Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

15.740.500

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Allahü Teâlâ Affedicidir, Affedenleri Sever

Seyyid Zeynelâbidîn Kayserânî hazretleri âlim ve evliyânın büyüklerindendir. 1349 (H.750) yılında Medîne-i münevverede doğdu. Medîne-i münevverenin meşhûr âlimlerinden ilim öğrendi. Evliyâdan feyiz alıp, olgunlaştı. 1397 senesinde Kayseri’ye geldi. 1414 (H.817) yılında orada vefât etti.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Ördeğini De Beraber Al

Sultan Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesi için, bir "fetva" gerekliydi! Bunun da yolu ilmiye sınıfının başı, Şeyhülislâm'a imzalatmaktan geçerdi. İkinci Meşrutiyet ilan edilmiş ya, Meclis-i Mebusan da, sultanı tahttan indirip, yeni bir "padişah"ı seçmek için gereken fetvayı almak üzere, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin önde gelenlerinden, Edirne mebusu Talat Paşa, sabahleyin Fetva Emini, Nuri Efendi'nin evine gider. Akşama kadar bir şey yemeğe vakit bulamayacağından olacak ki, kendisine bir-iki yumurta pişirilmesini istemiştir. Ve Meclis-i Mebusan'a gelmesini "ihtar" etmiştir. Nuri Efendi ise, fetva vermek kendisinin görevi olmadığını, bu hususun Şeyhülislâmın görevi olduğunu söyleyip, mazeret beyan etmişse de bunu kabul etmeyen Talat Paşa, yanına alıp, Şeyhülislamlık makamı'na gidip, Tikveşli Ziyaeddin Efendi ile görüşmeyi emr etmiştir. Mecburen Talat Paşa'nın peşinden, Şeyhülislamlığa gitmişlerdir. Şeyhülislam Ziyaeddin Efendi, Meclis-i Mebusan'a gitmemek için: -Ben hastayım, gidemem!.. diye mazeret beyan etmiştir. Talat Paşa da: -Neniz var? diye sorup; -İdrarımı tutamıyorum, diye cevap alınca da: -Efendi, iş bu hale geldikten sonra donuna da işesen, ben seni zorla alıp götürürüm. Ördeğini de beraber al! yollu tehdit eder. Ve Meşrutiyet şeyhülislâmını alıp götürür.

Vehbi Tülek

Bayezid Camiinde İlk Namaz

Vehbi Tülek

İnebahti Deniz MuhÂrebesi

Vehbi Tülek

Ii. MurÂd Han Ve İstanbul Kuşatmasi

Vehbi Tülek

25 Haziran 1421'de Bursa'da tahta çıkan Sultan İkinci Murâd Han 1422'de Osmanlı Devleti için büyük tehlike arz eden Bizans'ın entrikalarına son vermek ve hazret-i Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem tarafından vaad edilen mânevi müjdelere kavuşmak için İstanbul'u kuşattı. Bunun üzerine Bizans İmparatoru, Anadolu Beyliklerini Osmanlı Devleti aleyhine kışkırttı. Sultan İkinci Murâd Hanın kardeşi Küçük Mustafa isyan ederek Karaman ve Germiyan beylik kuvvetleriyle Bursa'yı kuşatınca, İstanbul'da kâfi miktarda kuvet bırakıp, Edirne'ye gitti. Edirne'den Bursa'ya geçti. Küçük Mustafa yakalanıp, cezâ landırıldı. Karaman, Eflak beyleri ve Venedikliler ile antlaşma yapıldı. Candarlı İsfendiyar Bey itâat altına alındı. İstanbul kuşatmasını hızlandıran Murâd Han İmparatorun şehri Venedik hâkimiyetine teslim edebileceği ihtimâliyle 22 Şubat 1424'te Bizanslılarla antlaşma yaptı. Bu antlaşma ile Ege ve Karadeniz kıyılarınıOsmanlılara terkeden Bizanslılar, yıllık otuz bin düka altın haraç vermeyi kabûl ettiler. Anadolu'da İzmir, Menteşe ve Teke beylikleri Osmanlı hâkimiyetine geçti. Germiyan Beyliği, Osmanlı Devletine katıldı. 1425'teSelânik'i ele geçiren Venedikliler Osmanlılara karşı Macarlar ile ittifâk kurdular. 1426'da Batı Anadolu'dan hareket eden Türk denizcileri, Venediklilere âitEğriboz, Modon ve Koron'a sefer yaptılar. Osmanlı-Venedik Harbi 1425-1430 yılları arasında devâm etti. Venediklilerin batı ve doğu devletleriyle ittifâk kurmasına rağmen, Sultan İkinci Murâd Han Şubat 1430'da Selânik'i fethetti. Venedik donanması Gelibolu'da Türk donanmasına taarruz ettiyse de müthiş bir bozguna uğradı. Temmuz 1430'da Osmanlı-Venedik Harbine son veren Lapseki Antlaşması imzâlandı. Selânik Osmanlılarda kaldı. Venedikliler yıllık vergiye bağlandı.İtalyanların hâkimiyetindeki Yanya'da ahâli despot kavgalarından bıkmıştı. Yanyalılar Selânik'te bulunan Osmanlı Sultanı İkinci Murâd Hana mürâcaat edip, Türk adâletine sığınarak hürriyet istediler. Rumeli Beylerbeyi Sinân Paşa, ahâlinin hürriyetine dâir Sultan Murâd Hanın fermânını getirince, şehrin anahtarı Osmanlılara teslim edildi. Böylece 1431'de Yanya ve çevresi de Osmanlı hâkimiyetine girmiş oldu.

Osmanlilarda Mevlid Kandilleri

Vehbi Tülek

Derya Ali Baba

Vehbi Tülek

38 - Savaş Ve Zafer İçin

Vehbi Tülek

Eğer Padişah Biz İsek...

Vehbi Tülek

Kanuniyi Kabul Etmeyen Derviş

Vehbi Tülek

Fetih Sabahi

Vehbi Tülek

Ağirliğinca Altin Ederdi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Haffaf El-iclî

Haffaf el-Icli hazretleri tefsir, hadis ve fıkıh âlimlerindendir. 204 (m. 819) yılında Bağdâd'da vefât etti. Naklettiği Hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Mansur Buhûtî

Vehbi Tülek

Mansur Buhûti hazretleri Hanbeli fıkıh âlimlerindendir. Kuzey Mısır'da Buhût köyünde 1000 (1591) yı­lında doğdu. Zamanın büyük âlimlerinden ders okudu ve Hanbeli fıkhının en meşhur âlimlerinden oldu. 1051'de (m. 1641) Kahire'de vefat etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Dünyâ Ve âhiretin Hayrı Ilimledir

Vehbi Tülek

Adı hakîm Olan Mecûsî

Vehbi Tülek

Ebu Müslim Buhâri hazretleri, Horasan Hükümdarının kumandanı idi. Onunla birlikte Merv şehrine geldiler. Oranın halkına şöyle bir soru sordu:
- Şehrinizde hiç "hakim" var mıdır ki, ehl-i hikmet ola? Halk da;
- Vardır, fakat Mecûsi'dir, dediler.

İnsanların Elindekine Düşkün Olma Ki

Vehbi Tülek

Evliyânın Her Istediği Allah Ve âhiret Içindir

Vehbi Tülek

Abdullah El-vâsıtî

Vehbi Tülek

Hadis âlimi Bir Seyyah Ebu Yusuf El-fârisî

Vehbi Tülek

Herkes Ektiğini Biçer, Ettiğini Bulur

Vehbi Tülek

Kelâm Ilmi Hakkında Konuşmanın Tehlikesi

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Kânûni Sultan Süleymân'ın vezir-i âzamı olan Rüstem Paşanın terzibaşısının kardeşinin oğlu olan Ali Efendi, Tırhala'dan getirilerek amcasının yanında yetiştirildi. Rüstem Paşa, 1548' de İran Seferinden dönerken Ankara yakınlarına gelince, Bayramiyye yolu büyüklerinden Hüsâm Efendiyi berâberindekilerle birlikte ziyârete gitti. Sohbet esnâsında orada bulunan larla tek tek tanışan Hüsâm Efendi, Terzibaşının yeğeni olan genç Ali Efendiye gelince onun ne işle meşgûl olduğunu sordu. Terzilik mesleğiyle uğraştığı söylenince, terzilerin piri olarak kabûl edilen İdris aleyhisselâma nisbetle ona İdris lakabını verdi. Ali Efendiyi hizmetine ve talebeliğe kabûl etti. Bir müddet Hüsâm Efendinin hizmetinde ve sohbetinde bulunan Ali Efendi, tasavvuf yolunda ilerledi. Daha sonra İstanbul'a gelen Ali Efendi, ticâretle meşgûl oldu. İlk zamanlar ticâret sebebiyle Belgrad, Filibe, Sofya, Edirne, Gelibolu gibi memleketlere gitti. Gittiği yerler deki âlim ve evliyâ zâtların sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda yükseldi. Defâlarca hac vazifesini yapmak için Hicaz'a gitti. Oradan Yemen'e gitti. Son zamanlarında ticâreti bırakıp İstanbul Fâtih Çarşamba'da Mehmed Ağa Câmii yakınındaki evinde ikâmet etti. Ticâreti, emrinde bulunan kimseler yürüttüler.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Değişen Sizin Kalbiniz

Vehbi Tülek

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Vehbi Tülek

Adalet Ve Tevazu

Karşılık Beklemiyorum

Arafatta Görüşürüz

Sakiz Ağacinda Yapilan Hac

Helvaci Çocuk

Kum Ve Kaya

Keramete İnanmayan Âlim

Vehbi Tülek

Allahü TeÂlÂyi Bilir Misin?

Vehbi Tülek

"encümen-i Bîzebân"

Vehbi Tülek

Mü'mine Ikram, Affa Sebebdir

Vehbi Tülek

Cennetlik Hanım Isteyen...

Vehbi Tülek

Dinini Dünyalığa Alet Edenin Sonu

Vehbi Tülek