Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.335.700

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Makâm-ı Mahmûd" Şefaat Makamıdır

Ebû Musa el-Medini hazretleri hadis hafızlarındandır. 501'de (m. 1108) İran’da İsfahan'da doğdu. İlk tahsilinden sonra Hemedan ve Bağdat’ta hadisin yanı sıra kıraat de okudu. Tahsilini tamamladıktan sonra İsfahan'a dönerek orada talebe yetiştirdi. 581'de (m. 1185) İsfahan'da vefat etti. Şöyle nakletmiştir:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Mesir Macunu

Yavuz Sultan Selim Hânın kızı Şâh Sultan, zevci Sadr-ı âzam Lütfi Paşa ile Yanya'dan İstanbul'a gelirken, yolda eşkıyânın baskınına uğradı. Bu kötü durumdan nasıl kurtulacakları nı düşünürlerken, o anda Allahü teâlânın izni ile, zamânın evliyâsından Merkez Efendi karşılarına çıkıverdi. Önceden orada olmadığı hâlde, bir anda karşılarına dikilen Merkez Efendiyi gören haydutlar, şaşkına döndüler. Eşkıyâ reisi, Merkez Efendinin heybeti karşısında selâmeti kaçmakta buldu. Diğerleri de kaçıp orayı terkettiler. Eşkıyânın ortadan çekilmesiyle Merkez Efendi de bir anda kayboldu. Bu hâli hayretle seyreden Lütfi Paşa ve zevcesi Şâh Sultan, Merkez Efendiyi tanımışlardı. Şâh Sultan, Merkez Efendinin bu kerâmetinden dolayı, İstanbul'da Eyüb Bahariye'de onun adına bir câmi ve yanına medrese yaptırdı. Merkez Efendiyi buraya tâyin ettiler. Bir müddet orada talebe yetiştiren Merkez EfendiyeKânûni Sultan Süleymân Hân, Topkapı surlarının dışında yaptırdığı tekkede vazife verdi. Burada da aynı hizmete devam eden Merkez Efendi, Kânûni Sultan Süleymân Hânın annesinin isteği ve Sünbül Efendinin tenbihi üzerine Manisa'ya gitti. Vâlide Sultanın Manisa'da yaptırdığı imâretin yanındaki dergâhta hocalık yaptı. Tıb bilgisi kuvvetli olan Merkez Efendi, Manisa'da bulunduğu sırada kırk bir çeşit baharattan meydana gelen bir mâcun yaptı. Bu mâcunu hastalar yiyerek şifâ bulurdu. İlkbaharda yetişen çiçeklerden de istifâde edilerek yapılan bu mâcunu almak için, çevre kasabalardan gelirlerdi. Mesir mâcunu diye şöhret bulan bu mâcun, şimdi de yapılmaktadır.

Vehbi Tülek

Traş Edilmiş Sakal Daha Gür Çikar

Vehbi Tülek

Ancak İstanbul Kadisi Olursun

Vehbi Tülek

Ordusunun Başinda Sefere Çikan Son Osmanli Padişahi

Vehbi Tülek

İkinci Ahmed Hanın 6 Şubat 1695'te vefâtıyla tahta çıktı. Pâdişâh olduğunda, Osmanlı Devleti on iki yıldan beri Avusturya, Lehistan, Rusya ve Venediklilerle harp ediyor du. Gayretli ve kahraman ruhlu bir hükümdar olan Sultan Mustafa Hân, tahta çıkışının üçün cü günü sadrâzama gönderdiği fermânda;"Cenâb-ı Hak, bu âciz, bu günahkâr kuluna bir cihân pâdişâhlığı ihsân etti. Pâdişâh ların hangisi zevk ve sefâya; kendi nefsinin râhatına düşmüş ise, eli altındaki memleketleri nin ve tebeasının huzûru ve râhatı kaçmıştır. Biz, bugünden zevki ve sefâyı kendimize haram kıldık. Düşmana karşı ceddim (Kânûni) Sultan Süleymân gibi kendim sefere çıkmaya kat'i niyet ettim. Sizler ki veziriâzamım, vüzerâ, ulemâ, vükelâ ve ocak ağalarısınız, cümleniz bir yere gelip, bu hatt-ı hümâyûnumu okuyup düşününüz, gazâya gitmem mi makbul, yoksa Edirne'de oturup, kalmamız mı münâsip? Din ve devlet ve halka hangisi faydalı, Allah için söyleşüp, doğruyu bana bildiriniz vesselâm..." buyurarak vazifeye başladı. Bu Hatt-ı Hümâyûn devlet adamlarını, âlimleri, kumandanları, askerleri ve ahâliyi çok memnun edip coşturdu. Hocası Seyyid Feyzullah Efendiyi yanından ayırmayıp, sultanlığında da çok istifâde etti. Ordunun başında sefere karar verip, saltanatının ilk günlerinde sevindirici zaferler kazanıldı. 18 Şubat 1695'te Sakız Adasının Venedik İşgâlinden kurtarılmasını temin eden Koyun Adaları Zaferi kazanıldı.

Eski İftarlar

Vehbi Tülek

33 - Şah Sultan Ve Merkez Efendi

Vehbi Tülek

Sultan Iv. Mehmed Ve Cahidi Efendi

Vehbi Tülek

“müfti’s-sekaleyn” Ne Demektir Ve Kimdir?

Vehbi Tülek

CÂmide Nargile

Vehbi Tülek

Ii. Mahmud HÂn’in Asilerin Elinden Kurtulmasi

Vehbi Tülek

Şimdi Olmaz, Vezirler Var!

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Muhammed Bin Abdülkerîm

Muhammed bin Abdülkerim Megili hazretleri, Cezayir'de yetişen tefsir, fıkıh, hadis âlimlerindendir. 909 (m. 1503)'de Tlemsân şehrinde vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Mümin, Niyetini Iyi Ve Doğru Yapmalıdır

Vehbi Tülek

Fahrüddin Cibrin hazretleri Şafii mezhebi fıkıh ve kırâat âlimidir. 662 (m. 1263)'de Kâhire'de doğdu. 739 (m. 1338)'de orada vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Şâfiî Fıkıh âlimi Radıyüddîn Kazvînî

Vehbi Tülek

İmândan Sonra En Kıymetli Ibâdet

Vehbi Tülek

Kadı Alâeddîn Fenârî hazretleri Osmanlı devletinde yetişen âlimlerin ve velîlerin büyüklerinden ve Şemsüddîn Fenârî'nin torunlarındandır. Bursa'da doğup büyüdü. Gençliğinde İran'a gitti. Hirat şehrindeki âlimlerden ders aldı. Sonra Semerkand ve Buhârâ'ya gidip, oradaki âlimlerden de okudu. Fâtih Sultan Mehmed Hanın ilk zamanlarında Anadolu'ya geldi. Fâtih Sultan Mehmed Han, onu Bursa'ya müderris tâyin etti. Ardından Bursa kâdısı, en sonra da kâdıasker yaptı. Sultan İkinci Bâyezîd Han pâdişâh olunca, Rumeli kâdıaskerliğine getirildi. Sonra bu vazîfeden ayrılıp, Bursa'ya döndü. Keşîş Dağı eteğinde, hâlen Kadı Yaylası denilen yerde bir ev yaptırıp, orada oturmayı âdet edinmişti. 1497 (H.903) senesinde Bursa'da vefât etti. Mollazâde'nin Hidâye Şerhi kitabına yaptığı hâşiyesi vardır. Bu kitabında şöyle nakleder:

Osman Bin Merzûk

Vehbi Tülek

sen Ölüm Meleğisin!

Vehbi Tülek

Sultan Alâeddin Muhammed Harezmi

Vehbi Tülek

İbadetleri Yapmak Gayet Kolaydır

Vehbi Tülek

Allah Adamlarının Resûlullah Sevgisi

Vehbi Tülek

Bir Âhiret Sultanı Alâeddîn Bin Esad

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Gül Yaprağı

Gül Yaprağı

Vaktiyle, yol üzerinde bulunan bir dergahın dervişleri, yoldan geçen herkesi misafir kabul ediyordu. Burada hiç konuşulmuyordu. Dervişler anlatmak istediklerini kalben ifade ediyorlardı. Bir gün dergahın kapısına bir yolcu geldi. Yolcu kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada, misafir geldiğini dervişler firaset yoluyla anlıyorlardı, o yüzden kapıda tokmak yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki derviş, kapıda duran yolcuya baktı. Bir selamlaşmadan sonra söz'süz konuşmaları başladı. Gelen yolcu, dergahta kalmak istiyordu. Derviş içeri girdi, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yolcuya uzattı. Bu, yeni bir misafiri kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yolcu dergahın bahçesine girdi, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı. Derviş kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Yakub-i Germiyani’nin Yağmur Duasi

Vehbi Tülek

Veliye Rastlamak İstiyorsan

Vehbi Tülek

Pişman Oldular!

Değişen Sizin Kalbiniz

Gül Yaprağı

Hakikati Görmek

Abdullah Bin MübÂrek

Ahde Vefa

Allah Haramdan Kaçani Korur

Vehbi Tülek

Hizir Ve Gelin

Vehbi Tülek

Padişah Ve At

Vehbi Tülek

Sakiz Ağacinda Yapilan Hac

Vehbi Tülek

Sarayda İftar

Vehbi Tülek

Tencere Yuvarlanir, Kapağini Bulur

Vehbi Tülek