Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.488.391
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Beşir Ağa, küçük yaştan itibâren Yapraksız Ali Ağa'nın yanında sarayda yetişti. 1707 senesinde saray hazinedârı oldu. Sultan Üçüncü Ahmed'in şehzâdeliği sırasında müsâhibi, danışmanı idi. Sonraları dârüsseâde ağası Süleymân Ağa ile berâber 1713'de Kıbrıs'a gönderil di. Kıbrıs'dan Mısır'a ve oradan da Hicaz'a gönderilerek şeyhül-haremeyn vazifesi verildi. Bu vazifesi sırasında Mekke-i mükerremede bulunan ve evliyânın büyüklerinden olan Ahmed-i Yekdest hazretlerinin derslerine ve sohbetlerine katıldı. Ondan pek çok feyz alıp tasavvufda yükseldi. Duâlarına mazhar oldu. 1717 senesinde İstanbul'a çağrılarak dârüsseâde ağalığına tâyin edildi. Bundan sonra Sultan Üçüncü Ahmed Hanın pâdişâhlığının son ve Sultan Birinci Mahmûd Hanın pâdişâhlığının ilk devirlerinde olmak üzere ölümüne kadar tam otuz sene dârüsseâde ağalığı yaptı.
Preveze Zaferinden üç yıl sonra Almanya İmparatoru ve İspanya Kralı Beşinci Karl, Cezâyir'i zaptetmek üzere büyük bir donanmayla harekete geçti. Andrea Doria'nın komutasın daki Haçlı donanması, 516 parça gemi ve 40 bin askerden müteşekkildi. İmparatorun asıl hedefi, Kuzey Afrika'daki Türk hâkimiyetini yıkmaktı. Gâfil avlanan Hasan Beyin kuvvetleri ise, 600 Türk levendi ile 2000 Arap gönüllüsünden meydana geliyordu. Buna rağmen Cezâyir'i terk etmeyi düşünmeyen Hasan Paşa, mücâdeleye karar verdi. Beşinci Karl şehre hâkim Küdyetü's-Sabûn Tepesini ele geçirdiyse de ummadığı bir mukâvemetle karşılaştı. Geri çekilen kuvvetleri yağmur ve fırtına sebebiyle yumuşayan toprakta hareket edemez hâle düştü. Fırsatı kaçırmayan Hasan Paşanın üst üste vurduğu darbelerle imparatorun 20 bin askeri telef oldu. Bütün topları ve 130 harp gemisi ele geçirildi. Hasan Paşanın elinden güçlükle kurtulan imparator, tâcını denize fırlatırken, Barbaros Hayreddin Paşanın amansız düşmanı Andrea Doria Preveze'den sonra yediği bu ikinci darbenin üzüntüsü içine düştü.Bu sırada dokuzuncu sefer-i hümâyûnundan dönen Kânûni Sultan Süleymân, Hasan Paşayı vekâleten baktığı Cezâyir Beylerbeyliğine asâleten tâyin etti. Hasan Paşa, bundan sonra Akdeniz'de İspanya'yı daha sıkı bir şekilde baskı altına aldı. Cezâyir'de bayındırlık işlerine önem verdi ve pekçok hayır eseri vücûda getirdi. Sağlığının bozulması sebebiyle, 1544'te görevinden ayrılan Hasan Paşa, 1549'da Cezâyir'de vefât etti. Bâbü'l-vâd'deki türbesine defnedildi. İspanyol târihçi Hedo, Hasan Paşa için; "Hiç bir paşa, Cezâyir'de onun kadar adâlet ve hakkâniyet göstermemiştir." demektedir.
Ebû Ca'fer Muhammed İbnü'n-Nettah hazretleri hadis âlimidir. Basra'da doğdu. İlk tahsilini Basra'da babasından aldıktan sonra Bağdat'a giderek meşhur âlimlerden hadis öğrendi. 252 (m. 866)'da vefat etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Hayreddin Tokadî hazretleri Halvetî şeyhlerindendir. Bolu’da Konrapa’da doğdu. Bursa’da müderrislik yaptığı sırada Halvetî Şeyhi Kasım Çelebi’ye, sonra Sünbül Sinan Efendi ile birlikte Çelebi Halîfe diye bilinen Cemâl-i Halvetî’ye intisab etti. İcazet verilerek Bolu’ya gönderildi. 937 (m. 1530)’da Bolu’da vefat etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
Abdullah-ı Dehlevi hazretleri, "Silsile-i aliyye" denilen büyüklerden olup, seyyiddir. 1745 (H. 1158)'te Hindistan'ın Pencab şehrinde doğdu. 1824 (H. 1240) senesinde Delhi'de vefât etti. Kabri Şâhcihân Câmii yakınındaki dergâhındadır...
Emevi Halifelerinin büyüklerinden olan Ömer bin Abdülaziz hazretleri zamanında Şam'da yaşamış olan ünlü şairlerden Ebu Amr, cömertliği ile meşhur olmuştu. İhtiyacı olan herkes ona koşar, o da elinde ne varsa verirdi. Bir ara maddi sıkıntıya düştü. Onu, cömertliğinden dolayı tenkid edenler, bunu fırsat bilerek onun hakkında konuşmaya başladılar: "İşte gördünüz mü, fazla cömertlikten sıkıntıya girdi. Biraz ihtiyatlı olsa başına bu sıkıntı gelmeyecekti!" Sonra da bunlardan bazıları Ebu Amr'ın evine giderek kapısını çaldılar. O sırada evde yoktu. Kızı kapının arkasından seslendi: