Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.459.072

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Haset Eden, Dâima Gamlı Ve Kederlidir!

Şeyh Sinân Efendi Osmanlı âlimlerindendir. Şimdi Yunanistan’da bulunan Fere’de doğdu. Bursa’ya giderek Abdüllatîf Kudsî’nin talebesi olan Şeyh Tâceddîn’in talebesi oldu. Kısa zamanda yüksek derecelere kavuşarak icazet verildi ve talebe yetiştirmek üzere memleketinde gönderildi. 890 (m. 1485) senesinde Fere’de vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

I. Viyana Kuşatmasi

Mohaç'ta Macaristan ordusunu tamâmen imhâ edip, bölgeyi Osmanlı Devleti sınırları içine katan Kânûni Sultan Süleyman Han, savaştan sonra Budapeşte'ye gelip Macaristan'ın yeni statüsünü tespit etmişti. Buna göre Macaristan, Osmanlı Devletine bağlı bir krallık olarak bilinen ve Mohaç Muhârebesine katılmayan Transilvanya (Erdel) Voyvodası Zapolya'ya verilecekti. Nitekim Kânûni Sultan Süleymân Han, 16 Ekim 1526'da Macaristan tâcını Zapolya' ya veren târihi fermanını imzâladı ve Budapeşte'de Macaristan tahtına geçirdi. Ancak Zapolya Osmanlılar sâyesinde Macar Kralı seçilmesine rağmen kral olduktan sonra Osmanlı lara fazla yaklaşmaktan çekindi. 1527 baharında toplanan Regensburg İmparatorluk Meclisin de Osmanlılara karşı yardım dahi istemişti. Ancak bu sırada Alman İmparatoru Şarlken'in tahriki ve desteğiyle Avusturya Arşidükü Ferdinand büyük bir ordunun başında olarak harekete geçti. Tokaj'da Zapolya'nın kuvvetlerini yenerek 20 Ağustos 1527'de Budin'e girdi. Lehistan kralına sığınmak zorunda kalan Zopolya tekrar Osmanlılardan yardım istemeye mecbur kaldı. Zapolya yardım isteğinde bulunmasa dahi Osmanlıların bu duruma müsâade edebileceği düşünülemezdi. Ancak onun yardım talebi, Osmanlıların daha fazla işine yaramış ve durum Zapolya'nın müdâfaası şekline dönmüştür. 10 Mayıs 1529'da 200.000 kişilik bir ordu ile sefere çıkan Kânûni, 7 Eylül'de Budin'e girdi. Zopolya'yı Macar tahtına oturttu. Şehirde altı gün kadar kaldıktan sonra Ferdinand ile karşılaşmak niyetiyle Viyana'ya doğru yürüme kararı aldı. Avusturya-Macar sınırındaki Ovar kasabasını alan Osmanlı ordusu, Viyana önlerinde toplanmaya başladı. Bu arada Ferdinand ise kuvvet toplamak için Avusturya içlerine çekilmişti.

Vehbi Tülek

Doğru Yoldan Ayrilmamak

Vehbi Tülek

Alman İmparatorunun İstanbul Ziyareti

Vehbi Tülek

Osman Gazi’nin Rüyasi

Vehbi Tülek

Edebâli hazretlerinin kendi parasıyla yaptırıp talebelerine ders verdiği Bilecik'teki zâviyesini ziyâretlerinden birinde, Osman Bey bir rüyâ gördü. Rüyâsını hocası Edebâli hazretlerine anlattı. Osman Beyin rüyâsında, Edebâli hazretlerinin koltuk altından çıkan bir nûr, gelip Osman Beyin göğsüne girdi. O nûrun girmesiyle, Osman Beyin karnından bir ağaç peydâ oldu. Birden dallanıp budaklandı. Dalları çok yükseklere ulaştı. Altındaki nice dağlar ve nehirleri gölgeledi. Onun gölgesindeki dağ ve nehirlerden birçok insan gelip istifâde etmeye başladığı sırada, Osman Bey uyandı. Edebâli hazretleri, Osman Beyin böyle bir rüyâ görmesine çok sevindi. Onun yapacağı büyük hizmetlerde, kendisi nin de nasibi olmasına çok şükretti. Osman Beyin bu güzel rüyâsını şöyle tâbir etti: "Oğul sen, Ertuğrul Gâzi oğlu Osman, babandan sonra "Bey" olacaksın, kızım Mâl Hâtunla evleneceksin. Benden çıkıp sana gelen nûr budur. Sizin asil ve temiz soyunuzdan nice pâdişâhlar gelecek. Onlar, nice devletleri bir çatı altında toplayacaklar. Allahü teâlâ, nice insanın huzur ve saâdete kavuşmasına, din-i İslâmla şereflenmesine senin neslini vesile edecek." dedi. Osman Beyi tebrik etti. gözünün nûru kızını, bu mübârek insana nikâh etti. Osman Beyin, Mâl Hâtunla izdivâcından Orhan Bey dünyâya geldi.Edebâli hazretleri, dâmâdı tarafından kurulan Osmanlı Devletine mânevi güç verdi. Sultan Osman Gâzinin hürmet ettiği, her hususta istişâre edip danıştığı en yakın yardımcılarından oldu.

68 - Geriye Bakan İki Göz Olacağina İleri Bakan Bir Göz Olsun

Vehbi Tülek

4 - Bir Şehidimizin Son Mektubu

Vehbi Tülek

İlim Ve Sanata Kiymet Veren Padişah

Vehbi Tülek

Mes’ul Olursunuz

Vehbi Tülek

Okmeydaninda İftar Merasimi

Vehbi Tülek

Sözümüzün Netîcesini Görürsün

Vehbi Tülek

Bursa İpeği

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Dilencinin Şahitliği Kabul Edilir Mi

Kâdı Ebû Tayyib Taberi hazretleri Şafii mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 348 (m. 959)'da İran'da Taberistan'ın Âmül şehrinde doğdu. 450 (m. 1058)'de Bağdad'da vefât etti. Ta'likât kitabının şehâdet bahsinde buyuruyor ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Seyyid Celâl Buhârî

Vehbi Tülek

Seyyid Celâl Buhâri hazretleri, Hindistan evliyâsının büyüklerindendir. 1307 (H.707) yılında doğdu, 1383 (H.785) yılında Gücerât'ın Ahmedâbâd şehrinde vefât etti. Hocası Nasıruddin Mahmûd, Nizâmüddin Evliyâ'nın halifesiydi...
Seyyid Celâl Buhâri hazretleri vefatından bir müddet evvel kendisinden nasihat isteyen bir zata buyurdu ki:

Kendini Beğenen Helak Oldu!..

Vehbi Tülek

"kıdvet-ül-evliyâ" Ahmed Abdülhak

Vehbi Tülek

Ahmed Abdülhak Radûli hazretleri Hindistan evliyâsının büyüklerindendir. 837 (m. 1433) senesinde Radûl şehrinde vefât etti. "Kıdvet-ül-Evliyâ" (ilimde çok ileri olup, kendisine itimat edilen) adıyla meşhur oldu...

Dine Hile Yapan Ihânet Etmiş Olur

Vehbi Tülek

Mûsâ Hâlidî

Vehbi Tülek

Ne Mutlu Kazancını Helal Yoldan Sağlayana

Vehbi Tülek

Rebî' Bin Heysem

Vehbi Tülek

Eşkıyânın Elinden Kurtulan Genç

Vehbi Tülek

Gönülleri Alır, Ruhları Cezbederdi

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Arafatta Görüşürüz

Arafatta Görüşürüz

Sultan III. Mustafa zamanında İstanbul'da yaşamış olan evliyanın büyüklerinden Abdülehad Nuri Efendinin meşhûr talebelerinden Karabâşi Hacı Sâdık Efendi şöyle anlattı: Hacca giderken, korkulu ve kimsesiz yerlerde, Abdülehad Efendiyi bizzat bu gözlerim ile görürdüm. Kendi kendime, ona olan fazla sevgimden dolayı onu gördüğümü, bir hayal olduğu nu düşündüm. Fakat Mekke-i mükerremeye vardığımda, tavâf ederken hocamı yanımda gördüm. Hattâ bana selâm verdi. Ben de elini öptüm. Sonra kayboldu. Ben tavâfımı bitirdiğimde, hocam Makâm-ı İbrâhim denilen yerden ayrılıyordu. Bana; "Ey Sâdık Dede! Arafat'ta görüşürüz." deyip tekrar kayboldu. Arafat'ta, hocam Abdülehad Efendi ile birlikte vakfeye durduk. Sonra bana vedâ ederek ayrıldı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

"kılıcını Değil Kınını Öpmüşlerdir!"

Vehbi Tülek

Dört Şey Mühimdir

Vehbi Tülek

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

Altıyüz Dirhemlik İp

Cimrilik Ve Nankörlüğün CezÂsi

Ayyaşin Sonu

Yirmi Saniyede

Örümcek Ağı

Bunlar Şarapti

Vehbi Tülek

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Vehbi Tülek

Allah’a Firar Et

Vehbi Tülek

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Vehbi Tülek

Alabilirsen Al

Vehbi Tülek

SelÂmetle Gidip Gel

Vehbi Tülek