Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.464.387

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Affın, Intikam Almaktan Efdal Olduğunu Unutma!

Hamîdüddîn Fergânî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 805 (m. 1403) senesinde Tebrîz civarında Merâga’da doğdu. Bağdad ve Kâhire’ye gidip fıkıh ilmi tahsil etti. Sonra Şam’da tahsiline devam etti. İcazet alarak talebe yetiştirdi. 867 (m. 1463) senesinde Şam’da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Barbaroszade Hasan Paşa

Preveze Zaferinden üç yıl sonra Almanya İmparatoru ve İspanya Kralı Beşinci Karl, Cezâyir'i zaptetmek üzere büyük bir donanmayla harekete geçti. Andrea Doria'nın komutasın daki Haçlı donanması, 516 parça gemi ve 40 bin askerden müteşekkildi. İmparatorun asıl hedefi, Kuzey Afrika'daki Türk hâkimiyetini yıkmaktı. Gâfil avlanan Hasan Beyin kuvvetleri ise, 600 Türk levendi ile 2000 Arap gönüllüsünden meydana geliyordu. Buna rağmen Cezâyir'i terk etmeyi düşünmeyen Hasan Paşa, mücâdeleye karar verdi. Beşinci Karl şehre hâkim Küdyetü's-Sabûn Tepesini ele geçirdiyse de ummadığı bir mukâvemetle karşılaştı. Geri çekilen kuvvetleri yağmur ve fırtına sebebiyle yumuşayan toprakta hareket edemez hâle düştü. Fırsatı kaçırmayan Hasan Paşanın üst üste vurduğu darbelerle imparatorun 20 bin askeri telef oldu. Bütün topları ve 130 harp gemisi ele geçirildi. Hasan Paşanın elinden güçlükle kurtulan imparator, tâcını denize fırlatırken, Barbaros Hayreddin Paşanın amansız düşmanı Andrea Doria Preveze'den sonra yediği bu ikinci darbenin üzüntüsü içine düştü.Bu sırada dokuzuncu sefer-i hümâyûnundan dönen Kânûni Sultan Süleymân, Hasan Paşayı vekâleten baktığı Cezâyir Beylerbeyliğine asâleten tâyin etti. Hasan Paşa, bundan sonra Akdeniz'de İspanya'yı daha sıkı bir şekilde baskı altına aldı. Cezâyir'de bayındırlık işlerine önem verdi ve pekçok hayır eseri vücûda getirdi. Sağlığının bozulması sebebiyle, 1544'te görevinden ayrılan Hasan Paşa, 1549'da Cezâyir'de vefât etti. Bâbü'l-vâd'deki türbesine defnedildi. İspanyol târihçi Hedo, Hasan Paşa için; "Hiç bir paşa, Cezâyir'de onun kadar adâlet ve hakkâniyet göstermemiştir." demektedir.

Vehbi Tülek

Osmanli Kadinlari Avrupada Hiç Taninmaz

Vehbi Tülek

Doğum

Vehbi Tülek

Hey Sultan MurÂd’im VÂ’den Yakin Geldi!..

Vehbi Tülek

1451 yılında Edirne'ye bahar erken gelmiştir. Sultan II. Murad Han, bir ikindi vakti Meriç Nehri'nin ortasındaki "Kirişçi" adasında tenezzühe (gezintiye) çıkar. Taze çimenler, kardelenler, bahar yağmurlarıyla yıkanmış toprak kokuları ve çağıldayan ırmağın huşû' veren sesi... Yanında yalnız İshak Paşa vardır. Bir müddet etrafı seyreder ve Paşa'ya seslenir:" İshak! Tabiatın güzelliğine bak. İnsan burada kendini dünyadan ayrılmış gibi hissediyor. Doğrusu içimi şu tabiata karşı bir hasret ateşi kapladı.İshak Paşa:" Doğru dersiz Hünkârım. Ya şu Meriç!.. Ne kadar da asil akıyor, diye karşılık verdi.

Ravza-i Murad’da Açan Gül

Vehbi Tülek

Osmanli Sultanlarinin Yüksek Dereceleri

Vehbi Tülek

İpek Tüccarlari

Vehbi Tülek

Görev Şuuru

Vehbi Tülek

Zeynep Kadin

Vehbi Tülek

Velinimeti Uğrunda Feda-yi Can Eden Kahraman

Vehbi Tülek

Fatih’in Akincisi Malkoçoğlu BÂlî Bey Bey

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Nüktedan Velî Nasreddin Hoca

Nasreddin Hoca, Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinin Hortu köyünde 1208 yılında doğdu. 1284 yılında Akşehir'de öldü. Babası Hortu köyü imamı Abdullah Efendi, annesi aynı köyden Sıdıka Hatun'dur... Önce Sivrihisar'da medrese öğrenimi gören hoca, babasının ölümü üzerine Hortu'ya dönerek köy imamı oldu. 1237'de Akşehir'e yerleşerek, Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim'in derslerini dinledi, medresede ders okuttu, kadılık görevinde bulundu. Bu görevlerinden dolayı kendisine "Nasuriddin Hâce" adı verilmiş, sonradan bu ad "Nasreddin Hoca" biçimini almıştır...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Radıyüddîn El-gaznevî

Vehbi Tülek

Radıyüddin el-Gaznevi (Ali bin Said) Afganistan'da yaşamış olan evliyânın büyüklerindendir. Yûsuf-i Hemedâni, Ahmed-i Yesevi ve Necmeddin-i Kübrâ gibi devrin meşhûr ve büyük velileriyle görüşüp, onlardan ilim öğrendi. Onların sohbetlerinde bulunmanın bereketiyle, evliyâlık yolunda üstün derecelere, yüksek makamlara kavuştu. Kendisinden ise, birçok kimse istifâde etti. 1227 (H.624) senesinde vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:

Ba­da­na­cı Velî Ah­med Bin A­li

Vehbi Tülek

Sâlih Kimseleri Ziyareti Terk Etmemeli

Vehbi Tülek

Kıdvet-ül-Evliyâ hazretleri büyük velilerdendir. Asıl adı Ahmed idi. Hindistan'da Radul şehrinde doğdu. 1433 (H.837) senesinde aynı yerde vefât etti. Celâleddîn Pâni-pütî hazretlerine intisab ederek onun terbiyesinde yetişti. Kısa zamanda icâzet almakla şereflendi. Hilâfet hırkası giyip, memleketine gönderildi. Sohbetlerinde yolculuk âdâbı hakkında buyurdu ki:

Ana Yazıklar Olsun Sabredemedim

Vehbi Tülek

Allahü Tealaya Şirk Koşmanın Cezası

Vehbi Tülek

Küfre Sebep Olan Bidat

Vehbi Tülek

Ali Bin Ebî Bekr Nâşirî

Vehbi Tülek

İbn-i Teymiyye Ve Yolunda Gidenler

Vehbi Tülek

Necîbüddîn Mütevekkil

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Senin Nasibin Diyar-i Rum’dadir

Senin Nasibin Diyar-i Rum’dadir

Niyâzi-i Mısri, devamlı ibâdet ve tâatla meşgûl olduğu sırada, bir gece rüyâsında Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretlerini gördü. Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri büyük bir taht üzerinde oturmaktaydı. Etrâfına talebeleri toplanmıştı. Niyâzi-i Mısri, kendisini onların arasın da görünce, hayâsından dışarı çıkmaya yol ve fırsat aradığı bir sırada, Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri, onu yanına çağırıp, bir kese altın hediye verdi ve; "Senin nasibin diyâr-ı Rûm'dadır. Mısır'da değildir." buyurdu. Ertesi gün Niyâzi-i Mısri bu rüyâsını hocasına anlatın ca, hocası hemen ona hilâfet verdi ve duâ etti. Bunun neticesinde Niyâzi-i Mısri 1646 sene sinde Mısır'dan ayrılarak İstanbul'a gitti. İstanbul'da Sultanahmed Câmii civârında Sokullu Mehmed Paşa dergâhında ikâmet edip, uzun süre riyâzette kaldı. Kaldığı odada çok gözyaşı döktü. Halil Paşa, Niyâzi-i Mısri hazretlerinin kaldığı odanın döşemelerini yenilemek için teşebbüste bulunduğu zaman, Niyâzi-i Mısri hazretlerini rüyâsında gördü. Rüyâda "Gözlerimin yaşı ile yıkanmış olan tahtaları muhâfaza ediniz." diye emretmesi üzerine, tahtalarını muhâfaza etmek sûretiyle odayı tâmir etti.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Garip Karşilanan Bir Adak

Vehbi Tülek

Salavat-ı Şerifin Bereketi

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Yirmi Saniyede

Hizir Ve Gelin

Allah Haramdan Kaçani Korur

Allah'ın Emaneti

Iv. Mehmed Han Ve Ahmed CÂhidî Efendi

Adalet Ve Tevazu

Vehbi Tülek

Yüz Vermedin!

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Vehbi Tülek

Zalimlere Dersini Verdi!

Vehbi Tülek

Allah'ın Emaneti

Vehbi Tülek