Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.460.156

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Affın, Intikam Almaktan Efdal Olduğunu Unutma!

Hamîdüddîn Fergânî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 805 (m. 1403) senesinde Tebrîz civarında Merâga’da doğdu. Bağdad ve Kâhire’ye gidip fıkıh ilmi tahsil etti. Sonra Şam’da tahsiline devam etti. İcazet alarak talebe yetiştirdi. 867 (m. 1463) senesinde Şam’da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Zulm İle ÂbÂd Olanin

Fâtih Sultan Mehmed Hân'ın babası Sultan II. Murad Hân devrinde, bir gün sadrâzam askere mûtad ulûfesini dağıttıktan sonra, padişahın huzuruna girmiş ve durumu şöyle rapor etmişti:"Devletlû Hünkârım, asâkir-i hümâyuna ulûfesini dağıttık. Ancak bir miktar akçe arttı. Ferman buyurursanız, ihtiyat akçesi olarak hazine-i hâssaya koyup saklayalım..." Sadrâzam, paranın artması haberine padişahın sevineceğini umuyordu. Fakat yanıldığını anlamakta gecikmedi. Sultan Murad Hân bu durumdan memnun olmamıştı. Zira o güne kadar ulûfe dağıtıldıktan sonra geriye para kalmazdı. Şimdi kaldıysa bunun bir sebebi olmalıydı. Bu yüzden sadrâzama şu sözleri söyledi:"Lala, her zaman ulûfe dağıtırken geriye akçe kalmaz iken, bu sefer fazla gelmesinin sebebi ne ola ki? Herhal Defterdârım bize yaranmak, gözümüze girmek için halktan fazla akçe toplamış, hazinede her zamankinden fazla akçe cem' eylemiş. Padişah'a yaranmak için halka zulmeden, tebaanın malını zorla elinden alan bir Defterdâr bize gerekmez..."Bu sözlerden sonra, Sultan Murad Hân Defterdârı'nı derhal vazifeden aldı. Zira 'Zulm ile âbâd olanın, kahr ile berbâd olacağı' hakikatine gönülden inanıyor, halkına elinden geldiğince adâlet ile muâmele etmeye çalışıyordu

Vehbi Tülek

Sultan Ahmedin Rüyasi

Vehbi Tülek

Kanuni Sultan Süleyman Han’in Çekmecesi

Vehbi Tülek

Benim Milletimin Ocaği Yaniyor

Vehbi Tülek

Bir Ramazan gecesi herkes uykuda iken Yıldız Sarayı yanmaya başladı. O tarihlerde İstanbul'u işgal etmiş bulunan İngiliz donanması itfaiyesi sevk edilerek yangın söndürülmeye çalışlıyordu. Devlet ileri gelenlerinden ve belediye zabıta ve itfaiyesinden hiç kimse geleme mişti. Çünkü saray tamamen İngiliz ablukası altındaydı. Sadece Harbiye Nazırı Şevket Turgut Paşa buraya ulaşmayı başardı. Padişahın Cihannüma köşkünde olduğunu öğrendi ve hemen oraya koştu. Zat-ı Şahane, sırtında gecelik entarisi ve üzerinde pardesüsü olduğu halde köşkün önünde ayakta duruyordu. Telaşlı değildi. Köşkün bekçibaşısı hüngür hüngür ağlıyordu. Hünkar:-Benim milletimin ocağı yanıyor, ben onu düşünüyorum... kendi evim yanmış, ne ehemmiyeti var, dedi.

Hamevî'nin Osmanli Padişahlari İle Alakali Önemli Tesbiti

Vehbi Tülek

Rumeli Hisarinin Şekli

Vehbi Tülek

Ii. Mahmûd Han Ve İsyanci Vehhabiler

Vehbi Tülek

Rumeli Hisari Ve Fatih

Vehbi Tülek

Venediklilerin Zulmüne Karşilik Osmanli Devletinin Vergi Adaleti

Vehbi Tülek

Özbekler Tekkesi Ve Sultan Ii. Mahmud Han

Vehbi Tülek

79 - Zannedersem Ben, Hatem-ül-müluk Olacağim

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Zekât, Gazâb-ı Ilâhîyi Söndürür

Veliyyullah Ahmed Sâhib-i Dehlevi hazretleri Hanefi mezhebi fıkıh âlimi ve evliyânın büyüklerindendir. (H.1114) senesinde Hindistan'ın Delhi şehrinde doğdu. 1762 (H.1176) senesinde orada vefât etti. Zamanın meşhur fıkıh ve tefsir âlimlerinden ilim tahsil ederek icazet aldı. Delhi'deki büyük medresede ilim öğretti. Bu sırada Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin sohbetlerine devam ederek tasavvufta da kemale geldi. Bu mübarek zat buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Dindarlık Şeref, Ilim Hazine, Çok Konuşmamak Nurdur

Vehbi Tülek

Muhammed bin Ebû Verd hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Bağdat'ta doğup 876 (H.263) senesinde orada vefât etti. Cüneyd-i Bağdâdi hazretlerinin, akrabâsı olup, onun, Sırri-yi Sekati, Hâris Muhâsibi ve Bişr-i Hafi hazretlerinin sohbetlerinde bulunup tasavvufta yetişti. Hikmetli sözleri pek çoktur. Buyurdu ki:

Muhammed Husrî

Vehbi Tülek

Amre Bint-i Abdurrahman

Vehbi Tülek

Amre bint-i Abdurrahman hazretleri, tâbiinden, hadis ve fıkıh âlimi olan bir hanımdır. 77 (m. 648)'de doğdu. Hazret-i Âişe'nin "radıyallahü anha" yanında yetişen Amre hazretleri, Ümmü Se­leme, Hamne bint-i Cahş "radıyallahü anhüma" gibi sahâbiyyelerden de hadis rivayet etti. 106 (m. 724) yılında Medine'de vefat etti. Şöyle nakletmiştir:

Kıyamette Ilk Sual Namazdan Olacaktır

Vehbi Tülek

Ebû Bekr Nişâbûrî

Vehbi Tülek

Zevcelerinizi Dövmeyiniz! Onlar, Sizin Köleniz Değildir

Vehbi Tülek

Saçaklızade Osman Efendi

Vehbi Tülek

Zeyneddin Ömer Bin Verdî

Vehbi Tülek

Abdestte Kullanılan Suya "müstamel Su" Denir

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Bir gün Yalova'dan İstanbul'a bir gemi gidiyordu. İstanbul'a yaklaştıkları sırada, şiddetli bir rüzgâr esmeye, dalgalar gittikçe büyümeye, gemiye şiddetle vurmaya başladı. Dalgaların vuruşundan tahtalar gıcırdıyordu. Gemi, koca denizde bir o tarafa, bir bu tarafa yalpalıyor, devrilecek gibi oluyordu. Yolcular ne yapacaklarını şaşırdılar. Herkes geminin bir tarafına birikince, tehlike daha da büyüdü. Kaptan, yolcuları teskin etmeye çalışıyor ve herkesin yerinde oturmasını tavsiye ediyordu. Herkes birbiriyle helâlleşiyor ve şimdiye kadar işlediği günahlarına tövbe ediyordu. Bâzıları da, kurtulmaları için adakta bulunuyordu. Yolcuların arasındaki bir genç, Fâtiha-i şerife ve İhlâs sûrelerini okuyarak, hâsıl olan sevâbı; Peygamber efendimizin, Eshâb-ı kirâmın, evliyânın, âlimlerin ve zamânın velilerinden Üftâde hazretlerinin rûh-ı şeriflerine hediye etti. Sonra da; "Yâ hazret-i Üftâde! Himmetinizi, yardımınızı istirhâm ediyorum." dedi. O anda, uzaklardan bir karaltı peydâ oldu. Yaklaştıkca, bunun bir insan olduğunu, suyun üzerinde süratle kendilerine doğru geldiğini gördüler. Onun yürüdüğü yerlerde dalgalar hemen sâkinleşiyordu. Nihâyet o zât geminin yanına geldi ve gemiyi eliyle bir mikdâr tuttuktan sonra, geminin önünden yürümeye başladı. Yürüdüğü yerlerde deniz durgunlaşıyordu. Bir müddet sonra gözden kayboldu. Kaptan, o kimsenin su üzerinde gittiği istikâmete göre, geminin dümenini ayarladı. Bir müddet sonra, selâmetle sâhile vardılar. Herkes bu hâdise karşısında şaşırıp kaldı. Sâdece o delikanlı şaşırmamıştı. Yolcular sâhile çıktıklarında, bir kimse karşılarına çıkıp onlara; "Ey yolcular! Üftâde hazretlerinin selâmı var. Sağ olduğum müddetçe, bu sırrı kimseye söylemesinler diye bana emretti." dedi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Vehbi Tülek

Yeterki Kalbi Kirilmasin

Vehbi Tülek

Eğer Senin Yanında Makbul Oldu Ise

"kılıcını Değil Kınını Öpmüşlerdir!"

Cünnetü'l-esmâ

Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Bizi Hatirlayin!

Kimsenin Yaptığı Yanına Kalmaz

Sizin Rizkinizdan Kesilmiş

Vehbi Tülek

9 Evi Dolaşan Kelle

Vehbi Tülek

Abdullah El-acemî

Vehbi Tülek

Allah'ın Takdirine Kulun Aklı Ermez

Vehbi Tülek

A'meş Ve Hanımı

Vehbi Tülek

Derdi Olan Neylesin?

Vehbi Tülek