Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.387.888

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

“allaha En Sevimli Amel, Müslümanı Sevindirmektir

Ebü’l-Kâsım Temmâm el-Becelî hazretleri hadîs âlimlerindendir. 330’da (m. 941)'de Şam'da doğdu. Buradaki meşhur âlimlerden hadis tahsil etti. 414’te (m. 1023) Şam'da vefat etti. "Fevâ'idü’l-hadîs" ismindeki kitabında naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Haci Fehmi Efendi

93 Harbi diye meşhur olan 1877-78 Osmanlı-Rus harbinde, doğu cephesi savaşlarının kazanılmasında hizmeti geçenlerden biri de Erzincan'lı Hacı Fehmi Efendidir. O tarih lerde yaşı altmışı geçtiği halde, tüfeği omzunda, kaması belinde, düşmana karşı en genç gazilerin gösterdiğinden daha çok yararlıklar gösteriyordu. Ordunun öncü ve karakol hizmetlerini görecek kimse yoktu. İşte bu mühim vazifeyi, talebelerinden seksen kişi ile üzerine aldı. Hareketini durmadan değiştiren düşmanın niyetini sezip her saat başı kendi eliyle yazdığı raporları kumandan paşaya gönderiyordu. Bu muharebede, Rus mevzileri ile Osmanlı mevzileri 20 kilometre uzunluğunda bir hat üzerinde sıralanmıştı. İki tarafın topları üçyüzü geçiyordu ve birbirlerine sürekli ateş ediyorlardı. Bir ara bizden atılan mermilerden biri bir Rus topunu çeken hayvanları telef etti ve bu sırada Rus askerinin şaşkınlığından istifade eden Fehmi Efendi, talebeleri ile birlikte Rus mevzisindeki bu topun üzerine atlarını sürerek topu zaptedip bizim mevzilerimize getirdiler. Bu hareket, askerimize büyük bir moral kaynağı oldu ve cesaretlerini son derece yükseltti.Akşama bir saat kala Rus mevzilerinden ateş kesildi. Gece karanlığında Ruslar, mevzilerini terkederek geri çekilmeye başladılar. Gedikler muharebesinde Osmanlı kuv vetleri Rus ordusunu hezimete uğratmıştı. Bu muharebenin kazanılması ile Sultan II. Abdülhamid Han, ordu kumandanı Ahmet Muhtar Paşaya "Gazi" ünvanını verdi.

Vehbi Tülek

Bendenizde İki Fuad Vardir

Vehbi Tülek

Fatih Devrinde Müslümanlarin Ahlaki

Vehbi Tülek

Akşemseddin Ve Fatih Sultan Mehmed

Vehbi Tülek

İkinci Murâd Hanın vefâtı ile Osmanlı tahtına çıkan genç pâdişâh Sultan Mehmed, İstanbul'un fethi hazırlıklarını tamamladıktan sonra şehre doğru hareket ederken, Allah adamlarının da ordusunda bulunmasını istedi. Bu dâvet üzerine Akşemseddin, Akbıyık Sultan, Molla Fenâri, Molla Gürâni, Şeyh Sinân gibi meşhûr âlim ve veliler, talebeleriyle birlikte orduya katıldılar. Yine orduya katılan Aydınoğlu, Karamanoğlu, İsfendiyaroğlu kuvvetleri gibi gönüllü birlikler, İstanbul'un fethinin, bütün Türk-İslâm âlemince mukaddes bir gâye kabûl edildiğini dile getirdiler. Bilhassa talebeleriyle birlikte orduya katılan Akşemseddin hazretleri ve diğer âlim ve evliyâ zâtlar, askerlere ayrı bir şevk ve azim veriyorlardı. Fâtih Sultan Mehmed Han, İstanbul önlerinde ordugâhını kurduktan sonra, düşmana önce İslâmı tebliğ etti. İslâmiyetin emri olan hususları bildirdi. Fakat, Bizanslılardan red cevabı alınca, şehri kuşatmaya başladı. Kuşatmanın uzaması ve bir netice elde edilememesi bâzı devlet adamlarını ümitsizliğe düşürdü. Bunlar şehrin alınamayacağını, üstelik bir Haçlı ordusunun Bizans'ın imdâdına koşacağını sanıyorlardı. Bütün bu olumsuz propagandalara karşı orduda pâdişâhı ve askeri fethe karşı gayrete getiren bir din büyüğü vardı; Akşemseddin. O, şeyhi Hacı Bayram-ı Veli'nin; "İstanbul'un fethini şu çocukla bizim köse görürler!" sözünü biliyor ve tahakkuk edeceğine kalpten inanıyordu.

Beykoz, Tokat Bahçesi

Vehbi Tülek

1897 Yunan Harbi Ve Dömeke

Vehbi Tülek

38 - Savaş Ve Zafer İçin

Vehbi Tülek

Macar Subayinin Kizi

Vehbi Tülek

79 - Zannedersem Ben, Hatem-ül-müluk Olacağim

Vehbi Tülek

Beni O Günlere Eriştirme

Vehbi Tülek

Abd'den Haraç Aliyorduk

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ramazana Hürmet Eden Mecusi...

Muteber kitaplarda, ramazân-ı şerif hakkında buyuruluyor ki: Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nâfile ibâdetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farz ibâdetlere verilen sevap gibidir... Bu ayda bir oruçluya iftâr verenin günahları affolur. Cehennemden âzâd olur, kurtulur. O oruçlunun sevâbı kadar, ayrıca buna da sevap verilir.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Muhammed Osman El-mergânî

Vehbi Tülek

Seyyid Muhammed Osman el-Mergâni hazretleri, Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselâm ile uyanık halde iken görüşüp sohbet ederdi. 1816 (H. 1232) senesinde Peygamber efendimizin türbesi yanında yazdığı Resûlullah'a salât ve selâm hususunda "Fethürresûl" adlı eseri meşhurdur. Şöyle anlatmıştır:

Dav'ü's-sabâh (Âcibe Bağdadiyye)

Vehbi Tülek

Seyyid Ahmed-i Buhârî

Vehbi Tülek

Seyyid Ahmed-i Buhâri, küçük yaşta Hâce Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerine talebe oldu. Onun hasta kalplere şifâ veren sözleriyle yetişti. Hizmetiyle şereflenip, teveccühlerine kavuştu. Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri onu çok severdi. Nerede görse ayağa kalkar, tâzim ve ikramda bulunurdu. Seyyid Ahmed, hocasının bu iltifâtlarına çok mahcub olurdu. Bir gün hocasına;
-Muhterem efendim! Bu fakir için gösterdiğiniz hürmet bizi çok üzmektedir, deyince, Ubeydullah-ı Ahrâr ona;
-Size nasıl hürmet etmeyelim ki? Sizi gördüğümüz zaman iki büyüğün azametini müşâhede etmekteyiz. Biri; sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın neslindensiniz. Diğeri de; Hâce Mahmûd İncirfagnevi ceddinizdir, buyurdu...

Haffaf El-iclî

Vehbi Tülek

Yarın Için Nafaka Bile Saklamam

Vehbi Tülek

Bir Kimseye Yapılacak En Güzel Dua

Vehbi Tülek

Allah’tan Başka Ilah Yoktur

Vehbi Tülek

Miskâlî Efendi

Vehbi Tülek

Söz Verdiğiniz Zaman Sözünüzde Durun

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Gül Yaprağı

Gül Yaprağı

Vaktiyle, yol üzerinde bulunan bir dergahın dervişleri, yoldan geçen herkesi misafir kabul ediyordu. Burada hiç konuşulmuyordu. Dervişler anlatmak istediklerini kalben ifade ediyorlardı. Bir gün dergahın kapısına bir yolcu geldi. Yolcu kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada, misafir geldiğini dervişler firaset yoluyla anlıyorlardı, o yüzden kapıda tokmak yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki derviş, kapıda duran yolcuya baktı. Bir selamlaşmadan sonra söz'süz konuşmaları başladı. Gelen yolcu, dergahta kalmak istiyordu. Derviş içeri girdi, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yolcuya uzattı. Bu, yeni bir misafiri kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yolcu dergahın bahçesine girdi, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı. Derviş kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Delik Kova

Vehbi Tülek

Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Ayyaşin Sonu

Helvaci Çocuk

Karşılık Beklemiyorum

Tencere Yuvarlanir, Kapağini Bulur

Cünnetü'l-esmâ

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Vehbi Tülek

Gül Yaprağı

Vehbi Tülek

Gördünüz Rüyadan Haberimiz Var

Vehbi Tülek

Deniz Üzerinde Yürüyüp Sahile Doğru Gitti

Vehbi Tülek

Biz Söze Bakmayız, Öze Bakarız

Vehbi Tülek

Derdi Olan Neylesin?

Vehbi Tülek