Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.427.764

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Bir Işi Yapmaya Kuvvet Veren Allahü Teâlâdır

Takıyyüddîn Gazzî hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. 950 (m. 1543)’de Filistin’de Gazze’de doğdu. Kahire’ye giderek İbn Nüceym Mısrî gibi âlimlerden ilim tahsil etti. Şâfiî mezhebine mensupken Hanefî’ye geçti. Sultan 3. Murad devrinde İstanbul’a gitti. Takdir edilerek Mısır’da kadılık görevine tayin edildi. 1010’da (m. 1601) Kahire’de vefat etti. “et-Tabakâtü’s-seniyye” isimli eserinde şöyle anlatır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Nedendir Bu?

HilÂfeti HÂiz Olan Türkler

Koca Seyid

Abdullah-i EnsÂrî

İftiranin Neticesi

Ahde Vefa

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Sahibinin Kursaği

Kılıcıyla bütün Bizans'ı titreten Osman Gazi, sulh zamanında insanlara ve hatta hayvanlara da çok merhametliydi. Üzerlerine, taşıyamayacakları kadar yük yükletilmiş at ve eşeklerin sahiplerine çıkışır, pazarlara satılmak için getirilmiş hindi ve tavukların baş aşağı taşınmalarına, hele aç bırakılmalarına çok kızardı.

Birgün bir Pazar yerini teftiş ederken, fakir bir köylünün önünde ki iki tavuğun kursağın yoklamış, bunları bomboş görünce adamı iyice azarlamıştı. Zavallı fakir köylü, gözlerine hücum eden yaşlara mani olamadı ve Osman Gazi'ye:"Tavukların kursağında yiyecek var mı yok mu diye yokladın amma, bir de onların sahibinin kursağını yoklasaydın olmaz mıydı? Bende var mı idi ki de onları doyurayım, meramım tavukları satıp biraz yiyecek almaktı" dedi.Bu sözlerden son derece üzülen Osman Gazi, köylünün tavuk larını değerinin çok üzerinde bir bedelle satın alarak, adama yardım etti.

Vehbi Tülek

Hazar Kanali Projesi

Vehbi Tülek

Turhanzade Ömer Bey’in Cevabi

Vehbi Tülek

Müftî Olsa Gerektir

Vehbi Tülek

Ebüssü'ûd Efendi, şeyhülislâm olmasıyla ilgili bir rüyâsını şöyle anlatmıştır: "Henüz daha medresede talebe iken, bir gece rüyâmda Zeyrek Câmiine girdim. Câmi çok kalabalık idi. "Bu topluluk nedir?" dedim. "Resûl-i ekrem efendimizin divân-ı seâdetleridir, toplantılarıdır" denildi. Hürmetle bir köşede durdum. Önümde de, o devrin müftisi İbn-i Kemâl Paşa oturuyordu. Peygamber efendimiz mihrâbda bulunuyordu. Sağ ve solunda Eshâb-ı kirâm efendilerimiz edeble ayakta duruyorlardı. Resûlullah efendi mizin huzûrunda da bir zât vardı. Kıyâfetinden onu Arab zannetmiştim. Peygamber efendimiz ile dizdize denilecek bir hâlde oturuyor ve konuşuyordu. Acabâ bu zât kimdir ki, Eshâb-ı kirâm efendilerimiz ayakta oldukları hâlde, o, Resûlullah'ın huzûrunda oturuyor? diyerek hayret ettim. Konuşmalarını dinledim; Peygamber efendimiz Arabca konuşuyorlar, o zât ise Farsça söylüyordu.

Ii. Abdülhamid Han'in İmzasi

Vehbi Tülek

İskender Paşa

Vehbi Tülek

Gazi Osman Paşa’nin İstanbula Dönüşü

Vehbi Tülek

Yavuz Ve Şeyh Mehmed Efendi

Vehbi Tülek

Ahmet Vefik Paşanin Bastonu

Vehbi Tülek

Birakma Bizi Baba

Vehbi Tülek

Haliçteki İlk Köprü

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

oğullarımın Üçü De Birer Cevher Idi

1616 (H.1025) senesinde Hindistan'ın Serhend şehrinde şiddetli bir tâûn (vebâ) salgını başladı. Bu salgın her geçen gün şiddetleniyor, yüzlerce insan her gün kabre konuyordu. Bu hâli gören İmâm-ı Rabbâni hazretlerinin büyük oğlu Muhammed Sâdık hazretleri; "Bu tâûn yağlı lokma istiyor. Biz gitmedikçe (ölmedikçe) geçmez" buyurdular. Nitekim İmâm-ı Rabbâni hazretlerinin üç oğlu, Muhammed Sâdık, Muhammed Ferrûh ve Muhammed Îsâ, arka arkaya vefat ettiler...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Ca'fer-i Sadık

Vehbi Tülek

Ca'fer-i Sadık hazretleri, hem Peygamber efendimizin nesl-i pâkinden, hem de Hazreti Ebu Bekir'in neslindendir. 702 yılında Medine'de doğdu... Bütün maddi ve manevi ilimlerle meşgul idi. Tasavvufda her iki dedesinin yolunu da o devam ettirdi. Hem Hz. Ali hem de Hz. Ebu Bekir'den gelen feyzleri taliplerine aktardı. Hadis ilminde zamanının en yüksek âlimi idi. Kimya, fizik ve cebir ilimlerinde en öndeydi. Cebir ilminin kurucusu sayılan Câbir, onun talebesi ve bu ilimde ondan çok şeyler öğrendiği nakledilir...

Cömert Olan Cömertleri Görür

Vehbi Tülek

Bu âlem Bir Nizâm Içinde Yaratılmıştır

Vehbi Tülek

Muhammed Fedâlî hazretleri kelam âlimidir. Mısır'da Fedâle'de doğdu. Eş'arî mezhebinde olup, kelam ilmi üzerine birçok eser yazdı. 1236 (m. 1820)’de vefat etti. Yetiştirdiği talebelerden en meşhuru İbrahim Bâcûrî’dir. Kelâm ilmine dair yaz­dığı “Kifâyetü’l-Avâm” adlı eserinde şöyle anlatmaktadır:

Sadreddîn Horasânî

Vehbi Tülek

Yusuf Aleyhisselam

Vehbi Tülek

Kur’ân-ı Muhafaza Edecek Olan Da Biziz

Vehbi Tülek

Tefsîr Için On Beş Ilmi Bilmelidir

Vehbi Tülek

Ebü'l-hayr Fârûkî

Vehbi Tülek

İhsân Ettiğini Hatırlayan Kimse Cömert Değildir

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah El-acemî

Abdullah El-acemî

Zamânın sultânı Melik Zâhir Mücirüddin, bir defâsında Abdullah el-Acemi hazretlerinin köyüne gitmişti. Abdullah el-Acemi bahçelerde bekçilik yapıyordu. Melik onu bir bahçe içinde görüp:

"Ey Genç! Bize tatlı bir nar getir." deyince, bulunduğu bahçedeki bir nar ağacından nar koparıp götürdü. Melik kesip tadına baktı ve; "Bu nar ekşi sen nasıl bekçisin narın ekşisini tatlısını ayırd edemiyorsun?" dedi.

Abdullah el-Acemi kendisine âid olmayan meyvelerden hiç yemediği için, ekşisini tatlısını bilmiyordu. Melik'in sözleri üzerine hem üzüldü hem de mahcûb oldu. Gidip bir ağacın altında namaza durdu ve iki rekat namaz kılıp şöyle duâ etti: "Yâ Rabbi bana hangi narın tatlı olduğunu bildir, gidip Melik'e vereyim..."

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Vehbi Tülek

İsmail Hakki Efendi

Vehbi Tülek

Dört Şey Mühimdir

Yuhçu Baba

Bülbülün Zikri

Sarayda İftar

Tencere Yuvarlanir, Kapağini Bulur

Bu Dünya Ona Da Kalmaz

Arafatta Görüşürüz

Vehbi Tülek

Mazarratli Harfler Kaçtir?

Vehbi Tülek

Mü'mine Ikram, Affa Sebebdir

Vehbi Tülek

Keramete İnanmayan Âlim

Vehbi Tülek

Ana Hakkı Ve Alkama'nın Sonu

Vehbi Tülek

Firkateyne Bininiz

Vehbi Tülek