurken gördü ve dinledi. Arkasında cuma namazı kıldı. Yetmiş veya seksen Sahâbe’den (radıyallahü anhüm) hadîs-i şerîf rivâyet etti. Rivâyet ettiği bazı hadîs-i şerîfler:

Ayasolug Çelebisi Mehmed Efendi

Vehbi Tülek

Seydişehir’in Kurucusu Seyyid Hârun Velî

Vehbi Tülek

Seyyid Hârun Veli, Horasan'da doğmuştur. Zamânının âlimlerinin sohbetlerinde ilim öğrendi. Amcasının vefâtı üzerine Horasan bölgesinin emirliğine getirildi. Bu görev sırasında büyük babası hazret-i Hârûn-ı Kerâmet'in ve amcasının kabrini sık sık ziyâret ederdi. Bu ziyâretlerin birinde gâibden bir ses; "Yâ Hârûn, Rûm'a çık! Karaman ilinde Küpe Dağının doğu eteklerinde bir şehir kur! O şehrin halkı sâlih ola... Şaki olanın âkıbeti hayır olmaya" diyordu. Bu sesi daha sonra da duymaya başladı...

Hüsameddin Bursavî

Vehbi Tülek

Kalbine Ve Mîdesine Dikkat Eden Kurtulur

Vehbi Tülek

Fakirlerin Sığınağı Huzeyfetü'l-mer'âşî

Vehbi Tülek

Feyizler, Resûlullahın Kalbinden Yayılmakta

Vehbi Tülek

Mikaîl’i Gülerken Hiç Görmedim

Vehbi Tülek

Veren El, Alan Elden Hayırlıdır

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah El-acemî

Abdullah El-acemî

Zamânın sultânı Melik Zâhir Mücirüddin, bir defâsında Abdullah el-Acemi hazretlerinin köyüne gitmişti. Abdullah el-Acemi bahçelerde bekçilik yapıyordu. Melik onu bir bahçe içinde görüp:

"Ey Genç! Bize tatlı bir nar getir." deyince, bulunduğu bahçedeki bir nar ağacından nar koparıp götürdü. Melik kesip tadına baktı ve; "Bu nar ekşi sen nasıl bekçisin narın ekşisini tatlısını ayırd edemiyorsun?" dedi.

Abdullah el-Acemi kendisine âid olmayan meyvelerden hiç yemediği için, ekşisini tatlısını bilmiyordu. Melik'in sözleri üzerine hem üzüldü hem de mahcûb oldu. Gidip bir ağacın altında namaza durdu ve iki rekat namaz kılıp şöyle duâ etti: "Yâ Rabbi bana hangi narın tatlı olduğunu bildir, gidip Melik'e vereyim..."

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Şikayet

Vehbi Tülek

Bana Delil Getir

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Altıyüz Dirhemlik İp

B0r Çuval Toprak

Minareden Okunan Şiir

Abdullah El-acemî

Yoksa Hizir Olduğunu Söylerim

Ahde Vefa

Vehbi Tülek

Annenin Hizmete İhtiyaci Var

Vehbi Tülek

Hazreti Hâlid'in Üstün Başarısı

Vehbi Tülek

Tüccarin Rüyasi

Vehbi Tülek

Bize Teveccüh Edin

Vehbi Tülek

Hayat Kurtaran Yalan

Vehbi Tülek