Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.340.402

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Resûlullahın Açıkça Bildirdiği Şeyleri Tasdik Eden Mümindir

Şeyhzâde Mehmed Efendi Osmanlı tefsir ve fıkıh âlimlerindendir. Aslen İzmitli olup babasının adı Muslihuddin Mustafa’dır. Tahsilini İstanbul’da yaptı. Tefsir ve fıkıh ilimlerinde yetişerek Beyzâvî’nin “Envârü’t-tenzîl” kitabına yazdığı hâşiye ile meşhur oldu. İstanbul’un değişik medreselerinde müderrislik yaptı. 951 (m. 1544)’de vefat etti. “Envârü’t-tenzîl hâşiyesi”nde şöyle buyuruyor:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Orhan Gazi’nin Örnek Şahsiyeti

Şahsiyeti nesillere örnek mâhiyette olan Orhan Gâzi, halim selim olup, son derece merhametliydi. Kolay kızmaz, kızınca da belli etmezdi. Askerlerini ve tebeasını kendisinden fazla korurdu. Muhârebelerde zâyiât durumuna dikkat ederdi. Zâyiâta sebep olacak yerlerin fethini kuşatmayla kolaylaştırıp, teslimini beklerdi. Çok âdildi. Dini bütün bir Müslüman olup, ülkede İslâm hukûkunu tereddütsüz tatbik ettirirdi. Orhan Gâzinin İslâm ahlâkına hayrân olup adâletine gıbta eden Hıristiyanlar, kendi soyundan ve dininden hânedânların yerine, Osmanlı idâresini tercih ederlerdi. İyi bir teşkilâtçı, cesur bir kumandan olduğu gibi mükemmel bir idâreciydi. İlme, âlimlere ve gönül sultanı mânevi şahsiyetlere hürmetkârdı. Âlimlerin sohbetinde bulunup, onlarla istişâre ederdi. Îmâr ve iskân siyâsetine önem verip, devrinde fethedilen beldelere Türk-İslâm nüfûsu yerleştirirdi. Osmanlı ülkesinin nüfûzunu arttırıp, devleti müesseseleştirdi.

Vehbi Tülek

Böyle Soruya Böyle Cevap

Vehbi Tülek

Hirka-i Saadet Merasimi

Vehbi Tülek

Dilsiz Dili

Vehbi Tülek

Osmanlı sarayında bizebân da denilen sağır-dilsiz görevliler bulunur, bunlar devlet işlerinin görüşülmesi esnasında hizmet eder, evrak getirip götürürlerdi. Sağır-dilsiz oldukları için devlet sırlarının işitilmesi ve yayılması tehlikesi ortadan kalkardı.Bunların anlaşmak için kendilerine mahsus işâretleri ve el hareketleri vardı ki, buna 'Dilsiz dili' denirdi. Bütün saray halkı bu dili öğrenmişti. Pâdişahın huzûrunda konuşmak ayıp sayıldığı için saraylılar bu dille anlaşırlar, hattâ başka zamanlarda bile bu dille birbirlerine hikâyeler anlatırlardı. Dilsiz dili sarayda neredeyse moda olmuştu. Sağır-dilsiz görevliler Tanzimat'ın ilânından sonra kurulan meclislerde ve Heyet-i Vükelâ denilen bakanlar kurulunda da kullanıldı. Devlet adamları bunlarla anlaşabilmek için dillerini öğrenmek zorundaydılar. Bunlar son derece hassas ve zeki kimselerdi. Hâfızaları çok güçlüydü. Şâhit oldukları tarihi olayları en ince teferruâtına kadar anlatırlar, tarihi şahsiyetleri kendilerine mahsus hareketleriyle karikatürize edebilirlerdi. Sözgelişi, sağ ellerini parmakları açık tuğ gibi başlarına götürdüklerinde pâdişahı, ellerini yumup baş parmağı 'birinci' der gibi dimdik yukarı kaldırdıklarında da sadrâzamı kasdettikleri anlaşılırdı. Günümüzde de bâzı toplantılarda sağır-dilsiz görevliler hizmet etmektedir.

Birakma Bizi Baba

Vehbi Tülek

Zor Şehzade

Vehbi Tülek

Hirka-i SaÂdet Töreni

Vehbi Tülek

İki Defa Tahta Çikan Padişah I. Mustafa Han

Vehbi Tülek

Kanuni Sultan Süleyman Ve Bahri Dede

Vehbi Tülek

Astaze

Vehbi Tülek

Kayiğa Karşi Araba

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Din Hırsızlarının Kitapları Insanın Îmanını Bozar

İsmail Necati Efendi Nakşibendi-Hâlidi şeyhlerindendir. 1255 (m. 1840)'da Safranbolu'nun Oğulveren köyünde doğdu. Tah­silini tamamladıktan sonra İstanbul'da medreseye devam edip icazet alarak müderrisliğe ta­yin edildi. Bu sırada Nakşibendi Hâlidi şeyhlerinden Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevi'ye intisap eden ve seyrü sülûkünü tamamlayıp icazet alan İsmail Ne­cati Efendi, Hasan Hilmi Efendi'nin vefa­tından sonra Gümüşhânevi Dergâhı'nda irşada başladı. 1337 (m. 1919)'da İstanbul'da vefat etti. Bir sohbetinde buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Dinimizde Kumar Kesin Olarak Haramdır

Vehbi Tülek

Cemâlüddin Yûsuf Merdâvi hazretleri Hanbeli fıkıh alimidir. 700 (m. 1301)'de Şam'da doğdu. Zamanın büyük âlimlerinden hadis, fıkıh, usul dersleri aldı. Tahsilini tamamladıktan sonra Câmiu'I-Muzafferi'de ders okut­tu ve fetva verdi. Sonra Şam Hanbeli ka­dısı (Kâdılkudât) oldu. 769 (m.1367)'de vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Esîrüddin Ceyyânî

Vehbi Tülek

"vah Hârûn Reşîd... Vah...

Vehbi Tülek

Behlûl-i Dânâ, Bağdad evliyasının meşhurlarındandır. Asıl ismi Vehib bin Ömer Sayrâfi'dir. Behlûl-i Dânâ adıyla şöhret buldu. Halife Hârûn Reşid'in kardeşi olduğuna dâir rivâyetler varsa da aslı yoktur. 805 (H.190) senesi Bağdât'ta vefât etti. Dicle kenarında Şunûziyye Kabristanına defnedildi...

Radıyyüddin Lârî

Vehbi Tülek

Ravda-i Mutahharayı Ziyâret Hakkında

Vehbi Tülek

Orhan Gazi

Vehbi Tülek

Gürcistan'dan Tûs'a... Abdullah-ı Gürcistânî

Vehbi Tülek

Amellerin En Iyisi, Ihlâsla Yapılandır.

Vehbi Tülek

Sebebe Yapıştıktan Sonra Tevekkül Edilir

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Kânûni Sultan Süleymân'ın vezir-i âzamı olan Rüstem Paşanın terzibaşısının kardeşinin oğlu olan Ali Efendi, Tırhala'dan getirilerek amcasının yanında yetiştirildi. Rüstem Paşa, 1548' de İran Seferinden dönerken Ankara yakınlarına gelince, Bayramiyye yolu büyüklerinden Hüsâm Efendiyi berâberindekilerle birlikte ziyârete gitti. Sohbet esnâsında orada bulunan larla tek tek tanışan Hüsâm Efendi, Terzibaşının yeğeni olan genç Ali Efendiye gelince onun ne işle meşgûl olduğunu sordu. Terzilik mesleğiyle uğraştığı söylenince, terzilerin piri olarak kabûl edilen İdris aleyhisselâma nisbetle ona İdris lakabını verdi. Ali Efendiyi hizmetine ve talebeliğe kabûl etti. Bir müddet Hüsâm Efendinin hizmetinde ve sohbetinde bulunan Ali Efendi, tasavvuf yolunda ilerledi. Daha sonra İstanbul'a gelen Ali Efendi, ticâretle meşgûl oldu. İlk zamanlar ticâret sebebiyle Belgrad, Filibe, Sofya, Edirne, Gelibolu gibi memleketlere gitti. Gittiği yerler deki âlim ve evliyâ zâtların sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda yükseldi. Defâlarca hac vazifesini yapmak için Hicaz'a gitti. Oradan Yemen'e gitti. Son zamanlarında ticâreti bırakıp İstanbul Fâtih Çarşamba'da Mehmed Ağa Câmii yakınındaki evinde ikâmet etti. Ticâreti, emrinde bulunan kimseler yürüttüler.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Hazreti Hâlid'in Üstün Başarısı

Vehbi Tülek

Geç Gelen Kurtarıcı

Vehbi Tülek

Bunlar Şarapti

Korkma!

Dinini Dünyalığa Alet Edenin Sonu

Keramete İnanmayan Âlim

Bana İyi Bir Elbise Yapiver

Helvaci Çocuk

İcÂzetin Sirri

Vehbi Tülek

Ölüyü Diriltemem

Vehbi Tülek

Karşılık Beklemiyorum

Vehbi Tülek

Değişen Sizin Kalbiniz

Vehbi Tülek

Örümcek Ağı

Vehbi Tülek

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Vehbi Tülek