Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.453.901

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Allahü Teâlâ, Bu âlemi Insanoğluyla Süsledi

Ebû Saîd Ferec hazretleri tefsîr, hadîs, kelâm, fıkıh, kırâat, usûl ve nahiv âlimidir. Endülüs’te (İspanya) Gırnata’da (Granada) 701 (m. 1301) senesinde doğdu. 782 (m. 381) senesinde orada vefât etti. O zamanın en meşhur ilim merkezlerinden olan Gırnata’da büyük âlimlerden ilim tahsil etti ve her birinden icazet alarak talebe yetiştirdi. Bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Şahidlerle İsbati Da Kafidir

Fatih, İstanbul'u fethettiği zaman, burada yaşayan Rumları öldürtmemiş ve onlara inanç serbestliği vererek Patriklerini bile görev de bırakmıştı. Fakat bir müddet sonra eski Bizanslılardan bazıları İstanbul'u yeniden ele geçirmek için Avrupa'da gizli anlaşmalar yapmışlardı. Bu durum üzerine zamanın padişahı Yavuz Sultan Selim, İstanbul'daki Rumların ya Müslüman olmaları veya şehri terketmeleri ni emretti. Vezirler, padişahtan çekindikleri için bu emir karşısında ağızlarını açamadılar. Fakat zamanın Müftisi Zembilli Ali Efendi'ye müracaat ettiler. Bunun üzerine Ali Efendi:

"Fatih İstanbul'u zaptedince Rumlara eman ve ferman vermiştir. Bu sebeple padişahın bu emrini yerine getirmek caiz değildir" dedi ve bu şekilde bir fetva yazarak Yavuz'a gönderdi. Padişah:

"Fermanı görelim!" diye itiraz etti. Zira bu ferman, bir yangında yok olmuştu. Buna karşılık Zembilli Ali Efendi: "Şahidlerle isbatı da kafidir" diyerek, bu fermanı gören yaşlı iki yeniçerinin şahidliği ile davayı Yavuz'un aleyhine neticelendirdi.

Vehbi Tülek

13 - Orhan Gazi Ve Nilüfer Hatun

Vehbi Tülek

Gel Beru Topal Zorbabaşi

Vehbi Tülek

V. MurÂd Han

Vehbi Tülek

Babasının 25 Haziran 1861'de vefâtından sonra Abdülaziz Han pâdişâh olunca, veliaht oldu. Nezâketi, kibârlığı, çağına göre bilgisi ve yumuşak huyluluğu ile sevildi. Amcası Abdülaziz Hanın 1863 Mısır ve 1867 Avrupa seyâhatlerine katıldı. Bu gezilerde davranışları ile Osmanlı hânedânının asâletini temsil ederek takdir topladı. Veliaht Murâd, 30 Mayıs 1876 târihinde Sultan Abdülaziz Hanın hal' edilmesiyle Osmanlı Sultanı ilân edildi. 4 Haziran 1876'da Abdülaziz Hanın feci şekilde şehit edildiğini ve annesi Pertevniyâl Sultana çok çirkin işkenceler yapıldığını işiten Sultan Murâd Hanın üzüntüden ve bu felâket yolunun sonunu düşünmekten aklı bozuldu. Üzüntüden hastalığının artmasında doktor Capoleone'nin câhilâne ve yanlış teşhis ve tedâvisinin mühim rolü oldu. Beşinci Murâd Han bu hasta hâliyle ihtilâlcilerin kuklası hâline getirilip, Avrupa'da belirli odakların devleti ve İslâmiyeti yok etmek için hazırladıkları yıkıcı plânları tatbik edilmek istendiyse de kardeşi İkinci Abdülhamid Han bunların önüne geçti. 31 Ağustos 1876'da hal' edilen ve doksan üç gün saltanat süren Beşinci Murâd Han, Osmanlı sultanlarının en az pâdişâhlık yapanıdır.Saltanattan hal'inden sonra, âilesiyle Çırağan Sarayına yerleştirilen Beşinci Murâd Hanın hastalığı sonradan iyileşti.Vaktini okumak ve torunlarını okutmakla geçiren Murâd Han, kardeşi Sultan Abdülhamid Hanın nâzikâne hatır sormasını, dâimâ teşekkürle cevaplandırırdı. 29 Ağustos 1904 târihinde vefât eden Beşinci Murâd Han, İstanbul'da Yeni Câmideki türbeye defnedildi.

Ii. Abdülhamid Han'in İmzasi

Vehbi Tülek

Mes’ul Olursunuz

Vehbi Tülek

Şehid Sultan Genç Osman

Vehbi Tülek

Hadim SinÂn Paşa Ve Misir Seferi

Vehbi Tülek

Aşçiliktan Yetişen Vezir

Vehbi Tülek

Kayip Saat

Vehbi Tülek

Tek Kollu Reis

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Nasûhzâde Pîr Ali Efendi

Nasûhzâde Pir Ali Efendi, Tekirdağ yakınlarındaki Malkara kasabasında doğdu. Malkara'daki vazifesine devâm ettiği sıralarda, Mısır'da bulunan İbrâhim Gülşeni hazretlerinin, zamânın pâdişâhı Sultan Süleymân'ın dâveti üzerine İstanbul'a geldiğini söylediler. Pir Ali de, İbrâhim Gülşeni hazretlerinin sohbetlerinde bulunmak için hanımı ile İstanbul'a geldiler. İbrâhim Gülşeni'nin yanına gitti. Elini öpmek için izin istedi. O zaman İbrâhim Gülşeni; "Pir Ali Dede, bizi buraya getiren, senin bize olan muhabbetindir" buyurdu. Burada Pir Ali, İbrâhim Gülşeni hazretlerinden çok istifâde etti.
Ömrünün sonuna kadar Malkara'da yaşayan Nasûhzâde Pir Ali Efendi, 1545 (H.952) yılında vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce, sevenlerinden birine yazdığı mektupta buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Bu Fâni Dünyâ Bir Kâr Ve Zarar Beldesidir

Vehbi Tülek

Şemseddin Nûri Efendi İstanbul'da yetişen evliyânın büyüklerindendir. 1801 (H.1216) senesinde İstanbul'da doğdu. Zamanın meşhur âlimlerinin derslerinde devam ederek fıkıh ve usul ilmi tahsil etti. Sonra Nakşibendiyye yolunun büyüklerinden olan Şeyh Mehmed Said Efendiye intisab edip yüksek derecelere kavuştu.1866 (H.1282) senesinde İstanbul'da vefât etti.

Çok talebe yetiştirdi. Buyurdu ki:

Tekebbür Etmek Haramdır

Vehbi Tülek

Nasihati Terk Edenin Dînine Zarar Gelir

Vehbi Tülek

Abdurrahmân bin Me’mûn Nişâbûrî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 426 (m. 1035) senesinde İran’da Nişâbûr’da doğdu. Birçok yeri dolaşarak ilim tahsil etti. Usûl, fıkıh, hılâf, ferâiz, kelâm ilimlerinde mütehassıs bir âlim olarak yetişti. Bağdad şehrindeki Nizâmiyye Medresesi fıkıh müderrisliğine tayin edildi. Bu vazîfede iken 478 (m. 1086) senesinde Bağdad’da vefât etti. Bu mübarek zat buyurdu ki:

Yalan Söylemek Büyük Günahtır

Vehbi Tülek

Fakirin Borcunu Sil Ve Bir Şey Isteme

Vehbi Tülek

Amr Bin Alî Fellâs

Vehbi Tülek

Resûlullah Ile Müsâfeha!..

Vehbi Tülek

Sâlih Baba

Vehbi Tülek

Muhammed Tlemsânî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Allah Diyen Genç

Allah Diyen Genç

Fakir bir genç, padişahın kızına aşık olmuş. Bu ümitsiz sevdasını gidip o beldenin meşhur dervişine anlatarak yardım dilemiş. Derviş: "Evlâdım, şehrin girişinde tam yol ağzında otur, kim ne derse desin sadece 'Allah' diye cevap ver." demiş. Fakir genç, denileni yapmış. Günlerce, aylarca şehrin girişinde başka hiçbir kelime konuşmadan "Allah" demiş. Derviş, yiyeceğini, içeceğini her gün getiriyormuş. Zamanla "Allah" diyen genç halk arasında meşhur olmaya başlamış. Nihayet bir gün padişah da genci merak etmiş. Dervişten, genç hakkında bilgi istemiş. Derviş, gencin devrin büyüklerinden olduğunu söylemiş. Padişah, kalkıp genci ziyarete gitmiş. "Kimsin? Derdin ne? Ne istersin?" demiş ise de, genç, padişaha karşı da "Allah" demekten vazgeçmemiş. Başka tek kelime konuşmamış. Derviş akşam gencin yanına gelmiş. "Padişah sana "Kızımı vereyim" diyene kadar, sen ondan sakın ola ki bir istekte bulunma!" diye tembihte bulunmuş. Nihayet bir gün padişah gelip: "Ne istiyorsun, istiyorsan seni kızımla evlendireyim." deyince, genç, dervişin şaşkın bakışları altında "Yok" demiş. Artık onu da istemiyorum. Ben başka birisinin hatırı için Allah dedim, Allah devrin padişahını ayağıma getirip, benim gibi miskin bir gence kendi kızını teklif ettirdi. Eğer Onun hatırı için Allah deseydim kim bilir ne olurdu? Ben bundan böyle Ondan başkasını anmıyor, ondan başkasını istemiyorum.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

At Hirsizi

Vehbi Tülek

Allah'ın Takdirine Kulun Aklı Ermez

Vehbi Tülek

Adalet Ve Tevazu

Annenin Hizmete İhtiyaci Var

Keramete İnanmayan Âlim

Değişen Sizin Kalbiniz

Kul Hakkı

Gerçek Zehir

Cennetlik Hanım Isteyen...

Vehbi Tülek

Cimrilik Ve Nankörlüğün CezÂsi

Vehbi Tülek

Hizir Ve Gelin

Vehbi Tülek

Arafatta Görüşürüz

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Bülbülün Zikri

Vehbi Tülek