Suriyeli velî Ali Kazvânî

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 13 Haziran 2008

İslam âlimlerinin büyüklerinden olan Ali Kazvânî (Kîzvânî) hazretleri, Suriye’nin Hama şehrinde doğdu. Gençliğinde Seyyid Ali bin Meymun Magribî adlı büyük bir zâtın talebesi idi. Bir gün, üzgün bir hâlde memleketini terk edip, batı tarafına gitti. Şeyh Seyyid Ali’nin vefâtından sonra halîfesi olan Şeyh bin Arafa, Seyyid Ali’nin talebelerinden Şeyh Alvân’a mektup gönderdi. Mektupta;
“Cenâb-ı Hakk’ın kapısından hiç kimse kovulmaz. Hocamız Seyyid Ali’nin, Ali Kazvânî’yi kovmaktan maksadı, terbiye ve hâlini düzeltmesi içindi. Siz onu niçin kabûl etmiyorsunuz?” diye yazıyordu...

Devamını oku...

Halife Mu'tasım ve fitnecilerin marifeti!

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 12 Haziran 2008

Me’mun’un ölümü üzerine 833 yılında kardeşi Mu’tasım Abbasi halifesi oldu. Onun halifeliğinde Bizanslılarla uzun süren savaşlar yapıldı. Mu’tasım (833 - 842) döneminde Bizans İmparatoru Theophilos topladığı büyük bir ordu ile İslam memleketleri üzerine yürüdü. Oldukça büyük bir kuvvetle İstanbul’dan hareket eden imparator Orta Anadolu’ya geldiği sırada kuvvetlerini iki kısma ayırarak bir kısmını doğuya, Erzurum üzerine gönderdi. Kendisi de asıl kuvvetlerinin başında olduğu halde yukarı Fırat havzasına doğru yürüdü...

Devamını oku...

Ebü'l Hüseyin Haddâd Hirevî

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 11 Haziran 2008

Ebü’l Hüseyin Haddâd Hirevî hazretleri, Maveraünnehir’de, Hire şehrinde yaşamış olan evliyadandır. İnsanları haram ve şüphelilerden sakındırırdı. Bu hususta; “Sakın şüpheli bir şeyle Mekke yoluna koyulayım demeyiniz. Biliniz ki haram ve şüpheli şeylerden bir dirhemin altıda biri kadar bir hakkı sâhibine iâde etmek, içinde şüpheli kazanç bulunan malla yapılacak beş yüz nâfile hacdan Allah yanında daha kıymetlidir” buyururdu...
Bir gün sevdiklerine şu hikmetli sözleri söyledi:

Devamını oku...

Bi'r-i Mâûne şehitleri

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 10 Haziran 2008

Arabistan’ın Necd Bölgesinin Reisi Ebu Bera, Resulullah efendimize gelerek, Necd’de İslâm’ın tanıtılması için, öğretmen istedi. Sevgili Peygamberimiz; “Göndereceğim kimseler hakkında, Necd halkından emin değilim!” buyurdular.
Ebu Bera’nın “Onlara kimse zarar veremez” sözü üzerine, Âlemlerin efendisi, bu kesin taahhüdü kabul buyurup, Eshâb-ı Soffa’dan yetmiş kişilik bir hey’et hazırladı ve Münzir bin Amr hazretlerinin kumandasında yola çıkardı... (Medîneli Ensârın fakîr olanları ile Muhâcirlerin fakîrleri, “Mescid-i nebî” yanındaki “Soffa” denilen büyük çardak altında yaşarlar, ilm öğrenmek ve öğretmekle uğraşırlar, ömürlerinin çoğu Resûlullah ile birlikte cihâd etmekle geçerdi. Bunlara “Eshâb-ı Soffa” denirdi.)

Devamını oku...

Şehit oğlu şehit Binbaşı İzzet Bey

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 09 Haziran 2008

1918 yılında Ermenilerin Anadolu’da yaptıkları “Türk katliamı”nın bir benzeri Azerbaycan’da yaşanmaktadır... Osmanlı Devleti, bu vahşeti durdurmak için Azerbaycan’a Nuri Paşa komutasında bir birlik göndermek zorunda kalır. Türk birlikleri Bakü başta olmak üzere çarpıştığı birçok bölgede yüzlerce şehit verir. Bu cephelerden birisi de Şamahı’dır. Burada Binbaşı İzzet Bey, Aşot adındaki bir düşmanın ateş etmesi sonucunda yere yığılır. Ağır yaralanan binbaşının yardımına, orada bulunan Gülsabah adında bir kadın yetişir. Kadıncağız, baş örtüsünden yırttığı parçayla, askerin yarasını sarmak ister. İzzet Bey;
-Bacım kolumu sağlam tut, ben kurşunu çıkarayım, der.

Devamını oku...

Bir ömürde iki şehadet Hazreti Nevfel

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 08 Haziran 2008

Nevfel radıyallahü anh, bir gün Resûlullah Efendimizin huzuruna geldi ve; -Ya Resûlallah, ben dua edeyim siz de amin deyin, dedi ve şöyle dua etti:
“Ya Rabbi Nevfel kuluna şehidlik ihsan eyle... Bu iki oğlumu yetim, annelerini dul eyle...”
Resûlullah efendimiz bu duaya amin dediler...
Hazreti Nevfel, bundan sonra kılıcını kuşandı ve Resûlullah Efendimiz ile beraber katıldığı ilk gazada şehid oldu...

Devamını oku...

Yüz bin altın biriktiren adam

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 07 Haziran 2008

Büyük velî Hasan-ı Basri hazretleri, o derece hikmetli konuşurdu ki İmam Ca’fer-i Sadık hazretleri, onun hakkında “Sözü Resûlullah efendimizin sözüne benziyor” buyurmuştur. O derece kuvvetli bir hitabet gücüne sahipti ki bir sözü dinleyenleri ağlatmaya kafi gelirdi. Onu dinleyenler, yanından çıkarlarken artık dünyayı tamamen unutmuş, ölümden başka her şeyi kafalarında silmiş olurlardı. Üzerinde durduğu tek konu, Allah korkusu ve son nefes endişesi idi...

Devamını oku...

Ebû Meysere Amr bin Şurahbil

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 06 Haziran 2008

mr bin Şurahbil eş-Şa’bî, Tâbiîn devri âlim ve evliyâsındandır. İsmi Amr bin Şurahbil, künyesi “Ebû Meysere”dir. Hemedân’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 683 (H.63) senesi Kûfe’de vefât etti...

Devamını oku...

Kundaktaki bebek ve zalim hükümdar!

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 05 Haziran 2008

Muteber kitaplarda buyuruluyor ki: “Bir kimsenin îmânı son nefeste belli olur. Bir insan, bu saâdete kavuşunca, Allahü teâlânın ihsânları başlar. Bu anda, elbette sevinir. Saâdet sâhibi o kimsedir ki, Azrâil aleyhisselâm gelip ‘Korkma, Erhamürrâhimîne gidiyorsun. Asıl vatanına kavuşuyorsun. Büyük devlete erişiyorsun!’ der.
Fâcirin, yanî kâfirin rûhu sert olarak şiddet ile alınır ve yüzü Ebû Cehil karpuzu gibi olur. Melekler ona hitâben, ‘Ey habîs olan rûh! Habîs olan cesetten çık’ der. O da merkep gibi bağırır. Rûhu çıkınca, Azrâîl aleyhisselâm, onu yüzü gâyet çirkin ve siyâh elbiseli ve fenâ kokulu zebânîlere (yanî azâb yapan meleklere) teslîm eder...”

Devamını oku...

Hatîb-ül-Enbiyâ Hazret-i Şuayb

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 04 Haziran 2008

Hazret-i Şuayb, Mûsâ aleyhisselâmın kayınpederidir. Kavmine güzel söz söylemesi, tatlı ve tesirli hitâb etmesi sebebiyle kendisine “Hatîb-ül-Enbiyâ” yani (Peygamberlerin hatîbi) denildi. İnsanlara İbrâhim aleyhisselâma bildirilen dînin emir ve yasaklarını tebliğ etti...

Devamını oku...