Yolumuzu Aydınlatanlar • 31.01.2012
Ahmed Necib Efendi, Hâlidiye yolu şeyhlerindendir. Karacasu'ludur. İyi bir tahsilden sonra Rumeli Kazaskerliğine kadar yükselmiş ve bir müddet de Hâlidiye Dergâhı şeyhliğini yürütmüştür. 1900 yılında vefât etmiş olup Fâtih Câmiinin kıble tarafındaki kabristanda medfundur. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 02.02.2012
Necibüddin Mütevekkil hazretleri, Hindistan'ın büyük velilerinden olup, Feridüddin-i Şeker-Genc hazretlerinin kardeşi ve halifesi idi. Çok sıkıntılar ve riyâzetler çekti. Zâhir ve bâtın ilimlerinde mütehassıs oldu. Yetmiş sene insanları irşâd etmek, doğru yolu göstermekle meşgûl oldu. Çok sıkıntı çekmesine rağmen, tam bir tevekkül sâhibiydi. Yetmiş sene şehirde durdu. Hiçbir yerden maaş cinsinden bir şey almadı. Hâlbuki çoluk çocuğu vardı. Sanki hayatla bağı yoktu. Bugün hangi gün, bu ay hangi ay, bu para kaç liradır bilmezdi. On üçüncü asrın son yarısında Dehli'de vefât etti. Hâce Kutbüddin Bahtiyâr Kâki'nin makâmına giden yol üzerinde defnedildi.
Necibüddin Mütevekkil hazretleri, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 31.01.2012
Muhammed İsmâil, Muhammed Ma'sûm Fârûki hazretlerinin torunu ve Muhammed Sibgatullah'ın ikinci oğludur. On sekizinci asrın başlarında vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 04.02.2012
Mustafa Âkif Efendi, 1686 (H.1098) senesinde Amasya'da doğdu. 1760 (H.1173) senesinde Amasya'da vefât etti. Kabri, surların dışındaki kabristanın kıble tarafındadır. Bu mübarek zat, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 02.02.2012
Debbağzâde Hacı Mustafa Efendi, Rize'de doğdu. İlim tahsiline küçük yaşta başlayan Debbağzâde Mustafa Efendi daha sonra İstanbul'a geldi. Zamânının âlimlerinden akli ve nakli ilimleri tahsil edip derin âlim olduktan sonra Fâtih Câmiinde ders okuttu. Mısır kâdılığına tâyin edildi. Mısır ve sonra Medine-i münevvere kâdılığına getirildi. Sevgili Peygamberimizin kabr-i şeriflerini ziyâret edip, mübârek beldenin ahâlisine hizmette kusûr etmedi. Daha sonra İstanbul'a gelen Debbağzâde Hacı Mustafa Efendi, müderris iken vefat etti. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 05.02.2012
Ni'metullah Geylâni, evliyânın büyüklerinden olup, Abdülkâdir-i Geylâni hazretlerinin soyundandır. 1564 (H.972) senesinde Hindistan'da doğdu. 1636 (H.1046) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
|
Yolumuzu Aydınlatanlar • 05.02.2012
Muhammed Karsi, Anadolu evliyasındandır. Doğum târihi bilinmemektedir. Herat şehrinde Muhammed Harezmi'nin sohbetlerinde yetişti. Hocasından icâzet alıp Kars'a döndü. Çok talebe yetiştirdi. 1400 (H.803) târihinde Kars civârında vefât etti. Vefatından kısa bir zaman evvel buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 06.02.2012
Mustafa Kuddûsi Efendi, Zile evliyâsındandır. 1820 yılında Zile'de doğdu. 1855 yılında vefât etti. Kabri Zile'nin Kislik Mahallesinde bulunan Müftüzâde Dergâhının karşısındaki bahçededir.
Bu mübarek zat, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 08.02.2012
Necibüddin-i Ali Şirâzi hazretleri, İran'da yaşamış olan büyük velilerdendir. Şirâz'da doğdu. Bir mürşid aramak için seyahate çıktı. Bağdât'a uğradı. Şihâbüddin-i Sühreverdi hazretlerini tanıdı. Şihâbüddin hazretleri onu talebelerinin arasına aldı. Necibüddin Ali, hocasının feyz ve bereketleri ile birkaç sene içinde yetişip velilik yolunda kemâl mertebesine ulaştı. Hocası tarafından mezun edilip, insanlara doğru yolu gösterip, onlara feyz ve bereket sunmak üzere memleketi olan Şirâz'a gönderildi. 1279 (H.678) târihinde Şirâz'da vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 09.02.2012
Molla Ma'rûf hazretleri, Kuzey Irak velilerindendir. 1761 (H.1175) târihinde Süleymâniye'ye bağlı Nûdi köyünde doğdu. Seyyid olup, soyu hazret-i Hüseyin'e ulaşır. Kâdiriyye yolu üzerineydi. Süleymâniye'de Câmiü'l-Kebir'de ders okuttu. Çok talebesi oldu. 1838 (H.1254) târihinde Süleymâniye'de vefât etti. Sivan Kabristanına defnedildi. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki: