Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.528.734

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Maksadı Ahiret Olan Perişan Olmaz!

Kaygusuz İbrâhim Efendi Osmanlıların son zamanlarında yetişen evliyâdandır. Bolu’da doğdu. Kâdiriyye yolunun büyüklerinden Mustafa Efendi isminde bir zâtın talebesi olan Ömer el-Vasfî ile tanıştı. Daha sonra Mustafa Efendi’nin huzûruna gidip sohbetlerinde bulundu. Kemâle gelerek o zâttan hilâfet aldı. İstanbul’a gelerek talebe yetiştirdi. 1289 (m. 1872) senesinde İstanbul’da vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

105 - Baltaci Mehmed Paşa Ve Rus Çari Deli Petro

"Savaş, cesur milletlerin ilacı, korkak milletlerin ecelidir..."Osmanlı Sultanı III. Ahmed Han'a, Sadrazam cevap verdi:-Ne doğru söylersiniz Devletlûm... Şu Deli Petro, hakikaten eceline susamış!1711 yılı, mübarek Ramazanın 28. günü...Topkapı sarayında Büyük Divan toplantısı yapılmakta...Bütün Devlet Ricali mevcut.Şeyhülislam Paşmakçızade Ali Efendi merak ediyordu:-Biz şimdiye kadar Padişahımızı sulh taraftarı görmüşüzdür. Muharebe için zaruret mi zuhur etti? Veziriazam Baltacı Mehmed Paşa cevap verdi:-Ruslar, Eflak-Buğdan Voyvodalarını kışkırtır...Mora'da ihtilal tertip ederler.

Vehbi Tülek

Emirsultan’in Himmeti

Vehbi Tülek

Meyyitezade

Vehbi Tülek

Yavuz Ve Muhyiddin Arabi

Vehbi Tülek

Yavuz Sultan Selim, 24 Ağustos, 1516 tarihinde "Mercidâbık" savaşını kazandıktan sonra Haleb'e girmiş, iki hafta sonra da oradan ayrılıp Eylül ayı sonunda Şam'a ulaşmıştı. Buradan Mısır'a geçmeden önce de 15 Aralık'a kadar Şam'da kalmıştı. Yavuz Şam'da kaldığı sıralarda, Muhyiddin Arabi Hazretleri'nin (v.638/ 1240) bir kitabında geçen "Sin Şin'a girince Mim'in kabri ortaya çıkar" şeklindeki bir ifadeyi, büyük alim Kemal Paşazade ile birlikte incelemişlerdi. Burada "Sin"in Selim'e, "Şin"ın Şam'a, "Mim"in de Muhyiddin'e işaret olduğu kanatine varılmıştı.

103 - Sultan Ii. Mustafa Ve Ulaş Zaferi

Vehbi Tülek

55 - Yildirim Bayezid'in Âlimlere Hürmeti

Vehbi Tülek

Bir Saltanat Ki

Vehbi Tülek

Osmanli'da Ahlak

Vehbi Tülek

Deli Hüseyin Paşa

Vehbi Tülek

Osmanli Askeri Ve Papazlar

Vehbi Tülek

Birakma Bizi Baba

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Yaratmak O’nun Zâtına Mahsustur

Seyyid İbrahim Efendi 110. Osmanlı Şeyhülislâmıdır. 1113te (m. 1701) Şebinkarahisar'da doğ­du. İstanbul'a giderek medrese tahsilini yaptıktan sonra müderrislik, ka­dılık, ardından Anadolu ve sonra Rumeli Kazaskerliği yaptı. Nihayet Şeyhülislâm oldu. 1197'de (m. 1783) vefat etti. Bir dersinde Esma-i Hüsnâ'nın mânâlarını şöyle açıkladı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

İbn-i Harbeveyh

Vehbi Tülek

İbn-i Harbeveyh hazretleri Şafii müctehididir. Asıl adı Ali bin Hüseyin'dir. 237'de (m. 851) Bağdat'ta doğdu. Hadis, fıkıh ve kıraat ilim­lerinde tahsil yaptı. Bir süre Vâsıt Kadılığı yaptıktan sonra Mısır Kadılığına tayin edildi. Sonra Bağdat'a döndü ve 319 (m. 931) tarihin­de Bağdat'ta vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Belâ Ister Gibi Duâ Doğru Değildir!

Vehbi Tülek

Ahmak Kimselerle Münâkaşa Etme

Vehbi Tülek

İmam-ı Mücâhid hazretleri Tabiinin en meşhûr âlimlerindendir. 24 (m. 645) senesinde doğdu. 104 (m. 723)'de Mekke'de vefât etti. Rivâyet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Zikredenin Kalbinde Nifâk Kalmaz

Vehbi Tülek

Masum Ve Kusursuz Olmak Peygamberlere Mahsûstur

Vehbi Tülek

ben âşık Bir Garibim

Vehbi Tülek

Onun Dînine Uymayan Her Iş Kıymetsizdir

Vehbi Tülek

Ebû Bekr Es-sayrafî

Vehbi Tülek

Allahü Teâlâyı Görür Gibi Ibâdet Ediniz

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Ebussuud Efendi Ve Nureddinzade

Ebussuud Efendi Ve Nureddinzade

Kânûni Sultan Süleymân Hânın kadıaskerlerinden Mirim Kösesi diye meşhûr olan Muhammed Efendinin hizmet ve sohbetlerinde bulunup, ilmi yüksek derecelere kavuştu. Bu sırada dünyâdan ve dünyâ makamlarından yüz çevirip, tasavvuf ehlinden Sofyalı Bâli Efendinin dergâhına gidip, ona talebe oldu. Hizmetinde ve sohbetinde uzun müddet kalıp, feyz aldı. Tasavvufta yükselip, insanları Allahü teâlânın yüce dinine dâvet etmek ve Resûlullah efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem güzel ahlâkını öğretmekle meşgûl oldu. Allahü teâlâya muhabbetinden dolayı, dünyâya hiç önem vermez oldu. Onun bu durumunu anlayamayan bâzıları pâdişâha şikâyet ettiler. Pâdişâh meselenin tahkik edilmesini emretti. Tahkikat için İstanbul'a geldi. Tahkikat sonunda berâat etti ve hakkındaki ithamlardan kurtuldu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Eğer Senin Yanında Makbul Oldu Ise

Vehbi Tülek

Onun Görmediği Yer

Vehbi Tülek

Kul Hakkı

Adalet Ve Tevazu

Kadı Iyâd Hazretleri Ve Dürüst Genç

Allah Diyen Genç

İcÂzetin Sirri

Gül Yaprağı

Abdullah El-acemî

Vehbi Tülek

Yakub-i Germiyani’nin Yağmur Duasi

Vehbi Tülek

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Vehbi Tülek

Sarayda İftar

Vehbi Tülek

Allah'tan Utanandan Her Şey Utanir

Vehbi Tülek

Karşılık Beklemiyorum

Vehbi Tülek