Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.487.431
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Fatih Sultan Mehmed Han devri, bilindiği üzere İslâmi ilimlerde olduğu kadar pozitif sahada da en hareketli ve verimli dönemini yaşamıştır. Başta Sultan Fatih olmak üzere devletin her kademesindeki yetkili, bu konuyla yakından ilgilenmiş ve ve bu sayede ilim adamları arasında büyük bir rekâbet başlamış, böylece medreseler harıl harıl çalışarak güçlü il im adamları yetiştirmek amacını gütmüşlerdir. Bu sıralarda İstanbul gibi Bursa da âdetâ bir ilim merkezi halinde bulunuyordu. Ülkenin her tarafından kabiliyetli talebeler oraya akın etmekte idi. O zamanlar Bursa'nın büyük tüccar larından Yusuf bin Salih adında bir şahsın çok zeki ve yetenekli bir oğlu vardı. Ne var ki, ismi Muslihiddin olan bu çocuk ile babası arasında anlayış bakımından çok büyük farklar bulunuyor du. Babada tüccar kafası, oğlunda ilim, irfan ve kültür kafası vardı. Aralarında bu konularda anlaşmazlıklar çıkıyordu.
1578 yılı Ağustos ayının 9. Cumartesi günü idi. İran Şahı 30.000 kişilik kalabalık bir orduyu Osmanlı sınırına göndermişti. Hedef Erzurum'du. Sadrazam Lala Mustafa Paşa, Erzurum beylerbeyi Özdemiroğlu Osman Paşa'yı İran üzerine sefere memur etti. O da Derviş Paşa'yı düşman kuvvetleri hakkında istihbarat yapması için küçük bir öncü kuvvetle, İranlıların karargah kurduğu Çıldır civarına gönderdi. Yanında üç yüz kadar asker bulunuyordu. İran ordugahına yaklaştığı zaman, onların gayet dağınık vaziyette ve ani bir hücumla dağıtılabilecek bir durumda olduğunu gördü. Yapabileceği iki tercih vardı. Ya düşmana saldıracak, yada geri dönecekti. Bu takdirde askerin maneviyatı bozulacaktı.
İbn-i Zafer Sakli rahmetullahi aleyh, tefsir, lügat, nahiv, ferâiz ve Mâliki mezhebi fıkıh âlimidir. Aslen Sakliye (Sicilya) adasındandır. Bu sebeple "Sakli" nisbet edildi. 497 (m. 1104)'de Mekke'de doğdu. 565 (m. 1170)'de Hama'da vefât etti. "Sülvân-ül-mutâ' fi rıdvân-il-etbâ" adlı eserinde, "Tevfiz ve Sabır"la ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
Ebû Mûsâ Dineveri hazretleri Bâyezid-i Bistâmi hazretlerinin talebesinden idi. 281 [m. 894] senesinde vefât etti. Ebû Mûsa Dineveri diyor ki:
Muhammed bin Ebi Bekr Süyûti hazretleri Şafii mezhebi âlimlerindendir. 783 (m. 1381)'de Mısır'ın Asyût kasabasında doğdu. 859 (m 1455)'de Kâhire'de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Emevi Halifelerinin büyüklerinden olan Ömer bin Abdülaziz hazretleri zamanında Şam'da yaşamış olan ünlü şairlerden Ebu Amr, cömertliği ile meşhur olmuştu. İhtiyacı olan herkes ona koşar, o da elinde ne varsa verirdi. Bir ara maddi sıkıntıya düştü. Onu, cömertliğinden dolayı tenkid edenler, bunu fırsat bilerek onun hakkında konuşmaya başladılar: "İşte gördünüz mü, fazla cömertlikten sıkıntıya girdi. Biraz ihtiyatlı olsa başına bu sıkıntı gelmeyecekti!" Sonra da bunlardan bazıları Ebu Amr'ın evine giderek kapısını çaldılar. O sırada evde yoktu. Kızı kapının arkasından seslendi: