Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.448.806

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Nasihatların Özü, Allah Adamları Ile Bulunmaktır

Ferdî Abdullah Efendi, Osmanlı âlimlerindendir. Manisa’nın Turgutlu kazâsında doğdu. İlim tahsilini İstanbul’da tamamladıktan sonra, Turgutlu’da müftîlik yapan Abdullah Efendi, hacca gittiğinde Mekke-i mükerremede, Müceddidiyye yolunun ve Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin halîfelerinin büyüklerinden olan Hindli Muhammed Can Efendi’ye talebe oldu. O büyük zâtın huzûrunda yetişerek kemâle geldikten sonra, icâzet ve hilâfet almakla şereflendi. Şeyhülislâm Ârif Hikmet Bey’in delaletiyle, İstanbul’da Fâtih civârında bulunan Emîr Buhârî Dergâhı şeyhliğine tayin edildi. Vefâtına kadar orada vazîfe yaptı. 1274 (m. 1857) senesinde İstanbul’da vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

At Binenin, Kılıç Kuşananın Şah'ım!

Osmanlı Devleti'nde, yabancı devletlere gönderilecek elçilere çok dikkat edilirdi. Devlet-i Aliyye'nin itibarını gözetecek Serdengeçtiler aranırdı. 1736'da İran Şahı Tahmasb'a da bir elçi göndermek icabetti. İmrahor Mustafa Paşa münasip görüldü. Şah tarafından kabul edilen Mustafa Paşa, görevini yerine getirdi. Sonra, âdeti olduğu için Şah biraz eğlenmek, biraz da denemek kastıyle dedi ki: -İmrahor Paşa!.. Benim bir derdim var. Acaba sen halledebilir misin?-Hayırdır İnşâallah.-Bir atım var. Fakat, çok haşarı. Üstüne bineni yere fırlatır. Şuna bin de fikrini söyle!Mustafa Paşa, sükût etti. Biraz sonra iki seyis, iki tarafından yakalamış atı getirdiler. Önüne geleni kapar, ardında kalanı teper bir hayvandı. Şah sinsi sinsi güler, at yerleri eşeler, seyisler korkuyla bekleşirlerdi. Bütün İran devlet büyükleri meraktaydı. Mustafa Paşa, gayret kemerini kuşanıp, seyislere işaret etti. Azgın hayvanı, apıl apıl getirdiler. Bir adım kala: "Bismillah..." deyip üstüne sıçradı. Sonra da seyislere: "Bırakın!" diye bağırdı. Beygir bütün marifetlerini gösterdi. Sıçradı, çifte attı, şâha kalktı. Fakat, İmrahor Paşa'yı sırtından atamadı. Sonunda kuzu gibi uslanıverdi. Osmanlı elçisi, İran Şâhı'nın önüne geldi. Attan aşağı sıçradı. Gemleri uzatırken dedi ki:"At binenin, kılıç kuşananın Şah'ım!"

Vehbi Tülek

İskender Paşa

Vehbi Tülek

28 - Fazil Mustafa Paşa'nin Şehadeti

Vehbi Tülek

24 - Haydi Barbaroslarin Çocuklari

Vehbi Tülek

Osmanlı devletinin duraklama devri yılları. Yapılan savaşlar, askerin disiplinsiz davra nışları yüzünden ya, büyük masraflar edilerek zorla kazanılıyor, ya da mağlubiyetle neticeleni yordu. 1645 yılında Girit adası, Venediklilerden alındı, fakat bundan sonra uzun süren kara ve deniz savaşları başladı. 1647'de bir Venedik donanması Çanakkale boğazını kapattı. O devirde, Barbaros'un yetiştirdiği denizciler den kimse kalmamıştı. İstanbul'dan hareket eden donanma yı hümayun Çanakkale'ye geldi ve kuşatmayı yararak Ege denizine açıldı. Sonra da Venedik donanmasına arkadan saldırarak geri çekilmesini sağladı. Fakat bu savaştan sonra Ege'de bir Venedik filosu ile yapılan savaşta şehit düştü. Bunu fırsat bilen Venedikliler, Çanakkale boğazını tekrar abluka altına aldılar.

İki Milyon Sterline Banko

Vehbi Tülek

Artik Göç Vakti Geldi

Vehbi Tülek

Cağaloğlu SinÂn Paşa (çağalazâde)

Vehbi Tülek

Harp İlanindan Vazgeçsin

Vehbi Tülek

42 - Birakmam Seni Santa Barba

Vehbi Tülek

Rodos’ta Casus Osmanli Kadinlari

Vehbi Tülek

22 - Ebussuud Efendi Ve Nureddinzade

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Abdullah Mekkî Ve terzi Baba

On dokuzuncu yüzyılda yaşayan Abdullah Mekki Erzincâni, büyük veli Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdi hazretlerinin halifelerindendir. Aslen Mekkelidir. Zamânının usûlüne göre çeşitli ilimleri tahsil eden bu mübarek zat, yüksek dereceye ulaştıktan sonra Bağdâd'da bulunduğu sırada büyük âlim ve veli mürşid-i kâmil Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdi hazretlerini tanıdı. Tasavvuf yolunda ilerleyip yüksek mânevi derecelere kavuştu. Hocası onu; İnsanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatmak ve talebe yetiştirmekle vazifelendirerek Erzincan'a gönderdi...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Allahü Teâlâya Karşı Sâdık Ve Samîmî Ol!

Vehbi Tülek

Şemsüddin bin Muhammed hazretleri evliyânın büyüklerinden ve fıkıh âlimlerindendir. 1523 (H.930) senesinde Mısır'da doğdu. Kahire ve Mekke-i mükerremenin en büyük âlimlerinden ilim tahsil etti. Bunlardan icâzet aldı. Câmi-ul-Ezher'de ders verdi. 1585 (H.994) senesinde Mısır'da vefât etti. Buyurdu ki

Hadis âlimlerinden Hassân-ı Nişâbûrî

Vehbi Tülek

Cömert Zenginin Cimri Çocukları!..

Vehbi Tülek

emenli zengin ve cömert bir zât ölmek üzereydi. Evlâdlarına şöyle vasiyet etti: "Evlatlarım, ben bütün ömrüm boyunca fakirlere, gariplere ve zayıflara öşür payını fazlasıyla ve bolca ayırırdım. Siz de bu usûlü devâm ettirin!.."
Adamcağız bunları söyledikten sonra son nefesini verdi. Fakat o sâlih zât vefât edince, çocuklarının gözünü mal hırsı bürüdü. Kendi aralarında; "Biz babamız gibi yapmayalım!.." diyerek ahitleştiler. Allâhü teala, onların bu kötü niyetleri üzerine, bahçelerini yakıp harâbe hâline getirerek simsiyah kıldı. Bu durumu gören cimri evlâtlar şaşırdılar:
"Acabâ yanlış bir yere mi geldik?" dediler. Allâhü teala, Kalem suresinin, 17'den 36'ya kadar olan ayetlerini, bu hadise üzerine nazil etti:

İbrahim Nureddin Efendi

Vehbi Tülek

Molla Câmî'ye Iftira Atan Bedevînin Sonu

Vehbi Tülek

Ebû Süleymân Dârânî

Vehbi Tülek

Beni Öldürmek Için Geldin

Vehbi Tülek

Dinin Temel Direği Fıkıh Bilgisidir

Vehbi Tülek

Pîrî Halîfe Sultan

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Allah Diyen Genç

Allah Diyen Genç

Fakir bir genç, padişahın kızına aşık olmuş. Bu ümitsiz sevdasını gidip o beldenin meşhur dervişine anlatarak yardım dilemiş. Derviş: "Evlâdım, şehrin girişinde tam yol ağzında otur, kim ne derse desin sadece 'Allah' diye cevap ver." demiş. Fakir genç, denileni yapmış. Günlerce, aylarca şehrin girişinde başka hiçbir kelime konuşmadan "Allah" demiş. Derviş, yiyeceğini, içeceğini her gün getiriyormuş. Zamanla "Allah" diyen genç halk arasında meşhur olmaya başlamış. Nihayet bir gün padişah da genci merak etmiş. Dervişten, genç hakkında bilgi istemiş. Derviş, gencin devrin büyüklerinden olduğunu söylemiş. Padişah, kalkıp genci ziyarete gitmiş. "Kimsin? Derdin ne? Ne istersin?" demiş ise de, genç, padişaha karşı da "Allah" demekten vazgeçmemiş. Başka tek kelime konuşmamış. Derviş akşam gencin yanına gelmiş. "Padişah sana "Kızımı vereyim" diyene kadar, sen ondan sakın ola ki bir istekte bulunma!" diye tembihte bulunmuş. Nihayet bir gün padişah gelip: "Ne istiyorsun, istiyorsan seni kızımla evlendireyim." deyince, genç, dervişin şaşkın bakışları altında "Yok" demiş. Artık onu da istemiyorum. Ben başka birisinin hatırı için Allah dedim, Allah devrin padişahını ayağıma getirip, benim gibi miskin bir gence kendi kızını teklif ettirdi. Eğer Onun hatırı için Allah deseydim kim bilir ne olurdu? Ben bundan böyle Ondan başkasını anmıyor, ondan başkasını istemiyorum.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Bana İyi Bir Elbise Yapiver

Vehbi Tülek

Mazarratli Harfler Kaçtir?

Vehbi Tülek

Abdullah El-acemî

Cennetlik Hanım Isteyen...

Ayyaşin Sonu

Biz Söze Bakmayız, Öze Bakarız

Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Bu Dünya Ona Da Kalmaz

Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Vehbi Tülek

Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Vehbi Tülek

Bizi Hatirlayin!

Vehbi Tülek

Sizin Rizkinizdan Kesilmiş

Vehbi Tülek

Gül Yaprağı

Vehbi Tülek

Pişman Oldular!

Vehbi Tülek