
Sıdk Ve Muhabbetin Alâmeti Ahde Vefadır
Ebü’l-Feth-i Vâsıtî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Seyyid Ahmed er-Rıfâî hazretlerinin talebelerindendir. 580 (m. 1184) senesinde Mısır’da İskenderiyye’de vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.278.466
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Ebü’l-Feth-i Vâsıtî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Seyyid Ahmed er-Rıfâî hazretlerinin talebelerindendir. 580 (m. 1184) senesinde Mısır’da İskenderiyye’de vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
Süleymân Rüşdi Efendi, önce Karamullu köyünün efesi idi. Halk kendisinden çok korkardı. Daha sonra, Nâzilli'de Mehmed Zühdi Efendi'yi görüp, ona talebe oldu. Mehmed Zühdi Efendi' nin yanında kemâle eren Süleymân Rüşdi Efendi, çok yüksek mertebelere kavuştu. Efelik zamânında kullandığı bıçağını, palasını ve tüfeğini, oturduğu odanın duvarına astı. Kendisine bağlı efeleri de ona talebe oldular. Önceleri Mirzâde diye meşhûr idi. Sonra Rüşdi mahlasını aldı.
Ali Dede Bosnevi hazretleri 1566'da Sigetvar seferine katıldı. Bu sefer Kânûni Sultan Süleymân'ın son seferi oldu. Pâdişâh çok hasta idi ve kalenin günler süren kuşatmasına rağmen düşürülememesine çok üzülüyordu. Nitekim vefâtından bir gün önce Sokullu Mehmed Paşaya gönderdiği hatt-ı hümâyûnda; "Şu ocağı yanası dahi alınmaz mı?" demişti. Ertesi gün Ali Dede Bosnevi'nin, askeri duâlarla teşyi edip cesâretlendirmesi ile kale zabtedildi. Bu sırada Kânûni de vefât etmişti.
Ebû Abdullah Câvpâre hazretleri Mısır evliyâsının büyüklerindendir. Hicri Dördüncü asrın ortalarında vefât etti.
Şeyh Ebû Bekr-i Zekkâk-ı Mısri hazretlerinin sohbetinde kemâle geldi...
Hâcı Efdal hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İsmi, Hâcı Muhammed Efdal olup, Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin, kendilerinden ilim ve feyiz aldığı dört büyük hocasından ilkidir. On sekizinci (on ikinci hicri) asrın ortalarında Hindistan'da Delhi'de vefât etti. Müceddidiyye yoluna âit feyiz ve mârifetleri, Muhammed Huccetullah'tan aldı. Muhammed Huccetullah, İmâm-ı Rabbâni hazretlerinin İmâm-ı Muhammed Ma'sûm'dan olan torunudur.
Emir Cihângir Semnâni hazretleri, Hindistan'ın büyük velilerinden olup seyyiddir. 1405 (H.808) senesinde vefât etti. Kabri Cunpûr'un Keçûnce köyündedir...
Aslen Türkistan'ın Semnân beldesinden olan Semnâni, Emir Seyyid Ali Hemedâni ile berâber seyahat ederlerdi. Sonunda yolu Hindistan'a düştü. Keşf ve kerâmet sâhibi olmasına rağmen, Şeyh Alâ-ül-Hak'ın talebeleri arasına katıldı. Bu zâtın yanında, sohbet ve hizmetinde bulunmakla, daha yüksek makam ve hâllere kavuştu. Hakikat ve tevhid ilmine dâir çok yüksek mânâlı sözleri vardır.
Semnâni hazretleri, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
Nasuhi Efendi, Osmanlı evliyasının büyüklerindendi. Lodosun şiddetle estiği fırtınalı bir günde talebeleri Nasûhi Efendiyi ziyârete gittiler. Bir miktar sohbet ettikten sonra, Harem İskelesine doğru geldiler. Sonra Nasûhi Efendi; "Harem' den Galata'ya cenâze namazına kim gider?" dedi. Orada bulunanlar; "Ey Sultanımız! Bu fırtınalı havada karşıya geçmek mümkün müdür?" dediklerinde; "Aslına sonra vâkıf olursunuz. Sevâba ihtiyâcı olan gider." buyurdu.