Yolumuzu Aydınlatanlar • 10.12.2008
Şeyh Abdülgaffâr hazretleri, Azerbaycan'da yetişen meşhur velilerdendir. Gence şehrinden olup, en büyük talebesi Pir Muhammed Gencevi'dir. Bu mübarek zatın, tasavvufta hocası Şeyh Abdülgaffâr Gencevi'ye gitmesi şöyle anlatılır:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 11.12.2008
Büyük veli Ebû Ali Rodbâri, uzun müddet Cüneyd-i Bağdâdi'nin hizmetinde ve sohbetlerinde bulunarak tasavvuf yolunda ilerledi. Bütün Bağdâtlılar onun üstünlüğünü bilir, faziletlerini anlatırlardı. Ebû Ali Kâtib diyor ki: "Ben, İslâmiyeti iyi bilmekte ve tasavvufun yüksek derecelerine kavuşmakta Ebû Ali Rodbâri gibi birini görmedim."
Yolumuzu Aydınlatanlar • 12.12.2008
Ebû Ali Sekafi, büyük velilerdendir. İsmi, Muhammed bin Abdülvehhâb, künyesi Ebû Ali Sekafi'dir. Nişâbur'da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 939 (H. 328) senesi Nişâbur'da vefât etti.
Zamânındaki âlimlerden ilim tahsil edip, hemen hemen bütün ilim dallarında ihtisas sâhibi olan Ebû Ali Sekafi hazretleri, daha sonra tasavvuf yâni mânevi bilgileri tahsil için evliyânın büyüklerinden Ebû Hafs Haddâd ve Hamdûn Kassâr'ın sohbetlerine katıldı. Kısa zamanda velilik bilgilerinde de yükselip kâmil, olgun bir zât oldu. Güzel konuşması ile insanları cezbedip kendine çekerdi.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 13.12.2008
Ebû Bekr Ensâri, Irak velilerinden ve Hanbeli mezhebi fıkıh âlimidir. Şöyle anlatılır: Bir hac mevsimi sonrası Mekke-i mükerremede kalan Ebû Bekr Ensâri, uzun süre aç kaldı. Açlığını giderecek bir şey de bulamadı. Nihâyet bir gün ibrişim bir kese görüp aldı. Doğruca kaldığı eve gidip o ibrişim keseyi açtı. İçinde pırıl pırıl, benzeri bulunmayan, inciden bir gerdanlık olduğunu gördü...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 14.12.2008
Ebü'l-Feth Avfi hazretleri, Mısır'ın İskenderiyye şehrinde, 1415 (H.818) senesinde dünyâya geldi. Babası Şeyh Bedreddin-i Avfi, oğlu Ebü'l-Feth'in doğumunu şöyle anlatır:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 15.12.2008
Ali Kuşçu İslam âleminin büyük astronomi ve kelam âlimidir. Uluğ Beyin hükümdarlığı sırasında Semerkant'ta ilk ve dini öğrenimini tamamladı. Küçük yaşta matematik ve astronomiye karşı aşırı bir ilgi duydu. Devrinin en büyük âlimlerinden astronomi ve matematik dersleri aldı. Uluğ Beyin öldürülmesinden sonra Semerkant'tan ayrılıp Tebriz'e, bir müddet sonra da, Uzun Hasan'ın elçisi olarak İstanbul'a geldi. Fatih Sultan Mehmed Han, onun değerli bir ilim adamı olduğunu anladı ve ondan Osmanlı Devleti hizmetine girmesini rica etti. Bu teklif üzerine Ali Kuşçu İstanbul'da kaldı. Uzun seneler Osmanlı ilim ve irfan âlemini aydınlatan Ali Kuşçu 16 Aralık 1474'te vefat etti. Eyyüb Sultan Kabristanına defnedildi...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 17.12.2008
Ali Hâdi hazretleri, "Oniki İmâm"dan onuncusudur. 829 (H.214) senesinde Medine'de doğdu. 868 (H.254)de Bağdât'ta, Samarra nâhiyesinde vefât etti. Çok kerametleri görülmüştür... Esbâti şöyle anlatır:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 18.12.2008
Ehlullahın, evliyanın kerâmetleri, Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" mucizeleri kabilindendir. Yine Resûlullah efendimize muhâlefet edenlerin, İslâmiyyete karşı edebsizlik ve gevşeklik gösterenlerin uğradıkları felâketler ve cezâlar da, Onun mucizelerindendir...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 19.12.2008
Hadis ilminde imâm olan İbni Mende-i İsfehâni "rahmetullahi aleyh" (Esmâ-i Sahâbi) kitâbının müellifidir. Dahâ pek çok eseri vardır. Bu mübarek zat, kendi yaşadığı bir hadiseyi şöyle anlatmıştır:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 19.12.2008
Hayât bin Kays, Urfa'nın Harran ilçesinde yetişen evliyânın büyüklerinden, ariflerin ileri gelenlerindendir. Ömrünün 50 senesine yakınını Harran'da geçirmiş büyük bir velidir. İnsanlar ve bazı sultanlar, onu ziyaret edip duâsını alırlar, onunla beraber olmakla bereketlenirlerdi. Cömertliğiyle meşhurdu. 1185 (h. 581) yılında orada vefât etti. Harran'ın dışına defnedildi...