KATEGORİ: Yolumuzu Aydınlatanlar

Mol­la Câmînin Ehl­-i Beyt Sev­gi­si

Mev­lâ­nâ Ab­dur­rah­mân Câ­mi haz­ret­le­ri Hi­rat'ta ye­ti­şen âlim ve bü­yük ve­li­ler­den­dir. 1414 (H.817) de İran'ın Câm ka­sa­ba­sın­da doğ­du. İmâm-ı Mu­ham­med Şey­bâ­ni haz­ret­le­ri­nin nes­lin­den­dir. Hik­met­li söz­le­ri çok­tur. Bu­yur­du ki:

Vehbi Tülek

Şa­fiî Fı­kıh â­li­mi E­bül­-abbâs­-ı Vâ­sıtî

Şa­fi­i mez­he­bi fı­kıh âlim­le­rin­den ve ev­li­yâ­nın bü­yük­le­rin­den­dir. 1218 (h.614) se­ne­si Zil­ka'de ayın­da Vâ­sıt şeh­rin­de doğ­du. 1295 (h.694) se­ne­sin­de Zil­hic­ce ayı­nın baş­la­rın­da ve­fât et­ti...
Ebü'l-Ab­bâs-ı Vâ­sı­ti haz­ret­le­ri da­ha çok kü­çük de­ne­cek yaş­ta ilim tah­si­li­ne baş­la­dı. Ba­ba­sın­dan Kur'ân-ı ke­rim oku­ma­sı­nı öğ­ren­di.

Vehbi Tülek

kâ­dıl-­kudât ­ibn­-i Hâ­restânî

Asıl adı "Ab­düs­sa­med" olan İbn-i Hâ­res­tâ­ni'nin ba­ba­sı, Hâ­res­tâ'dan Şam'a ge­lip, Bâb-ı Tû­mâ'da­ki evi­ne yer­leş­miş ve Mes­cid-i Zey­ne­bi'de imâm­lık yap­mış­tı. Şam'da, Irak'ta, İs­fe­han'da ve Ho­ra­san'da bir­çok âlim­den ilim tah­sil et­ti. Bu âlim­ler­den bir­ço­ğu ken­di­si­ne icâ­zet ver­di­ler. Şam'da Kâ­dı'l-ku­dât (Tem­yiz mah­ke­me­si rei­si) ola­rak gö­rev yap­tı...

Vehbi Tülek

o­nun E­ce­li ­gel­miş­tir!..

Mû­sâ Kâ­zım haz­ret­le­ri ev­li­yâ­nın bü­yük­le­rin­den ve "Oni­ki İmâm"ın ye­din­ci­si­dir. Ca'fer-i Sâ­dık'ın oğ­lu, İmâm-ı Ali Rı­zâ'nın ba­ba­sı­dır. Re­sû­lul­lah (sal­lal­la­hü aley­hi ve sel­lem) Efen­di­mi­zin to­ru­nu olup, haz­ret-i Ali ile haz­ret-i Fâ­tı­ma'nın ev­lât­la­rın­dan­dır. Haz­ret-i Hü­se­yin'in ço­cuk­la­rın­dan ol­du­ğu için "Sey­yid"dir.

Vehbi Tülek

şar­kın Hâ­fı­zı Ha­tîb-i Bağ­da­dî

Ha­tib-i Bağ­da­di, Şam'da ve Bağ­dad'da ye­ti­şen ha­dis âlim­le­ri­nin bü­yük­le­rin­den­dir. 392 (m. 1002) se­ne­sin­de Bağ­dad'da doğ­du. Ba­ba­sı Ebü'l-Ha­sen Ali, ilim sa­hi­bi ve Bağ­dad'ın Der­zâ-cân kö­yü­nün ha­ti­bi olup, cu­ma gün­le­ri ca­mi­de hut­be okur, na­maz kıl­dı­rır­dı. Oğ­lu­nu da­ha on iki ya­şın­da iken, Kur'ân-ı ke­ri­mi öğ­ren­me­si, ez­ber­le­me­si için, bü­yük âlim Ket­tâ­ni'ye tes­lim et­ti...

Vehbi Tülek

En­dü­lüs'ten Mı­sır'a... E­bül­-abbâs­-ı Mürsî

Ebü'l-Ab­bâs-ı Mür­si haz­ret­le­ri, on üçün­cü yüz­yıl­da En­dü­lüs'te ve Mı­sır'da ye­tiş­miş olan bü­yük ve­li­ler­den­dir. Mâ­li­ki mez­he­bi fı­kıh âli­mi­dir. İs­mi, Ah­med bin Ömer bin Mu­ham­med, kün­ye­si Ebü'l-Ab­bâs'tır. 1219 (H.616) se­ne­sin­de En­dü­lüs'ün Mür­siy­ye ka­sa­ba­sın­da doğ­du. 1287 (H.686) se­ne­sin­de Mı­sır'ın İs­ken­de­ri­ye şeh­rin­de ve­fât et­ti. Kab­ri, Hu­mey­ter de­ni­len yer­de­dir...

Vehbi Tülek

Bü­yük Mu­ta­sav­vıf Ebû Mu­ham­med Cerîrî

Ebû Mu­ham­med Ceriri, ev­liyâ­nın bü­yük­le­rin­den­dir. 923 (H.311) se­ne­sin­de vefât et­ti... Bu mü­ba­rek zat, Cü­neyd­-i Bağdâdi haz­ret­le­rin­den i­lim ve e­deb öğ­ren­di. O­nun en ön­de ge­len ta­le­be­si ol­du. Fı­kıh il­min­de imâm ve müfti, e­deb il­min­de mü­kem­mel bir zât o­la­rak ye­tiş­ti. Ay­nı za­man­da bü­yük veli Sehl bin Ab­dul­lah Tüs­teri'den feyz al­dı...

Vehbi Tülek

hay­rın Anah­ta­rı Sâ­bit El-be­nâ­nî

Sâ­bit el-Be­nâ­ni haz­ret­le­ri, Tâ­bi­ini­n ha­dis âli­mi ve ve­li­le­rin­den­dir. Kün­ye­si Ebû Mu­ham­med'dir. 737 (H.120) se­ne­sin­de ve­fât et­ti. Ha­dis il­min­de si­ka, emin, gü­ve­ni­lir ve iti­mâd edi­lir bir âlim­dir. Bas­ra'nın en bü­yük âlim ve râ­vi­le­rin­den­dir. Sâ­bit el-Be­nâ­ni, bir­çok Sa­hâ­bi­den ha­dis-i şe­rif ri­vâ­yet et­miş­tir. Enes bin Mâ­lik, İbn-i Ömer, İbn-i Zü­beyr, Şed­dâd (ra­dı­yal­la­hü an­hüm) bun­lar­dan­dır.
Ha­dis­le­ri, Kü­tüb-i Sit­te di­ye meş­hûr olan al­tı ha­dis ki­ta­bı­nın hep­sin­de var­dır.
Enes bin Mâ­lik onun için bu­yur­du ki: "Her şe­yin bir anah­ta­rı var­dır. Hay­rın anah­ta­rı da Sâ­bit'tir."

Vehbi Tülek

Nizâ­meddîn Ev­liyâ Ve ­has Ta­le­be Ziy­âed­din

Nizâmeddin Evliyâ hazretlerinin Ziyâeddin adında bir talebesi vardı. Hayâtını, sevgili hocasının rahatlığı için nasıl fedâ ettiğini ibretle okuyalım...

Nizâ­meddin Ev­liyâ haz­ret­le­ri Hin­dis­tan'da ye­ti­şen bü­yük veli­ler­den­dir. 1325 (H.725) se­ne­sin­de Hakk'ın rah­me­ti­ne ka­vuş­tu. Feri­deddin­-i Genc­-i Şe­ker haz­ret­le­ri­nin ta­le­be­si­dir. Ho­ca­sı­nın em­ri i­le Del­hi'ye git­ti ve bu­ra­da i­lim yay­ma­ya baş­la­dı. Bu­ra­dan son­ra da Kı­yas­pur i­sim­li kü­çük bir kas­ba­ya hic­ret et­ti...

Vehbi Tülek

A­na­do­lu Velî­le­rin­den Mus­ta­fa Sâfî E­fen­di

Mus­ta­fa Sâ­fi Efen­di, (Sâ­fi Âme­di Bo­le­vi) Ana­do­lu'da ye­ti­şen ve Ana­do­lu'yu ay­dın­la­tan ev­li­yâ­nın meş­hur­la­rın­dan­dır. İs­mi Mus­ta­fa bin Sâ­lih'tir. Di­yâr­be­kir Müf­ti­si Ha­cı Sâ­lih Efen­di­nin oğ­lu­dur...

Vehbi Tülek

El Helâl Kârda, Gönül Ise Hakîkî Yârdadır

Vehbi Tülek

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek