Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.547.768

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Dilini Tutan Kimseye Cennet Kapıları Açılır

Hilâl bin Muhammed Haffâr hazretleri hadîs âlimidir. İran asıllı olup, 322 (m. 934) yılında Bağdad’da doğdu. 414 (m. 1023) yılında aynı yerde vefât etti. Zamanındaki birçok âlimden ilim tahsil edip hadîs-i şerîf rivâyet etti. Bağdad’da, yıllarca hadîs ilminde en sağlam âlim, müsned kabul edildi. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Hemhal Olmak

Biliyorsunuz hayatı muhteşem zaferlerle dolu olan Yavuz, genç yaşında küçücük bir çıbana boyun eğer. Son nefesini verirken Hasan Can yanındadır. Yavuz sorar:-Hasan bu ne hal?-Şimdi Allah ile olacak zamandır sultanım.-Ah be Hasan. Sen bunca zamandır, bizi kimle bilirdin? Yavuz'un konuşmaya mecâli yoktur. Mushaf-ı şerifi işaret eder. Hasan Can o berrak sesiyle Yasin-i Şerif'e başlar. Yine volkanlar coşar, sular akar. Sultanın yüzünde huzurun izleri hâlelenir. Sonra latif bir tebessüm yayılır. Koca sultan ayan beyan güler, belki de ilk kez böyle güler... "Nasıl bre?" Mısır seferine çıkacakları gün kayıkla Üsküdar'a geçerler. Nedendir bilinmez Sultan, yoldaşına takılır. "Hasan Can kahvaltı yaptın mı?"

Vehbi Tülek

Sultan Adülaziz’in Avrupa Seyahati

Vehbi Tülek

Bana Bir Tüfek Verin

Vehbi Tülek

10. Yy.'da Bir Bati'linin İslam Hastanelerini Tasvir Eden Mektubu

Vehbi Tülek

'Sevgili babacığım, benden, para getirmenin lazım olup olmadığını soruyorsun. Taburcu edilirsem hastaneden bana bir kat yeni elbise ve hemen çalışmaya başlamak zorunda kalmayayım diye 5 altın verecekler. Onun için süründen davar satmana gerek yok. Ama beni burada görmek istiyorsan hemen gelmelisin. Ben operasyon salonunun yanındaki ortopedi servisinde yatıyorum. Eğer büyük kapıdan girersen güneydeki revak boyunca yürü. Düştükten sonra beni getirdikleri poliklinik oradadır. Orada her hastayı önce asistan hekimler ve öğrenciler muayene eder. Yatması gerekmeyene reçetesini verirler. O da hastane eczanesinde ilacını yaptırır. Muayeneden sonra beni orada kaydettiler. Sonra başhekime götürdüler.

Bu Ne Müfsidane Teklifdir!

Vehbi Tülek

Ben Ağlamayayim Da Kim Ağlasin

Vehbi Tülek

Gördün Değil Mi?

Vehbi Tülek

Veren De Allahü TeÂlÂdir, Alan Da

Vehbi Tülek

Sen Kandiye Fatihi Olarak İstanbul’a Döneceksin

Vehbi Tülek

Elçi Hazretleri Merak Etmesinler

Vehbi Tülek

Macar Subayinin Kizi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Süfyan-ı Sevrî Ve Salevat Okuyan Adam

Süfyan-ı Sevri hazretleri, hacda, Harem-i Şerifi tavaf ederken her adım başında Peygamberimize (Sallallahü aleyhi ve sellem) salâtü selâm getiren bir adam görür. Mübarek, hadiseyi şöyle anlatır:
-Behey adam! Sen tesbih ve tehlili bırakmışsın, kendini tamamen Peygamberimize salât-ü selâm getirmeye vermişsin, bu husûsta bir bildiğin mi var? dedim.
Bana "Allah günahını bağışlasın, sen kimsin?" diye sordu, ona "Süfyan-ı Sevri'yim" diye cevap verdim. Bunun üzerine bana şunları söyledi:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Resmizade Mehmed Efendi

Vehbi Tülek

Resmizade Mehmed Efendi, Osmanlı âlimlerindendir. Mudurnulu olup, ilk tahsilini yaptıktan sonra İstanbul'a gitmiş ve öğrenimini bitirdikten sonra da müderris olmuştur. Edirne'de müderris iken 1108 (m. 1697) senesinde vefat etmiştir. Bir dersinde buyurdu ki:

Hafîdzâde Sâdık Efendi

Vehbi Tülek

Ona Sirkeden Başka Bir Şey Şifa Vermez

Vehbi Tülek

Ebû Abdullah Muhammed Tilmsâni hazretleri tefsir ve Mâliki mezhebi fıkıh âlimidir. Cezayir'de Tilmsân'da doğdu. 759 (m. 1358)'de Fas'ta vefât edip, Tilmsân'da defnedildi. "En-Nûr-ül-bedri fit-ta'rif bil-fakih el-makkâri" isimli eserde şunlar anlatılır:

Büyük Mutasavvıf Abdullah-ı İsfehânî

Vehbi Tülek

sâlihlere Hizmet Eden Yükselir

Vehbi Tülek

Âmâ Kadının Vebalı Oğlu!

Vehbi Tülek

Nefs, Dâima Allah'a Isyan Etmek Ister

Vehbi Tülek

Abdullah Ezdî

Vehbi Tülek

Ebü’l-ferec Abdurrahman

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
At Hirsizi

At Hirsizi

Abdullah-ı İlâhi'nin sohbetleri çok tesirli ve faydalı olurdu. Sohbetlerinde ve diğer zamanlarda herkesin gönlünü almaya çok dikkat gösterirdi. Sohbette bulunanlardan birinin bir sıkıntısı, bir müşkülü olsa onun hâlini keşfeder sıkıntısını giderirdi. Sohbetiyle, tereddütleri ortadan kaldırırdı.

Yine bir gün sohbette, söz çalışmak ve gayretten açılmıştı ve; "İnsan çalışıp, gayret göstermedikçe olgunlaşamaz ve bir mertebeye ulaşamaz." buyurmuştu. Bu sırada sohbetinde bulunan bir âlim, bu sözleri işitince, "at hırsızı kıssası" diye bilinen bir hâdiseyi hatırladı. "Peki onun hâli nasıl oldu?" diye düşündü. Abdullah-ı İlâhi, o âlimin kalbinden geçen düşünceleri kerâmetiyle anlayıp, ona doğru dönerek; "Söylediğim söze, at hırsızlığı yapan kimsenin hâli ile karşı çıkmak hâtıra geldi değil mi? Fakat ona da cevap vardır." dedi. Sonra sohbetinde bulunanlara dönüp; "Hiç o hâdiseyi işiteniniz var mıdır?" diye sordu. Ve hâdiseyi şöyle anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Ahde Vefa

Vehbi Tülek

Başka Du Bilmez Misin?

Vehbi Tülek

Alabilirsen Al

Allah Nasil Misafir Edilir?

Bu Dünya Ona Da Kalmaz

Korkma!

Delik Kova

Değişen Sizin Kalbiniz

Kırk Bin Kahramanın Başarısı

Vehbi Tülek

Senin İsmin Defterden Silinmiştir

Vehbi Tülek

Gerçek Zehir

Vehbi Tülek

Alabilirsen Al

Vehbi Tülek

"encümen-i Bîzebân"

Vehbi Tülek

Latif Bir Şikayet

Vehbi Tülek