Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.457.686

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Haset Eden, Dâima Gamlı Ve Kederlidir!

Şeyh Sinân Efendi Osmanlı âlimlerindendir. Şimdi Yunanistan’da bulunan Fere’de doğdu. Bursa’ya giderek Abdüllatîf Kudsî’nin talebesi olan Şeyh Tâceddîn’in talebesi oldu. Kısa zamanda yüksek derecelere kavuşarak icazet verildi ve talebe yetiştirmek üzere memleketinde gönderildi. 890 (m. 1485) senesinde Fere’de vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Mahpeyker Valide Sultan

Mahpeyker Vâlide Sultan, Sultan I. Ahmed Hân'ın hanımı, Sultan IV. Murâd ile Sultan İbrâhim Hân'ın anneleridir. Kösem Sultan da denen Mahpeyker Sultan, Ahmed Hân'ın genç yaşta vefâtı ile 27 yaşında dul kaldı. Sultan IV. Murâd Hân'ın 11 yaşında tahta geçmesi ile Vâlide Sultan oldu.Zekâsı, kâbiliyeti, devlet işlerindeki ince anlayışı ile, iki oğluna da yardım etti. 30 sene devletin idâresinde başarılı hizmetleri görüldü. Aklı ve zekâsı, güzelliği, hayrat ve hasenâtı ile meşhûr, sâlihâ, afife (temiz) bir hanım idi. Bâzı târih kitaplarında katı yüreklilikle ithâm olun makta ise de, bıraktığı eserler onun dindar, cömert ve iyiliksever olduğunu göstermektedir.

Vehbi Tülek

Galiçya Cephesinde Bir Türk Çocuğu

Vehbi Tülek

Osman Gazi’nin Rüyasi

Vehbi Tülek

Akibet Görürsün Hele Ferhat

Vehbi Tülek

Evliyaullah'a pek yüksek bir hürmet ve bağlılık gösteren Yavuz Sultan Selim Han'ın kendisi de hiç şüphesiz babası gibi Allah'ın has kulu idi. o'nun, Allah'a kurbiyetinden dolayı keramet nev'inden pek çok davranışlar ortaya koyduğu tarihi gerçekler arasındadır. Şöyle ki: Yavuz, bir gün divandan içeri hiddetli bir şekilde girmişti. Elbisesini dahi değiştirtirmeden bir müddet odada dolandı ve kendisini kızdıran şeyi mırıldanıp durdu. Meğer Ferhat Paşa'nın İskender Çelebi'yi olur olmaz koruyup kayırmasından gazaplanmıştı. Çünkü aralarındaki dostluktan başka şeyler de sezinlemişti. Sonunda yüksek sesle şu sözleri sarfetti: "Akibet görürsün hele Ferhat! Sen şimdi İskender'i koruyup duruyorsun, ama bu korumaktan ne fayda çıkacağını inşeallah birbirinize karşı asıldığınız zaman görürsünüz!.." Gerçekten de aradan seneler geçti ve Kanuni Sultan Süleyman devrinde bu iki şahıs, Selim Han'ın geleceği görmüşçesine dediği gibi işledikleri cürümlerden dolayı karşı karşıya asıldılar

Her Kim Bu Taşi Kaldirirsa

Vehbi Tülek

Hangimiz Kazançli Çiktik

Vehbi Tülek

Şanli Bir Zafer İçin “bilmem Ne Kazandik” Diyenin Hali

Vehbi Tülek

Binbaşi Mehmed Ali Bey

Vehbi Tülek

Minare Eğri Mi?

Vehbi Tülek

Musul'un Osmanli HÂkimiyetine Girmesi

Vehbi Tülek

Pîrî Reis

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Allah Için Sev Allah Için Darıl

Ebü'l-Bekâ Muhammed Hâdiri hazretleri hadis, nahiv, kırâat ve fıkıh âlimlerindendir. 747 (m. 1346) senesinde doğdu. 824 (m. 1421) senesinde Haleb'de vefât etti. Naklettiği Hadis-i şeriflerden bazıları:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Ahmed Feyzî Efendi

Vehbi Tülek

Ahmed Feyzi Efendi "rahmetullahi aleyh" son devir Osmanlı âlimlerindendir. 1839'da Çorum'da doğdu. Tahsilini tamamladıktan sonra, İskilipli Mehmed Emin Efendi'den Nakşibendiyye-Hâlidiyye icazeti aldı. Çorum'da müderrislik ve müftülük yaptı. 1909'da Ço­rum'da vefat etti. "El-Fevâ'idü'l-Feyziyye" isimli eserinde şöyle yazmaktadır:

Hâce İbrâhim

Vehbi Tülek

Son Nefes Endişesi Ile Hep Ağlayan Zat

Vehbi Tülek

Ebü'l-Hasan Ali Bekkâ hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1174 (H.570) senesinde Kudüs’te doğdu. 1271 (H.670)de orada vefât etti. Bekkâ "çok ağlayan" demektir. Ali Bekkâ hazretlerinin çok ağlamasının ve "Bekkâ" çok ağlayan lakabının verilme sebebi şöyle anlatılır:

Allahü Teâlânın Rahmetini Ummalı

Vehbi Tülek

Meşhûr Olmak Isteyen Şöhretin Kölesi Olur

Vehbi Tülek

Hanefi'de Namazın Sünnetleri

Vehbi Tülek

Fakiri Sevip, Mazluma Yardım Etmelidir

Vehbi Tülek

Hz. Nuh'un Asi Oğlu: Kenan

Vehbi Tülek

Ali Bin Ahmed Adevî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah Bin MübÂrek

Abdullah Bin MübÂrek

Merv'de bir yıl ticâretle uğraşır, kazancının hepsini fakirlere dağıtırdı. İkinci yıl İslâmiyet'i yaymak için cihâda, düşmanla harbe giderdi. O, medresede müderris, hoca; câmide vâiz, şehirde tüccâr; harbde büyük bir kahramandı. Kılıç ve kalem sâhibi idi. Kalemiyle cihâda dâir eser yazdı, kılıcıyla da dillere destan olan kahramanlıklar gösterdi.

Abbâsiler devrinde Bizanslılarla yapılan harplerden birine katılmıştı. Abbâsi ordusu sessiz, sâkin ve aydınlık bir gecede Tarsus'un kuzeyinde karargâh kurmuştu. Tarsus'un sırtlarında İslâm ve Bizans orduları görünüyordu. İki taraf da kendilerini kuvvetli göstermek için alevleri göklere yükselen ateşler yakmışlardı. Bu ateş ocaklarından birinin etrafında tepeden tırnağa silâhlı askerler hilâl şeklinde oturmuşlar, ortalarında ise ince yapılı, nûrâni yüzlü bir zat onlara ders anlatıyordu. Kimse vaktin nasıl geçtiğinin farkına varmamıştı. Sözü kesip, duâsını yapınca istirahate çekildiler.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Minareden Okunan Şiir

Vehbi Tülek

Firkateyne Bininiz

Vehbi Tülek

Abdullah El-acemî

At Hirsizi

Namazini Ben Kildirayim

Bülbülün Zikri

İcÂzetin Sirri

Meşayihın Kadrini Bilmezsen

Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Vehbi Tülek

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Vehbi Tülek

Sakiz Ağacinda Yapilan Hac

Vehbi Tülek

Her Şeyi Göze Almıştı!

Vehbi Tülek

Gördünüz Rüyadan Haberimiz Var

Vehbi Tülek

Adalet Ve Tevazu

Vehbi Tülek