Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.487.948
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Amerika'yı keşfeden Christophoro Colombo (meşhur adıyla Kristof Kolomb), Osmanlı idaresi altındaki Sakız adasında dünyaya gelmiş, sonradan Cenova krallığı emrine girmiş bir denizcidir. Daha önceden birkaç defa İstanbul'a geldi ve Türk denizcilerinin emrinde çalıştı. Bu arada müslüman denizcilerinin kitaplarından, dünyanın yuvarlak olduğunu ve devamlı olarak batıya gidilirse, yine aynı yere gelineceğini öğrendi. Fakat en önemlisi, kendisinin Amerika kıtasına ulaşmasından 30 sene önce, Doğu Amerika sahillerindeki Antil adalarına ulaşan, Osmanlı denizcilerinden Piri Reis'in hatırlarını ele geçirmesi oldu. Piri Reis hatırlarında, Batı Afrika sahillerinden denize açıldıktan sonra şiddetli lodos fırtınalarına yakalanarak, günlerce batıya doğru sürüklendiklerini ve Arab denizcilerinin Antilya dedikleri adalara ulaştıklarını, burasının gayet zengin ve insanlarının medeni bir memleket olduğunu yazmaktaydı. Bunları okuyan Kristof Kolomb, burasının Hindistan'a ait adalar olduğu kanaatine vardı.
Büyük oğlu Süleyman'ın vefâtına ziyâdesiyle üzülen Orhan Gâzi rahatsızlandı. Veliahtlığa getirdiği Murâd Beye şu nasihatlarda bulundu:"Oğul, saltanatına mağrûr olma. Unutma ki, dünyâ, hazret-i Süleymân'a kalmamıştır. Unutma ki, dünyâ saltanatı geçicidir, lâkin büyük bir fırsattır. Allah yolunda hizmet ve Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) şefâatine mazhariyet için, bu fırsatı iyi değerlendir. Dünyâya âhiret ölçüsüyle bakarsan ebedi saâdeti fedâ etmeye değmediğini göreceksin. Oğul! Rumeli Hıristiyanları rahat durmayacaktır, sen o cânibe yürü. Rumeli fethini tamamla. Kostantiniye'yi ya fethet, yâhut fethe hazırla, civardaki Türk beyleriyle mesele çıkarmamaya çalış. Ahâli her ne kadar bizi istese de başlarında bulunan beyler, beyliklerinden geçme taraftârı gözükmez. Daha bir zaman idâre edecekler, lâkin sonunda olmuş meyve gibi avucuna düşecekler. Anadolu'da gâile çıkmazsa Rumeli işini rahat halledersin. Bu yüzden Anadolu'nun sessizliğini bozmamaya gayret et. Cennetmekân babam Osman Gâzi Han, Söğüt ve Domaniç'ten ibâret bir avuç toprağı beylik yaptı. Biz Allah'ın izniyle beyliği hanlığa çevirip sultanlığı ikmal ettik. Sen daha da büyüğünü yapacaksın. Osmanlıya iki kıta üstünde hükmetmek yetmez. Zirâ i'lâ-yı kelimetullah azmi dünyâya sığmayacak kadar yüce bir azimdir. Selçuklunun vârisi biz olduğumuz gibi Roma'nın vârisi de biziz. Oğul, Kur'ân-ı kerim'in hükmünden ayrılma. Adâletle hükmet. Gâzileri gözet. Dine hizmet edenlere hizmeti şeref say. Fakirleri doyur. Zâlimleri ise cezâlandırmakta tereddüt gösterme. En kötü adâlet, geç tecelli eden adâlettir. Sonunda hüküm isâbetli dahi olsa, geciken adâlet zulümdür. Oğul, biz yolun sonuna geldik, sen daha başındasın. Cenâb-ı Mevlâ saltanatını mübârek kılsın."
Gevher Nesibe Sultan, Selçuklu Hükümdarlarından II. Kılıçarslan'ın kızıdır. Birinci Gıyaseddin Keyhüsrev'in de kız kardeşidir.
Gevher Nesibe Hatun, bir sultan kızıydı ama, o, asıl sultanlığın, "gönül sultanlığı" olduğunu bilir, seven ve sevilen gönüllerde taht kurmanın gerçek sultanlık olduğuna inanırdı...
Seyfeddin Âmidi hazretleri kelam ve usûl-i fıkıh âlimidir. 551'de (m. 1155) Âmid'de (Diyarbakır) doğdu. İlk tahsilini burada yaptıktan sonra Bağdat'a gitti. Orada tahsilinin tamamlayıp Aziziye Medresesinde
müderrislik yaptı. 631 (m. 1233)'de orada vefat etti. Bir dersinde şöyle anlattı:
Köprülü Mehmed Paşa (1575-1661) on yedinci yüzyıl Osmanlı Sadrâzamlarındandır. Osmanlı tarihinin en sarsıntılı döneminde iş başına geçip, 35 yıl devleti başarıyla yöneten "Köprülüler" soyundan gelmiş, büyük sadrazamlardan ilkidir.
Köprülü Mehmed Paşa, Vezirköprü'de doğmuştur. İktidarının ilk yıllarında çok fazla kan dökmüş olmakla beraber, memleketin içinde bulunduğu karışık durum, yaptıklarına hak verilmesini sağlamıştı. Padişahla anlaşarak yaptığı akit sonrası 75 yaşında sadrazam oldu...
İstanbul'daki karışıklıklarda; yeniçeri kıyafetine soktuğu Hristiyanlar vasıtası ile Müslüman ahaliyi zarara uğratan Rum Patriğini idam ettirdi...
İstanbul'daki ulemâ sınıfı arasındaki kargaşayı önledi ve bu sınıfın huzurla hizmet görür hale gelmelerini sağladı...
Fakih Îsâ bin Muhammed şöyle anlatır:
Uzak bir diyârda idim. Abdullah el-Ayderûs'u açıkça bulunduğum yerde görmeyi temenni etmiştim. Mescide gittim. Oraya bir dilenci ve yanında birisi gelip benden bir şey istedi. Bir şey vermedim. Oradan ayrılıp başka yere gittim. O dilenci ve yanındaki kişi benim arkamdan geldi. Sonra yine yanıma yaklaşarak benden bir şeyler istedi. Yine yüz vermedim. Bunun üzerine o dilenci ve yanındaki ayrılıp gitti. Bir müddet sonra ben, Abdullah el-Ayderûs'un bulunduğu yere döndüm. Şeyh Abdullah'ın yanına giderek; "Ben sizi gittiğim yerde alenen görmeyi temenni ettim. Lâkin bu isteğim hâsıl olmadı." dedim. Bunun üzerine Ebû Muhammed el-Ayderûs ; "Sana aleni görünmem hâsıl oldu. Falan gün duhâ vaktinde sen falan mescidde idin. Senin yanına bir dilenci geldi. Yanında birisi de vardı. Senden bir şeyler istediler. Onlara bir şey vermedin. Sonra kalkıp bir yere gittin. Onlar da seni tâkib etti ve yine bir şeyler istediler. Yine yüz vermedin. İşte o dilencinin yanındaki ben idim. Ben, senin yanına o kılıkla gelmiştim." dedi. Ben; "Efendim! Sizin dedikleriniz doğrudur. Fakat o size fazla benzemiyordu." deyince, Şeyh Abdullah da; "Eğer ben bu hâlimle senin yanına gelse idim, sen beni tanır ve insanlara haber verirdin." buyurdu.