Ahmed Ziyâeddîn ve tövbekâr kemancı...
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 15 Ekim 2008
Ahmed Ziyâeddîn Gümüşhânevî 1813 (H.1228) târihinde Gümüşhâne’nin Emirler Mahallesinde doğdu. 1893 (H.1311) târihinde İstanbul’da vefât etti. Kabr-i şerîfi, Süleymâniye Câmii avlusunda Kânûnî Sultan Süleymân Han Türbesinin kıble tarafındadır...
Ebû Bekr-i Şiblî ve Hıristiyan bir genç
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 14 Ekim 2008
Ebû Bekr-i Şiblî hazretleri 861 (H.247) senesinde Samarrâ’da doğdu. Bağdât’a gelip, buraya yerleşti. Cüneyd-i Bağdâdî’nin talebesidir. Mâlikî mezhebi fıkıh âlimlerindendir..
Bir garip berber Derviş Hüseyin
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 13 Ekim 2008
Şeyh Derviş Hüseyin, “Ganîzâde” lakabıyla meşhur velîdir. Sipâhi iken, Şeyh Mustafa Köstendilî hazretlerine talebe olup, onun sohbetlerinde kemâle erdi. Berberlik yapardı. Dükkanında kendi hâlinde oturur, kimse ile görüşmezdi. Kendisine yetecek kadar kazanç sağlayacağı müşteri gelirdi. O zamânın parası ile çocuklar için bir akçe, büyükler için ise bir para ücret alırdı. Fazla veren olursa, üstünü geri verir, kabûl etmezdi. Tasavvuf hallerine dalmıştı. Gece-gündüz, yaz-kış dükkanından ayrılmazdı. İki oğlan, üç kız evlâdı vardı...
Bu mübarek zat, divâne bir halde idi. Bir gün ona tıraş olmaya gelen bir zât, tam sakalının alt tarafını tıraş ederken içinden; “Bu divâne bir kimsedir. Usturayı boğazıma çalıvermesin!” diye düşündü.
Merhamet deryası Süveyd Sincârî
Meşhurların Son Sözleri
Pazar, 12 Ekim 2008
Süveyd Sincârî hazretleri hikmetli sözleriyle güzel hal ve kerâmetleriyle tanınıp meşhur oldu. Talebesi Osman Sincârî anlatır:
Hocam Süveyd Sincârî ile sokakta giderken, bir adamın bir kadına baktığını gördük. Hocam ona yaklaşıp haram olan bu işi yapmamasını bildirdi. Lâkin adam bundan vazgeçmedi. Hocam o zaman; “Yâ Rabbî! Bunun bakışını al. Tâ ki bir daha yabancı kadınlara bakmasın” diye dua etti. O sırada adamın gözleri görmez oldu...
Allame Muhammed Emîn Efendi
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 11 Ekim 2008
Muhammed Emîn Efendi, büyük âlim ve evliyânın meşhurlarından Seyyid Fehim Arvâsî hazretlerinin on mübârek oğlundan ikincisidir... Arvas Medresesinde meşhur müderris Molla Muhammed Merhum’un yanında okumuş, mantık ilmini, babasının icâzet verdiği talebelerinden meşhûr Molla Mahmûd Sûrî hazretlerinden tamamlamış, diğer bütün ilimleri mübarek babası Seyyid Fehim Arvâsî hazretlerinden okuyarak, feyz almış, az zamanda “Allâme” sıfatıyla şöhret kazanmıştır. Babasından tasavvufta mutlak hilâfet ile şereflenmiş, irşâda mezun buyurulmuştur. Zâhirî ve bâtınî ilimde yüksek derecelere kavuştuktan sonra çok mükemmel hizmetler yapmış, pekçok âlim ve velî yetiştirmiştir...
Bir garip Allah adamı Ebü'l-Garîb İsfelhânî
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 10 Ekim 2008
Ebü’l-Garîb İsfehânî, kerâmetler sâhibi velîlerden ve derin âlimlerdendir. Anadolu’ya gelen evliyânın ilklerindendir. Künyesi gibi kendisi de garîb olan bu mübârek zâtın ismi, doğum ve vefât târihleri bilinmiyor
Bir hikmet ehli Mensûr bin Ammâr
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 09 Ekim 2008
Mensûr bin Ammâr evliyânın büyüklerindendir. Çeşitli ilimlerde âlim, hitâbeti çok kuvvetli, vaazları tesîrli bir vaizdi. Aslen Mervli olup, Basra’da yaşamıştır. 225 (m. 839) yılında vefât etmiştir...
Mensûr bin Ammâr hazretlerinin hikmetli sözleri meşhurdur. Buyurdu ki
İbrâhim-i Havvâs ve hidâyete eren rahîb
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 08 Ekim 2008
İbrâhim-i Havvâs hazretleri, evliyânın büyüklerindendir. Cüneyd-i Bağdadî hazretlerinin talebelerinden olup, Ebû Ca’fer Huldî’nin üstadıdır. Yüksek makam ve kerâmetler sâhibiydi. Bağdadlıdır. 291 (m. 903) yılında Rey Câmiî’nde vefât etti.
İzzeddîn bin Abdüsselâm
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 07 Ekim 2008
İzzeddîn bin Abdüsselâm hazretleri, ilim öğrenmek için gittiği Şam’da bir süre kaldı. Orada Gazâliye ve başka medreselerde ders verdi. Emevî Câmiine imâm ve hatîb tâyin edildi. Daha sonra, Şam’dan ayrılarak Kâhire’ye gitti. Mısır Sultânı Sâlih Necmeddîn bin Kâmil, onunla sohbet etti ve ona çok ikrâmda bulundu.
Büyük mutasavvıf Muhammed Sıddîk
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 06 Ekim 2008
Muhammed Sıddîk Bedahşî, Hindistan’da yetişen büyük velîlerdendir. Doğum târihi bilinmemektedir. Küçük iken, Hân-ı Hânân Abdürrahîm’in sohbetinde bulundu. Bunun vâsıtası ile Hâce Bâkî-billah hazretlerinin sohbeti ile şereflendi. Bu hocasının vefâtından sonra, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbet ve hizmetine kavuştu. Evliyâlıkta, “Vilâyet-i hâssa” ismi verilen en yüksek makamlara kavuşmakla şereflendi. 1622 (H.1032) senesinde, izin alarak hacca gitti. 1640 (H.1050) senesinde vefât etti...
İmam-ı Rabbânî hazretlerinin Mektubât’ında Muhammed Sıddîk’a yazılmış mektublar vardır. Onlardan birinde özetle şöyle buyuruluyor: