Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.074.116

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Bu Büyük Acıya Nasıl Tahammül Ederim?

Hasan bin Muhammed Bûrînî hazretleri tefsîr, fıkıh ve hadîs âlimidir. 963 (m. 1556) senesinde Filistin’de Nablûs’un Bûrîniyye köyünde doğdu. Şam’da meşhur âlimlerin derslerine devam ederek ilim tahsil etti. İcazet aldıktan sonra Câmi-i Emevî’de ders okuttu. 1024 (m. 1615) senesinde Şam’da vefât etti.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Elçimizin Devlet Ve Tuvalet Dersi

Paris'teki Versailles Sarayı'nda o gün iğne atsanız yere düşmez. Salonları dolduranların kalp atışları, nerede ise pencere camlarını zangırdatır. Kral 14. Louis ve eşi ile başbakanı yerlerini almışlar. Perukları pudralı şövalyeler ve dekolte elbiseli asilzâde düşkünü madamlar sıra sıra dizilmişler. Ortalıkta "çıt" çıkmıyor. Birisi bekleniyor. Hele başbakanın arkasında sarı benizli adam, bozuk bir saat gibi. Laf değil, Paris'e ilk Osmanlı elçisi geliyor. Kendisine iki gün evvel, "Huzura kabul edileceksiniz..." demişler. Dudak bükmüş ve:" Biz kabul edilmeyiz, çıkarız... diye cevaplamış.

Vehbi Tülek

Ulu CÂmi’nin Açilişi

Vehbi Tülek

Cezzar Ahmed Paşa Ve Napoeon Bonapart

Vehbi Tülek

Zeynep Kadin

Vehbi Tülek

-Ana yetiş, kapı çalınıyor!-Üstüme iyilik sağlık, bu saatte kim olsa gerek-Belki Hasan'dan bir haber geldi, içim öyle diyor, yetiş ana!Gelinin bu sözü üzerine Zeynep Kadın telaşla yerinden fırladı ve sokak kapısına koştu. Gelen, köyün ihtiyar zaptiyesi Osman Efendi idi. –Osman efendi, mektup mu var?-Evet, fakat doğrudan sana değil, hele başını ört de azıcık mescide kadar gel, sana söyleyeceklerimiz var.Zeynep kadın, Osman Efendinin bu şekilde çağrışından az çok meşum bir haberin kokusunu almakla beraber, metanetini kaybetmedi. Fakat ortalığı telaşa vermedi. Çünkü gelini dokuz aylık hamileydi ve evin iç kapı eşiğinde, karanlıkta onları dinliyordu. -Ana kimmiş, ne varmış?-Hiçbir şey yok, Osman efendi gelmiş, mektup var diyor. Mescide kadar gidip İmam efendiye okutacağız.

Fetih Sabahi

Vehbi Tülek

Öyleyse Sultanimizi Üzme !

Vehbi Tülek

Osmanlilarin Müslüman Devletlere Silah Yardimi

Vehbi Tülek

Değil Bir Yabanci İçin...

Vehbi Tülek

Hey Sultan MurÂd’im VÂ’den Yakin Geldi!..

Vehbi Tülek

Parlayan Kiliç

Vehbi Tülek

Allah Ne Derse Öyle Olur

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Muhammed Sıddîk Keşmî

Hâşim-i Keşmi, Hindistan'da yetişen evliyânın büyüklerindendir. Küçük iken, Hân-ı Hânân Abdürrahim'in sohbetinde bulundu. Bunun vâsıtası ile Hâce Bâki-billah'ın sohbeti ile şereflendi. Bu hocasının vefâtından sonra, İmâm-ı Rabbâni hazretlerinin sohbeti ve hizmetine kavuştu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

beni Defneyle Ve Kabrimde Gecele!

Vehbi Tülek

Süfyân-ı Sevri hazretleri 713 (H.95) senesinde Kûfe'de doğdu. 778 (H.161)'de Basra'da vefât etti. Tebe-i tâbiinin büyüklerindendir. Hikmetli sözleriyle insanlara nasihatlerde bulunup, hak yolun bilgilerini öğretti. Bu hususta nasihatleri pek çoktur. Buyurdu ki:

Müsâfeha Ederken Muhabbet Geçer

Vehbi Tülek

Mâlik Bin Dînâr'a Ders Veren Çocuk!

Vehbi Tülek

Mâlik bin Dinâr hazretleri, evliyânın büyüklerindendir. Künyesi Ebû Yahyâ, lakabı Zeynüddin'dir. Beni Süleym kabilesindendir. Basra'da doğdu. Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. 748 (H.131) târihinde Basra'da vefât etti...

Sabır, Bütün Iyi Vasıflar Için Bir Koruyucudur

Vehbi Tülek

Dilin Tehlikesinden Ancak Susan Kurtulur

Vehbi Tülek

Mîraç'a Inanmayanların Durumu Hakkında

Vehbi Tülek

Muhammed Dehlevî Hazretleri

Vehbi Tülek

İsmâil Cerrâhî

Vehbi Tülek

Her Bid’at, Bir Sünneti Yok Eder

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Gül Yaprağı

Gül Yaprağı

Vaktiyle, yol üzerinde bulunan bir dergahın dervişleri, yoldan geçen herkesi misafir kabul ediyordu. Burada hiç konuşulmuyordu. Dervişler anlatmak istediklerini kalben ifade ediyorlardı. Bir gün dergahın kapısına bir yolcu geldi. Yolcu kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada, misafir geldiğini dervişler firaset yoluyla anlıyorlardı, o yüzden kapıda tokmak yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki derviş, kapıda duran yolcuya baktı. Bir selamlaşmadan sonra söz'süz konuşmaları başladı. Gelen yolcu, dergahta kalmak istiyordu. Derviş içeri girdi, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yolcuya uzattı. Bu, yeni bir misafiri kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yolcu dergahın bahçesine girdi, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı. Derviş kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Sonunda Orta Yolu Buldular

Vehbi Tülek

Geç Gelen Kurtarıcı

Vehbi Tülek

Bana İyi Bir Elbise Yapiver

Sarik Ve Sakal

Üç Kandil

Kum Ve Kaya

Senin Nasibin Diyar-i Rum’dadir

Annenin Hizmete İhtiyaci Var

Veliye Rastlamak İstiyorsan

Vehbi Tülek

Dört Şey Mühimdir

Vehbi Tülek

Adam Olmazsan

Vehbi Tülek

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Vehbi Tülek

Arkadaşlarımı Korumak Için

Vehbi Tülek

Abayi Yakmak

Vehbi Tülek