Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.432.965

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Onlar Ne Isrâf, Ne De Cimrilik Ederler

Şemsüddîn Muhammed Şirbînî hazretleri Şâfiî fıkıh âlimidir. Mısır’ın Şirbîn köyünde doğdu. Tahsil için Kahire’ye gitti. Zekeriyyâ Ensârî ve Şehâbeddin Remlî’nin derslerine devam etti. İcazet aldıktan sonra Mansûrî Külliyesi’nde tefsir hocalığına tayin edildi. 977 (m. 1570)’de Kahire’de vefat etti. “Muğni’l-muhtâc” isimli eseri, Nevevî’nin “Minhâc” şerhidir. Bu kitabında şöyle buyuruyor:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Lütfi Paşa Ve Ya’kub Efendi

Lütfi Paşa, Yanya beyi idi. Lütfi Paşanın hayır ve hasenât yapmakla tanınan zevcesi Şâh Sultan, Ya'kûb Efendinin büyük bir zât olduğunu bilir; hürmet, muhabbet ve edeb gösterirdi. Bu günlerde Lütfi Paşanın İstanbul'a gelmesi lâzım olunca, yola çıkacakları sırada Şâh Sultan, Ya'kûb Efendiye o zamanlarda İstanbul'da bulunan büyük zâtları sordu. O da, İstanbul'da Merkez Efendiye tâbi ve talebe olmalarını söyledi. Lütfi Paşa İstanbul'a gelip, vezir-i âzam oldu. Şâh Sultan, Merkez Efendi ve talebelerine çok alâka gösterdi. Ya'kûb Efendi ile Merkez Efendinin birbirlerine olan muhabbetlerini İstanbul'a gelince daha iyi anladı. Dâvûdpaşa Mahallesinde, güzel bir câmi ve bir de hânekâh (dergâh) yaptırıp, sonra fermân ile Ya'kûb Efendinin İstanbul'a gelmesini temin ederek, bu yaptırdığı dergâhta yerleşmesini sağladı. Ya'kûb Efendi bu hânekâhda on sekiz sene kalıp, İslâma hizmet eyledi. Merkez Efendi, Kocamustafapaşa'da, Ya'kûb Efendi Dâvûdpaşa'da, aralarında muhabbet ve yakınlık ile, insanlara çok hizmet edip, yüzlerce talebe yetiştirdiler. Talebeler bâzan dergâhın birine, bâzan diğerine giderek, bu büyük zâtların vesilesiyle, ilim ve velilikte çok yüksek derecelere ve üstün makamlara kavuştular.

Vehbi Tülek

Akillilarin Duraği

Vehbi Tülek

23 - Budin Müdafaasi

Vehbi Tülek

Fatih’in Akincisi Malkoçoğlu BÂlî Bey Bey

Vehbi Tülek

Fâtih Sultan Mehmed Han tarafından 1456'da Eflak prensliğine tâyin edilen ve Kazıklı Voyvoda olarak bilinen Vlad, Pâdişâha bağlı kalacağına dâir söz vermesine rağmen, sözünde durmayarak Osmanlılar aleyhine Macarlarla anlaştı. Fâtih Sultan Mehmed Han'ın Trabzon seferini fırsat bilerek, Tuna'yı geçti ve Bulgaristan topraklarını yağmaladı. Daha sonraki bir zamanda da Tuna kenarında bulunan Osmanlı kuvvetleri üzerine baskın düzenleyerek, kumandanlarından Yûnus Bey'i şehid, Hamza Bey'i de esir aldı. Daha sonra da Hamza Bey'i şehid ederek başını Macar kralına gönderdi. Aldığı esirlerin hepsini kazıklattıktan sonra, Osmanlılara âid bir takım şehir ve kasabaları tahrib etti. 25.000 esir alarak memleketine döndü. Hamza Bey'in ve bir çok Türk' ün pek vahşice şehid edildiğini haber alan Fâtih Sultan Mehmed Han, Vlad'ın üzerine yürümeye karar verdi. 1462 baharında Widin'e kadar nehir yolu ile geldi. Fakat Kazıklı Voyvoda'ya tesadüf edemedi. Bunun üzerine Evrenosoğlu Ali Bey'in oğlu Ali Bey'i Eflak içlerine akına me'mur etti.

Filan Gün Saltanat Tahtina Oturacaktir

Vehbi Tülek

Sadece Emredileni Yaptik

Vehbi Tülek

98 - Sultan Ii. Osman Ve Hotin Kalesinin Fethi

Vehbi Tülek

80 - Murad-i Hüdavendigarin Duasi

Vehbi Tülek

I. Viyana Kuşatmasi

Vehbi Tülek

Ii. Abdülhamid Han Ve Taşkesenli Ahmed Efendi

Vehbi Tülek

Bu Ecel Teridir

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Şefkatli Ve Merhametli Olanı Herkes Sever

Şeyh Abdüsselâm hazretleri Hindistan'da yetişen evliyânın büyüklerinden olup Şeyh Nizâm Pânipütî hazretlerinin oğludur. 1498 (H. 904)’de Pânipüt’te doğdu. Tasavvuf yolunda yüksek babasının huzur ve sohbetlerinde bulunmakla ilerleyen Şeyh Abdüsselâm, ayrıca âlim ve velîlerin kutbu olan Şâh Nizâm Nârnûlî'den de hilâfet aldı. 1623 (H.1033) senesinde vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Âhiretin Azapları Pek Acı Ve Sonsuzdur

Vehbi Tülek

Ahmed Ervâdî hazretleri Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin halifelerindendir. Trablusşam’ın Ervâd kasabasında doğdu. İlim ve irfânını arttırmak için Trablusşam, Mısır ve başka yerlere gitti. Zamânın meşhur âlimleriyle görüştü. Kendilerinden icâzet, diploma aldı. Daha sonra da Şam'da evliyânın göz bebeği Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin sohbetlerine katıldı. Kısa zamanda olgunlaştı. Kendisine icâzet verilip insanlara doğru yolun bilgilerini anlatıp öğretmek için Trablusşam'a gönderildi. 1858 (H.1275) senesinde orada vefât etti. Bu mübarek zat, bir sohbetinde şunları anlattı:

Mâlikî Fıkıh âlimi Ebû Midyen Mağribî

Vehbi Tülek

Yeryüzü Hazinelerine Vâkıf Mübarek Zat

Vehbi Tülek

Fevri Ahmed Molla Osmanlı âlimlerinin büyüklerindendir. Arnavut asıllı bir Hristiyan iken sonradan Müslüman oldu. 978 (m. 1570)'de Şam'da müfti iken vefât etti. Hızır aleyhisselâm ile ilgili olarak buyurdu ki:

islâmiyet Seninle Kuvvet Bulacak!..

Vehbi Tülek

En Fazîletli Amel Nefse Muhalefettir

Vehbi Tülek

Hediyeleşirseniz Birbirinizi Seversiniz

Vehbi Tülek

Allah, Milletleri Ilimle Yükseltir

Vehbi Tülek

Ebû Abdullah Kureşî

Vehbi Tülek

“ebü’l-mehamid” Abdülmecîd Şirvânî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Yüz Vermedin!

Yüz Vermedin!

Fakih Îsâ bin Muhammed şöyle anlatır:

Uzak bir diyârda idim. Abdullah el-Ayderûs'u açıkça bulunduğum yerde görmeyi temenni etmiştim. Mescide gittim. Oraya bir dilenci ve yanında birisi gelip benden bir şey istedi. Bir şey vermedim. Oradan ayrılıp başka yere gittim. O dilenci ve yanındaki kişi benim arkamdan geldi. Sonra yine yanıma yaklaşarak benden bir şeyler istedi. Yine yüz vermedim. Bunun üzerine o dilenci ve yanındaki ayrılıp gitti. Bir müddet sonra ben, Abdullah el-Ayderûs'un bulunduğu yere döndüm. Şeyh Abdullah'ın yanına giderek; "Ben sizi gittiğim yerde alenen görmeyi temenni ettim. Lâkin bu isteğim hâsıl olmadı." dedim. Bunun üzerine Ebû Muhammed el-Ayderûs ; "Sana aleni görünmem hâsıl oldu. Falan gün duhâ vaktinde sen falan mescidde idin. Senin yanına bir dilenci geldi. Yanında birisi de vardı. Senden bir şeyler istediler. Onlara bir şey vermedin. Sonra kalkıp bir yere gittin. Onlar da seni tâkib etti ve yine bir şeyler istediler. Yine yüz vermedin. İşte o dilencinin yanındaki ben idim. Ben, senin yanına o kılıkla gelmiştim." dedi. Ben; "Efendim! Sizin dedikleriniz doğrudur. Fakat o size fazla benzemiyordu." deyince, Şeyh Abdullah da; "Eğer ben bu hâlimle senin yanına gelse idim, sen beni tanır ve insanlara haber verirdin." buyurdu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Üç Kandil

Vehbi Tülek

Eğer Senin Yanında Makbul Oldu Ise

Vehbi Tülek

"encümen-i Bîzebân"

İsmail Hakki Efendi

Ölüyü Diriltemem

Delik Kova

Allah Diyen Genç

Dinini Dünyalığa Alet Edenin Sonu

Anzakli Ömer

Vehbi Tülek

Yakub-i Germiyani’nin Yağmur Duasi

Vehbi Tülek

Üç Kandil

Vehbi Tülek

Arafatta Görüşürüz

Vehbi Tülek

Yuhçu Baba

Vehbi Tülek

SelÂmetle Gidip Gel

Vehbi Tülek