Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.462.247

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Affın, Intikam Almaktan Efdal Olduğunu Unutma!

Hamîdüddîn Fergânî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 805 (m. 1403) senesinde Tebrîz civarında Merâga’da doğdu. Bağdad ve Kâhire’ye gidip fıkıh ilmi tahsil etti. Sonra Şam’da tahsiline devam etti. İcazet alarak talebe yetiştirdi. 867 (m. 1463) senesinde Şam’da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Seydi Ali Reis

XVI. yüzyılın güçlü denizcilerinden olan Seydi Ali Reis, gençliğinde iyi bir öğrenim gördü. Denizcilik üzerine bilgileri küçük yaşta edinmişti. Arapça ve Farsça öğrenmiş, metematiğe, astronomiye ve fiziğe karşı büyük bir merak sarmıştı.Dedesi ve babası tersane kethüdasıydı. 1522 yılında Rodos seferine katılan Seydi Ali Reis, Barbaros Hayreddin Paşa'nın emrinde bir çok deniz seferine çıktı ve Batı Akdeniz bölgesini çok iyi öğrendi. Preveze Savaşı'ndan sonra adı daha çok duyulmaya başladı. Trablusgarp'ın fethi ile biten harekatta Kaptan-ı Derya Sinan Paşa ve Turgut Reis'in emrinde çalıştı. Basra'da, bir Osmanlı donanmasını Süveyş'e getirmek için, 1553 yılında Hint Kaptanı tayin edildi.

Vehbi Tülek

Elçiye Lüzum Yok

Vehbi Tülek

Emirsultan’in Himmeti

Vehbi Tülek

İnanilmaz Arttirma

Vehbi Tülek

Sultan IV. Murad Hân, kızını Melek Ahmed Paşa'yla evlendirir. Sultan hanım ve eşi Melek Ahmed Paşa; Boğaziçi'nde Kuzguncuk'ta otururlar. Her yıl tekrarladıkları bir âdetleri vardı. Konaklarındaki fazla eşyâyı, her Ramazan kendi kapu halkına haraç-mezad satmak!... Bu garip mezad'ın iştirakçileri de pek sevinirlerdi. Aldıkları eşyaya karşı vereceklerini, seve seve edâyâ çalışırlardı. Belli günde, münâdi mezadçı bağırır:-Bir altın sahan!... Haydi bir kapaklı, altın sahan..Yok mu tâlibi?-Kaça?...Kaça?...-Bir yetim okutmaya. Hadi bir yetim okutmak isteyen yok mu? İki yetim... Üç yetim... Arttırma başlar. En fazla tâlibine "Altın sahan" verilirdi. Münâdi, "Murassa" mücevherli bir kılıç gösterir. Gözler kamaşır. Böyle böyle yetimler okutulur, dullar korunur, garibler gözetilir; Yasinler, Hatimler indirilir... Dünya ve Âhıret seâdeti yaşanılırdı.

71 - HÂce-i SultÂnî AtÂullah Efendi

Vehbi Tülek

Kuzey Afrika’yi İspanyollardan Kurtaran Osmanlilar

Vehbi Tülek

Seni Dervişliğe Kabul Edemem

Vehbi Tülek

Yavuz Sultan Selim Han’in Şehzadeliği

Vehbi Tülek

Fatih Ve Hocazade

Vehbi Tülek

Savaşin Zorluklarina Katlanmadan Zafere Ulaşilamaz

Vehbi Tülek

Osmanlilarda Toplu Taşima Kurallari

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ümmetim Için En Korktuğum Şey

Ebü'l-Meâli hazretleri Şafii mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 822 (m. 1419)'da Kudüs'te doğdu. 905 (m. 1499)'da aynı yerde vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Yazıcızâde

Vehbi Tülek

Yazıcızâde Muhammed Efendi, meşhûr "Muhammediyye" adlı eserin müellifidir. Gelibolu'yu mekân tutup, 1451 (H.855) senesinde orada vefât etti. Mezarı Gelibolu'nun biraz dışında, İstanbul yolu üzerindedir...

Yazıcızâde Muhammed Efendi, Muhammediyye adlı eserinde şöyle anlatır:

Muhammed İhsân

Vehbi Tülek

İrâde-i Cüz’iyye Kulda Bir Hâldir

Vehbi Tülek

Müftizâde Ahmed Efendi Seksensekizinci Osmanlı Şeyhülislâmıdır. 1206 (m. 1791)'de İstanbul'da vefât etti. Nüktedân ve hazırcevap idi.
Bir defasında Fas Sultanı 3. Muhammed, Osmanlı âlimlerini imtihan etmek için dört mesele sorup cevap istemişti. Müftizâde Ahmed Efendi de, suâllere ikna edici ve faydalı cevaplar yazmak sûretiyle, Osmanlı âlimlerinin ilmi üstünlüğünü isbatlamıştı. Bir dersinde buyurdu ki:

Şeytanın Işi, Insanları Kandırmaya Çalışmaktır!

Vehbi Tülek

Tatlı Sözle Nasihat Edilir

Vehbi Tülek

Muhammed Bin Hâmid Tirmizî

Vehbi Tülek

Ali'yi Inciten, Beni Incitmiş Gibidir

Vehbi Tülek

Nefsi Islah, Nafilelerin En Faydalısıdır

Vehbi Tülek

Hasırlı Baba

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Yürüdüğü Yerde Deniz Durgunlaşiyordu

Yürüdüğü Yerde Deniz Durgunlaşiyordu

Bir gün Yalova'dan İstanbul'a bir gemi gidiyordu. İstanbul'a yaklaştıkları sırada, şiddetli bir rüzgâr esmeye, dalgalar gittikçe büyümeye, gemiye şiddetle vurmaya başladı. Dalgaların vuruşundan tahtalar gıcırdıyordu. Gemi, koca denizde bir o tarafa, bir bu tarafa yalpalıyor, devrilecek gibi oluyordu. Yolcular ne yapacaklarını şaşırdılar. Herkes geminin bir tarafına birikince, tehlike daha da büyüdü. Kaptan, yolcuları teskin etmeye çalışıyor ve herkesin yerinde oturmasını tavsiye ediyordu. Herkes birbiriyle helâlleşiyor ve şimdiye kadar işlediği günahlarına tövbe ediyordu. Bâzıları da, kurtulmaları için adakta bulunuyordu. Yolcuların arasındaki bir genç, Fâtiha-i şerife ve İhlâs sûrelerini okuyarak, hâsıl olan sevâbı; Peygamber efendimizin, Eshâb-ı kirâmın, evliyânın, âlimlerin ve zamânın velilerinden Üftâde hazretlerinin rûh-ı şeriflerine hediye etti. Sonra da; "Yâ hazret-i Üftâde! Himmetinizi, yardımınızı istirhâm ediyorum." dedi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Üç Kandil

Vehbi Tülek

Sarayda İftar

Vehbi Tülek

Dört Şey Mühimdir

Zalimlere Dersini Verdi!

Namazini Ben Kildirayim

Bana İyi Bir Elbise Yapiver

SelÂmetle Gidip Gel

Altıyüz Dirhemlik İp

Bu Gece Yolcu Olsa Gerektir

Vehbi Tülek

Bu Dünya Ona Da Kalmaz

Vehbi Tülek

Bülbülün Zikri

Vehbi Tülek

Abdullah El-acemî

Vehbi Tülek

Geç Gelen Kurtarıcı

Vehbi Tülek

Kadin Akli

Vehbi Tülek