Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.497.581

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Kim Kibirli Olursa Allahü Teâlâ Onu Alçaltır!

Abdurrahmân Fûrânî hazretleri hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 388 (m. 998) yılında Türkistan’da Merv’de doğdu. Buradaki büyük âlimlerin derslerine devam ederek ilmde yüksek derecelere ulaştı ve icazet aldı. Şafiî mezhebinde mutlak müctehid ile müntesib müctehid arasında bir derece olan eshâb-ı vücûhtan sayıldı. Hadîs ilminde zamanının ileri gelenlerinden idi. 461 (m. 1069) yılında Merv’de vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

İskender Paşa

Cihan sultanı Kanuni Süleyman Han, ikinci defa çıktığı İran seferinden de galibiyetle dönüyordu. Fakat savaş meydanlarında Osmanlı askerinin karşısından kaçan İran Şahı Tahmasb, padişah İstanbul'a avdet edince, her zaman yaptığı gibi Osmanlı sınırını geçti ve topraklarımıza saldırmaya başladı. 1551 yılında oğlu İsmail Mirza'yı kalabalık bir ordu ile Erzurum üzerine gönderdi. -Kalenin anahtarlarını Kanuni Sultan Süleyman oraya yetişmeden istiyorum, diye talimat verdi.Erzurum beylerbeyi İskender Paşa kahraman bir askerdi. Kanuni, kendisine bu vazifeyi verirken :-Baka İskender, seni böyle mühim bir sancağın muhafazasına memur eyledik. Görelim seni, yüzümüzü kara çıkarma, demişti.

Vehbi Tülek

Şehzade Selim’in Cevabi

Vehbi Tülek

37 - Sultanhisar Torpidobotunun Zaferi

Vehbi Tülek

Yedi-sekiz Hasan Paşa

Vehbi Tülek

20 Mayıs 1878 günü saat 11.00'de Çırağan Sarayında müthiş bir gürültü koptu. Rıhtıma yanaşan koca mavnadan birkaç yüz silahlı adam fırlamış, muhafızları safdışı edip zemin kata doluşmuştu. Aynı anda kara tarafındaki yıkık istinat duvarını aşan bir o kadar adam daha atlamıştı içeriye. Bunlar Rumeli göçmenleriydi. Başlarında da eli tabancalı, seyrek siyah sakallı, kırk yaşlarında bir gazeteci bulunuyordu: Ali Suavi...

Binbaşi Mehmed Ali Bey

Vehbi Tülek

Kayip Saat

Vehbi Tülek

105 - Baltaci Mehmed Paşa Ve Rus Çari Deli Petro

Vehbi Tülek

Hamevî'nin Osmanli Padişahlari İle Alakali Önemli Tesbiti

Vehbi Tülek

Ekmeğe 5 Para Bile Zam Yok

Vehbi Tülek

Cezzar Ahmed Paşa Ve Napoeon Bonapart

Vehbi Tülek

Dari Ekmek

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Namaz Kılan Bir Mümin, Yükselir

Abdullah-ı Dehlevi hazretleri "Silsile-i aliyye" denilen büyük âlim ve velilerin yirmisekizincisidir. Seyyid olup, 1158 (m. 1745) senesinde Hindistan'ın Pencap bölgesinde doğdu. Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerine talebe oldu. Onun sohbeti ve teveccühleri ile kemâle gelerek, zamanının bir tanesi oldu. Çok kerâmetleri görüldü. 1240 (m. 1824) senesinde Delhi'de vefât eyledi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Farzlara Ve Haramlara, Olduğu Gibi Inanmalıdır

Vehbi Tülek

Ebû Nasr Semerkandi hazretleri Hanefi âlimidir. Ebû Mansûr Mâtüridi'nin hem hocası hem ders ar­kadaşıdır. Semerkand'da III. (m. IX.) yüzyılın ilk yarısında doğdu. III. (m. X). yüzyılın sonunda vefat etti. Bu mütbarek zat buyurdu ki:

Gıybet Günahından Kurtulmak Için

Vehbi Tülek

Allah'tan Başka Hiçbir Ilâh Yoktur

Vehbi Tülek

Ebü'l-Kâsım İbnü'd-Debbâğ hazretleri hadis hafızıdır. 325'te (m. 937) Endülüs'te (İspanya) Kurtuba'da (Cordoba) doğdu. Tahsil için Mısır, Şam ve Hicaz'a giderek pek çok âlimden istifade etti. Memle­ketine döndükten sonra Kurtuba'da ha­dis okuttu. 393'te (m. 1003) vefat etti. Şöyle nakletti:

Fakîrler Için Defter Tutmayan Esnaflar

Vehbi Tülek

Muhammed Bin Mensur Sem’ânî

Vehbi Tülek

Taştan Ve Madenden Yüzük Taşı Yapmak

Vehbi Tülek

Cevhere Berâsîyye

Vehbi Tülek

Harap Olmuş Bir Ev Gibi

Vehbi Tülek

Şeytanın Herkese Karşı Bir Hilesi Vardır

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Gül Yaprağı

Gül Yaprağı

Vaktiyle, yol üzerinde bulunan bir dergahın dervişleri, yoldan geçen herkesi misafir kabul ediyordu. Burada hiç konuşulmuyordu. Dervişler anlatmak istediklerini kalben ifade ediyorlardı. Bir gün dergahın kapısına bir yolcu geldi. Yolcu kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada, misafir geldiğini dervişler firaset yoluyla anlıyorlardı, o yüzden kapıda tokmak yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki derviş, kapıda duran yolcuya baktı. Bir selamlaşmadan sonra söz'süz konuşmaları başladı. Gelen yolcu, dergahta kalmak istiyordu. Derviş içeri girdi, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yolcuya uzattı. Bu, yeni bir misafiri kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yolcu dergahın bahçesine girdi, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı. Derviş kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

İmanı Ona Kafidir

Vehbi Tülek

Bir Çuval Toprak Ve Arsa

Vehbi Tülek

Gül Yaprağı

Her Şeyi Göze Almıştı!

"kılıcını Değil Kınını Öpmüşlerdir!"

Cimrilik Ve Nankörlüğün CezÂsi

Abdullah El-acemî

Kum Ve Kaya

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Vehbi Tülek

Kimsenin Yaptığı Yanına Kalmaz

Vehbi Tülek

Korkma!

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Allahü TeÂlÂyi Bilir Misin?

Vehbi Tülek

Üç Kandil

Vehbi Tülek