Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.533.953

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Övünmek Için Söylemiyorum Peygamberlerin Reîsiyim

Nûreddîn Hâdırî hazretleri hadîs, nahiv, kırâat ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 747 (m. 1346) senesinde doğdu. Şam’a gidip oranın büyük âlimlerinden ilim öğrendi. Haleb’de Hanefî kadılığına getirildi. Burada fetvâlar verdi ve ders okutarak talebe yitiştirdi. 824 (m. 1421) senesinde Haleb’de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Benim Milletimin Ocaği Yaniyor

Bir Ramazan gecesi herkes uykuda iken Yıldız Sarayı yanmaya başladı. O tarihlerde İstanbul'u işgal etmiş bulunan İngiliz donanması itfaiyesi sevk edilerek yangın söndürülmeye çalışlıyordu. Devlet ileri gelenlerinden ve belediye zabıta ve itfaiyesinden hiç kimse geleme mişti. Çünkü saray tamamen İngiliz ablukası altındaydı. Sadece Harbiye Nazırı Şevket Turgut Paşa buraya ulaşmayı başardı. Padişahın Cihannüma köşkünde olduğunu öğrendi ve hemen oraya koştu. Zat-ı Şahane, sırtında gecelik entarisi ve üzerinde pardesüsü olduğu halde köşkün önünde ayakta duruyordu. Telaşlı değildi. Köşkün bekçibaşısı hüngür hüngür ağlıyordu. Hünkar:-Benim milletimin ocağı yanıyor, ben onu düşünüyorum... kendi evim yanmış, ne ehemmiyeti var, dedi.

Vehbi Tülek

79 - Zannedersem Ben, Hatem-ül-müluk Olacağim

Vehbi Tülek

Kibris Fatihi Lala Mustafa Paşa

Vehbi Tülek

57 - Orhan Gazi Ve Alaeddin Esved Hazretleri

Vehbi Tülek

Sultan Orhan Gâzi, âlimleri, evliyâyı görüp gözeten bir zât-ı muhterem idi. O mübârek kimse, birgün Alâeddin Esved hazretlerini ziyârete gitti. Onun mahalline vardığında, Alâeddin Esved hazretleri nâfile namaz kılmakta idi. Orhan Gâzi, avluda bekledi. Bu sırada farz namaz vakti geldi. Orhan Gâzi ve orada bulunan Alâeddin Esved'in talebeleri namaz için hazırlandılar. Namazın sünnetini kıldılar. İkâmet okununca, Kara Halil imâmete geçti. Cemâata namazı kıldırdı. Alâeddin Esved de, odasından çıkıp namaza katıldı. Namazdan sonra bir müddet sohbet ettiler. Orhan Gâzi edeble dinledi. Sonra başını kaldırıp;"Seferde ve hazerde, ahâli arasında vâki olacak hâdiselerde hükmedip, hak ile bâtılı ayırmak, şer'i hükümleri beyân etmek için bir hâkim-i samedâni lâzımdır. Talebenizden birini benim ile sefere gitmek için tâyin etseniz." deyip, merâmını arzetti.

Reşid Paşa’nin Osmanli Ekonomisini Yikmasi

Vehbi Tülek

Osmanli Devlet Teşkilatini Yeniden Kuran Sadrazam

Vehbi Tülek

Sultan I. Ahmed Ve Hediyesi

Vehbi Tülek

Sağ Kolumu Kaybettim Ama Sol Kolum Var

Vehbi Tülek

Çandarli Kara Halil

Vehbi Tülek

Okmeydaninda İftar Merasimi

Vehbi Tülek

Git Zavalli Oyuncak

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Şafiî Fıkıh âlimi Muhammed El-eşhâr

Muhammed el-Eşhâr, Şafii mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Lakabı Cemâlüddin'dir. 945 (m. 1539) senesinde Yemen'de bulunan "Beyt-üş-Şeyh" köyünde doğdu. 991 (m. 1583) senesinde yine aynı yerde vefât etti.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

İnsanın Sermâyesi, Dîni Ve âhiretidir

Vehbi Tülek

Kâdî Alî Antâkî hazretleri fıkıh âlimlerindendir. 278 (m. 892)'de Antakya’da doğdu. Şam'da meşhur âlimlerden ilim tahsil etti. İcazet aldıktan sonra Basra, Ahvaz, Hûzistan ve Tüster gibi yerlerde kadılık yaptı. 342 (m. 953)'de vefat etti. Şöyle buyurdu:

Abdülvehhâb Müttekî

Vehbi Tülek

Hiçbir Lüzum Yokken Mezhep Değiştirmek

Vehbi Tülek

Yûsuf bin Nâdir Mayorki hazretleri hadis ve şafii mezhebi fıkıh âlimidir. İspanya'daki Mayorka adasında doğdu. 523 (m. 1129)'da İskenderiyye'de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

anka Kuşuna Tuzak Kurulmaz!

Vehbi Tülek

Ahmed Bin Mûsâ Cezûlî

Vehbi Tülek

Ey Insanoğlu! Gençliğinle Gururlanma

Vehbi Tülek

“şehit İmam” Gazi Muhammed

Vehbi Tülek

Sâlihlerin Sohbeti Insanı Alçak Gönüllü Yapar

Vehbi Tülek

Şöhreti Seven Kimse Allahtan Korkmaz

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Gül Yaprağı

Gül Yaprağı

Vaktiyle, yol üzerinde bulunan bir dergahın dervişleri, yoldan geçen herkesi misafir kabul ediyordu. Burada hiç konuşulmuyordu. Dervişler anlatmak istediklerini kalben ifade ediyorlardı. Bir gün dergahın kapısına bir yolcu geldi. Yolcu kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada, misafir geldiğini dervişler firaset yoluyla anlıyorlardı, o yüzden kapıda tokmak yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki derviş, kapıda duran yolcuya baktı. Bir selamlaşmadan sonra söz'süz konuşmaları başladı. Gelen yolcu, dergahta kalmak istiyordu. Derviş içeri girdi, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yolcuya uzattı. Bu, yeni bir misafiri kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yolcu dergahın bahçesine girdi, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı. Derviş kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Hizir Aleyhisselam Nasil Görülür

Vehbi Tülek

Evliyalar Ölmez İmiş

Vehbi Tülek

Keramete İnanmayan Âlim

Cimrilik Ve Nankörlüğün CezÂsi

Fahreddin Acemî Ve Hurufiler

Bu Gece Yolcu Olsa Gerektir

Başka Du Bilmez Misin?

Bize Teveccüh Edin

Eğer Senin Yanında Makbul Oldu Ise

Vehbi Tülek

Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Vehbi Tülek

Gördünüz Rüyadan Haberimiz Var

Vehbi Tülek

SelÂmetle Gidip Gel

Vehbi Tülek

Kabahat Kilincin Midir?

Vehbi Tülek

Geç Gelen Kurtarıcı

Vehbi Tülek