Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.496.720

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Kim Kibirli Olursa Allahü Teâlâ Onu Alçaltır!

Abdurrahmân Fûrânî hazretleri hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 388 (m. 998) yılında Türkistan’da Merv’de doğdu. Buradaki büyük âlimlerin derslerine devam ederek ilmde yüksek derecelere ulaştı ve icazet aldı. Şafiî mezhebinde mutlak müctehid ile müntesib müctehid arasında bir derece olan eshâb-ı vücûhtan sayıldı. Hadîs ilminde zamanının ileri gelenlerinden idi. 461 (m. 1069) yılında Merv’de vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Tozkoparan İskender

47 - Özi Kahramanlari

Derya Ali Baba

Cünnetü'l-esmâ

Hizir Ve Gelin

Bülbülün Zikri

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Osmanli Ramazanlari

Ramazan Ayını GörmekEskiden Ramazanın birinci gününün tahakkukuna çok ehemmiyet verilirdi. Bunun için de ayı gözle seçilmeyecek derecede bir hilal halinde iken mutlaka görmek şarttır. Her ne kadar takvimlerde yazılı ise de astronomik hesaplarla tâyini cihetini atalarımız hatalı bulmuşlardır.Bu Ramazan ayının rü'yet meselesiyle Istanbul Kadılığı meşgul olurdu. Ramazan olmayı melhuz olan akşam Istanbul Kadısı ile maiyetindeki memurlar Şeyhülislâm dairesinde toplanırlardı. O akşam için Kadı'nın, dairesinde dâvetli ricale ve büyük rütbeli ilmiye memurlarına mükemmel bir ziyafet çekmesi mutaddır.(gelenektir)

Vehbi Tülek

Molla Arab Ve Ii. Bayezid Han

Vehbi Tülek

Cephede Bir Bayram Namazi

Vehbi Tülek

Fatih Ve Hocazade

Vehbi Tülek

Sultan Mehmed Han (Fâtih) Osmanlı tahtına oturup da onun âlimlere muhabbeti ve lütf-u ihsânı ün salınca ve çevresine zamânının meşhur âlimlerini toplayınca, Hocazâde de onun yanında olmak şerefini kazanmak istedi. Ne var ki yolculuk masraflarını karşılayacak parası olmadığından bir türlü yola çıkma cesâretini bulamıyordu. Bu sırada derslerine katılan bir talebenin sekiz yüz akçesi olduğunu öğrenince, bu parayı ödünç alıp yola çıktı. Talebe de yanında ve hizmetinde idi. Oraya öyle bir zamanda vardı ki, pâdişâhın otağı İstanbul'dan Edirne'ye gidiyordu. Pâdişâh-ı âlem, bir yanında Molla Seyyid Ali, diğer yanında Molla Zeyrek olduğu halde ilmi konularda münâzara yaparak ilerliyordu. Vezir Mahmûd Paşa, Hocazâde'yi görünce; "Hoş geldin. Ben de seni Pâdişâha anlatmıştım. Gel hemen onunla görüş." diyerek önüne düşüp Pâdişâhın yanına yaklaştılar. Hocazâde hükümdârı selâmlayıp elini öptü. Mahmûd Paşa onun Hocazâde olduğunu bildirerek ilmini övdü.

Otlukbeli Savaşi

Vehbi Tülek

Hayirsiz Ve Bahtsiz İsem

Vehbi Tülek

Vermeyince Ma’bud

Vehbi Tülek

İki Cihanda Yüzün Ak Olsun

Vehbi Tülek

Kenan Bey

Vehbi Tülek

29 - Bir Ecdad Yadigarini Terkederken

Vehbi Tülek

Âlim Sadrazam FÂzil Mustafa Paşa

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Üç Günden Fazla Küsmek Helal Değildir

Mensûr ibn-üs-Sem’ânî hazretleri hadîs ve fıkıh âlimlerindendir. 426 (m. 1035)’de Horasan’ın Merv şehrinde doğdu. 489 (m. 1096)’da orada vefat etti. Buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

gençliğinle Gururlanma!..

Vehbi Tülek

Ali bin Muhammed, Buhârâ evliyâsından ve Şâfii mezhebi âlimlerindendir. Doğum târihi ve yeri belli değildir. 1010 (H.401) senesinde Buhârâ'da vefât etti... Ali bin Muhammed, zamânının büyük âlimlerinden idi. Ebû Hatem bin Hibbân'dan çok hadis-i şerif dinledi. İlim ve edeb sâhibi bir zât idi. Nazım ve nesir hâlinde yazılmış pekçok şiirleri vardır. Talebelerine sohbetlerinde sık sık şöyle buyururdu:

“gözükızıl Velî” Mehmed Baba

Vehbi Tülek

Namaz, Ihlâsla Kılınırsa Çok Kıymetli Olur

Vehbi Tülek

Şâh Veliyyullah-ı Dehlevî hazretleri evliyânın büyüklerinden olup tefsîr, hadîs, kelâm, tasavvuf ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimidir. 1702 (H.1114) senesinde Hindistan’ın Delhi şehrinde doğdu. 1762 (H.1176) senesinde orada vefât etti. Babası Şeyh Safiyyullah Abdürrahîm onu her ilimde mükemmel yetiştirdi, Zâhirî ve bâtınî ilimlerde kemâle gelen oğlu Şâh Veliyyullah’ı kendi yerine geçirip icazet verdi. Fakat Şâh Veliyyullah-ı Dehlevî hazretleri, kendisi de tasavvufta yüksek derecelere erişmiş olmasına rağmen; “Allahü teâlâ, bize sahîh keşfler ihsân eyledi. Bu zamanda, hiçbir yerde Mazhâr-ı Cân-ı Cânân’ın benzeri yoktur. Makamlarda ilerlemek isteyen onun hizmetine gelsin!” buyururlar ve talebelerden istidât ve istekli olanları Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerine gönderirlerdi...

Devlet Adamları Çekingen Ve Kararsız Olmamalı!

Vehbi Tülek

Mümin, Hep Belalarla Baş Başadır

Vehbi Tülek

Pîr Ahmed Çelebi

Vehbi Tülek

Ey Insan, Gaflet Uykusundan Uyan

Vehbi Tülek

Geçmiş Kavimlerin Bilinmeyen Haberleri

Vehbi Tülek

Seyyid Ziyâüddîn Nahşebî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Bir gün Yalova'dan İstanbul'a bir gemi gidiyordu. İstanbul'a yaklaştıkları sırada, şiddetli bir rüzgâr esmeye, dalgalar gittikçe büyümeye, gemiye şiddetle vurmaya başladı. Dalgaların vuruşundan tahtalar gıcırdıyordu. Gemi, koca denizde bir o tarafa, bir bu tarafa yalpalıyor, devrilecek gibi oluyordu. Yolcular ne yapacaklarını şaşırdılar. Herkes geminin bir tarafına birikince, tehlike daha da büyüdü. Kaptan, yolcuları teskin etmeye çalışıyor ve herkesin yerinde oturmasını tavsiye ediyordu. Herkes birbiriyle helâlleşiyor ve şimdiye kadar işlediği günahlarına tövbe ediyordu. Bâzıları da, kurtulmaları için adakta bulunuyordu. Yolcuların arasındaki bir genç, Fâtiha-i şerife ve İhlâs sûrelerini okuyarak, hâsıl olan sevâbı; Peygamber efendimizin, Eshâb-ı kirâmın, evliyânın, âlimlerin ve zamânın velilerinden Üftâde hazretlerinin rûh-ı şeriflerine hediye etti. Sonra da; "Yâ hazret-i Üftâde! Himmetinizi, yardımınızı istirhâm ediyorum." dedi. O anda, uzaklardan bir karaltı peydâ oldu. Yaklaştıkca, bunun bir insan olduğunu, suyun üzerinde süratle kendilerine doğru geldiğini gördüler. Onun yürüdüğü yerlerde dalgalar hemen sâkinleşiyordu. Nihâyet o zât geminin yanına geldi ve gemiyi eliyle bir mikdâr tuttuktan sonra, geminin önünden yürümeye başladı. Yürüdüğü yerlerde deniz durgunlaşıyordu. Bir müddet sonra gözden kayboldu. Kaptan, o kimsenin su üzerinde gittiği istikâmete göre, geminin dümenini ayarladı. Bir müddet sonra, selâmetle sâhile vardılar. Herkes bu hâdise karşısında şaşırıp kaldı. Sâdece o delikanlı şaşırmamıştı. Yolcular sâhile çıktıklarında, bir kimse karşılarına çıkıp onlara; "Ey yolcular! Üftâde hazretlerinin selâmı var. Sağ olduğum müddetçe, bu sırrı kimseye söylemesinler diye bana emretti." dedi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Hazreti Hâlid'in Üstün Başarısı

Vehbi Tülek

Meşayihın Kadrini Bilmezsen

Vehbi Tülek

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Korkma!

Hizir Aleyhisselam Nasil Görülür

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Bize Teveccüh Edin

İmanı Ona Kafidir

Ölüyü Diriltemem

Vehbi Tülek

Örümcek Ağı

Vehbi Tülek

Alabilirsen Al

Vehbi Tülek

Geç Gelen Kurtarıcı

Vehbi Tülek

Annenin Hizmete İhtiyaci Var

Vehbi Tülek

Meşayihın Kadrini Bilmezsen

Vehbi Tülek