Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.543.843

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Dilini Tutan Kimseye Cennet Kapıları Açılır

Hilâl bin Muhammed Haffâr hazretleri hadîs âlimidir. İran asıllı olup, 322 (m. 934) yılında Bağdad’da doğdu. 414 (m. 1023) yılında aynı yerde vefât etti. Zamanındaki birçok âlimden ilim tahsil edip hadîs-i şerîf rivâyet etti. Bağdad’da, yıllarca hadîs ilminde en sağlam âlim, müsned kabul edildi. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Ben Yerimden Bir Adim Bile Kipirdamam

Birinci Dünya Savaşı'nda, Çanakkale'nin düşmanlar tarafından zorlanması üzerine ittihatçıların telâşlandığı biliniyordu. Bu bakımdan hükümet bâzı tedbirler almayı tasarlıyor du. Meselâ Sultan Reşad'ı Dolmabahçe Sarayı'ndan, eski pâdişahı da (Sultan Hamid) Beylerbeyi Sarayı'ndan kaldırıp, bunların düşman eline geçmeyecek şekilde Anadolu şehirlerine götürülmesi İttihatçıların tasarıları arasındaydı. Sultan Reşad hükûmetin her dediğine boyun eğecek yumuşaklıkta bir insandı. Bu bakımdan onun rızasını almak problem olamazdı. Çetin mesele eski pâdişah Sultan Hamid'in İstanbul'dan Anadolu'ya götürülmesine rıza gösterip göstermeyeceği üzerinde toplanıyordu. Onunla bu temasın gizli yapılması gerek ti. Hattâ o kadar gizli yapılması lüzumluydu ki, bu konuda aracı kullanılması bile mahzurluydu.

Vehbi Tülek

Sultan I. Murad Hanin Oğullarinin Sünnet Düğünü

Vehbi Tülek

Molla Fenari'nin Yildiirim'a Mektubu

Vehbi Tülek

Kanli Zarf

Vehbi Tülek

27 Mart 1916 tarihinde, Irak Cephesi Felâhiye Muhârebesi'nde boğazından ağır yaralanan 18. Kolordu, 51. Tümen, 9. Alay emir subayı İstanbullu üsteğmen Muzaffer, hayatının son dakikalarına geldiğini görünce, sükûnetle son görevini yapmaya başlamış ve konuşamadığından cebinden çıkardığı bir mektup zarfının üzerine, kurşun kalemle önce: Kıble ne yöndedir?" diye yazıp o tarafa dönerek, kalbindeki şehâdeti dille söyleyeme diğinden, kana boyanan zarfın ortasına, okunaklı bir şekilde kelime-i şehâdet-i yazdıktan sonra, zarfın üç yerine; "Bölük cihada devam etsin! Benim kanım da yerde kalmasın!" cümlesini yazmış, ikisini imzalayıp üçüncüyü imzalayamadan son nefesini vermiştir.
Muzaffer efendinin bu yüce davranışı, yâni bir Türk subayının hareketi olan o kanlı zarf, Askeri Müze'ye gönderilerek, Türk çocuklarına ve gelecek nesillere cevher değerinde bir miras olmuştur. 6. Ordu Komutanı Halil (11 Temmuz 1916)

Mübarek Beldelerin Hizmeti Ona Ve Nesline Verildi

Vehbi Tülek

Topal Koyun

Vehbi Tülek

Sultanlar RikÂbinda Yürüsün!

Vehbi Tülek

Yavuz Ve Muhyiddin Arabi

Vehbi Tülek

Şeyh Edebali’nin Nasihatleri

Vehbi Tülek

Türk Adaleti

Vehbi Tülek

Abdestsiz Nöbet Tutmam

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ümmî Velî Seyyid Alî

Seyyid Ali, Yemen'de yetişen evliyânın büyüklerindendir. 958 (m. 1551) senesinde Yemen'de bulunan Terim beldesinde doğdu. Orada yetişti. 1048 (m. 1638) senesi Muharrem ayının yirmibeşinde, Çarşamba günü öğleden evvel, Mekke-i mükerremede vefât etti. Cennet-ül-mu'allâ kabristanında medfûndur...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Mübâhları, Lüzûmu Kadar Kullanmalı

Vehbi Tülek

Muhammed bin Ömer Tirmizî hazretleri sofiyye-i aliyyedendir. Türkistan’da Tirmiz’de doğdu. Belh’te Ahmed bin Hadraveyh ve Hakîm Tirmizî’nin sohbetlerinden istifade etti. Ebû Ali Cûzcânî ve Ebû Saîd Harrâz kendisinden feyiz almışlardır. 280 (m. 893)’de Tirmiz’de vefat etti. Talebelerine buyurdu ki:

Cömertlik, Cennet Ehlinin Ahlâkındandır

Vehbi Tülek

Ebülmeyâmin Mustafa Efendi

Vehbi Tülek

Ebülmeyâmin Mustafa Efendi 27. Osmanlı Şeyhülislâmıdır. 953'te (1546) doğdu. Medrese tahsilinden sonra çeşitli medreselerde müderrislik, Edirne ve İstanbul kadılığı, Anadolu kazaskerliği yaptıktan sonra Şeyhülislâmlık makamına getirildi. 1015 (m. 1606)'da vefat etti. Resûlullah efendimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) vesile ederek Allahü tealadan bir şey istemek hakkında buyurdu ki:

Kâfirlerle Dost, Arkadaş Olmayınız!

Vehbi Tülek

Kalem, Onun Faziletini Yazmaktan âcizdir

Vehbi Tülek

Allahın Rahmetinden Mahrum Edilenler

Vehbi Tülek

İlim Öğrenmek Her Müslümana Farzdır

Vehbi Tülek

Şehid âlim Abdullah El-mısrî

Vehbi Tülek

Mümin, Dünyâya Ibret Gözü Ile Bakar

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Padişah Ve At

Padişah Ve At

Padişahın yakınlarından bir beyin çok güzel bir atı vardı. Bir gün o ata binip padişahın alayına katıldı. Padişahın gözü, ansızın o ata takıldı. Böyle bir at kendi sürüsünde yoktu. Atın çalımı, rengi padişahın gözünü aldı, attan gözünü ayıramıyordu. Çevikliği, güzelliğiyle beraber atta padişahı çeken bir şey vardı. Önce önemsemek istemedi ama, gönlü atı istiyordu.
Padişah geziden dönünce, vezirine durumu açtı. Yolda bir at gördüğünü, derhal gidip o atı, sahibinden alıp, getirmelerini emretti. Padişahın adamları, hızla atın sahibi beyin yanına geldiler. Padişahın atı çok beğendiğini, ne fiyat isterse hemen vereceklerini bildirdiler. Bey, beyninden vurulmuşa döndü. O güzelim, canı gibi sevdiği atını padişah istiyordu ha! Ne yapacağını, ne söyleyeceğini şaşırdı. Padişahın adamlarını oyalamak için onlara yemek ikram etti. Onlar yemeklerini yerken İmadülmülk aklına geldi. Hemen durumu ona danışmalı, ondan akıl almalıydı. Çünkü o, zamanın en bilgini, en akıllısı, en güzel ahlaklısıydı. Kaç kere vezirliği bırakıp, ibadet için uzlete çekilmişse de padişah ona yalvararak izin vermemişti. Atın sahibi üzüntülü bir halde zamanın şeyhülislamının yanına koştu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Minareden Okunan Şiir

Vehbi Tülek

Yuhçu Baba

Vehbi Tülek

Mü'mine Ikram, Affa Sebebdir

Yürüdüğü Yerde Deniz Durgunlaşiyordu

Bülbülün Zikri

Allah Haramdan Kaçani Korur

Firkateyne Bininiz

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

Vehbi Tülek

"encümen-i Bîzebân"

Vehbi Tülek

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Vehbi Tülek

Kabahat Kilincin Midir?

Vehbi Tülek

Fahreddin Acemî Ve Hurufiler

Vehbi Tülek

Abdullah El-acemî

Vehbi Tülek