Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.415.898

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Kardeşim Ağır Hasta Ya Resûlallah!

Abdülazîz Dehlevî hazretleri, Hindistan evliyâsının büyüklerinden Şah Veliyyullah Dehlevî hazretlerinin oğludur. 1746 (H.1159) senesinde Dehli'de doğdu. Küçük yaşta Kur'ân-ı kerîmi ezberledi. On bir yaşında iken babasının vazîfelendirdiği hocalardan okudu. Meşhur altı hadîs kitabı Kütübü Sitte gibi kıymetli eserleri babasından dinledi. Hadîs-i şerîf ilminde diploma aldı. Hindistan'da İngiliz yönetimine karşı hürriyet meşalesini yakarak "Sirâc-ül-Hind" lakabıyla tanındı. 1824 (H.1239) senesinde Delhi'de vefât etti. Elli kadar eser yazdı. Tefsîr-i Azîzî isimli eserinde Bekara sûresinin fazîletlerini bildirirken diyor ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Kurşun Yarasi

Cezayirli Gazi Hasan Paşa Kaptan-ı Derya olduğu ilk zamanlarında 1768-1770 Osmanlı-Rus savaşı devam ediyordu. Rusların Akdeniz'e gönderdikleri Baltık donanması, İngiliz donanması ile takviye edilerek Osmanlı donanması ile çarpışmış, fakat bu muharebe de kesin bir netice alınamamıştı. Anadolu'nun Ege kıyılarına yakın Koyun Adaları civarın da yapılan asıl muharebe, Hasan Paşanın kalyonu ile Rus Amirali Spidirov'un gemisi arasın da oldu. Hasa Paşa, Rus gemisinin kendi kalyonuna yanaştığı bir sırada, birkaç çarmıh halatını kestirdi. Her ipe salıncak gibi, birkaç Türk levendi yapışıp, 30 kadar yiğitle birlikte Rus gemisine atladı. Düşman gemisinde yapılan kahramanca çarpışma esnasında Hasan Paşa bir kurşun yarası almışsa da, belli etmeden bir müddet daha cenk ettikten sonra kendi gemisine geçti. Bu beklenmeyen baskın ile şaşkına dönen Ruslar, telaşa kapılarak kendi cephaneliklerini ateşlediler. Ateş Osmanlı gemisine sıçrayınca her iki gemi de yanmaya başladı. Gemide kalmanın imkansız hale gelmesi üzerine Hasan Paşa, yatağanını ağzına alarak beraberindekilerle denize atladı ve bir tahta parçasına tutunup karaya doğru yüzdü. Bu sırada gönderilen bir kayığa binerek kurtulmayı başardı. Hasan Paşaya, gösterdiği bu kahramanlık sebebiyle Beylerbeyi rütbesi verildi.

Vehbi Tülek

Çocuk Padişahin Çocuk Arkadaşi

Vehbi Tülek

Kanuniyi Kabul Etmeyen Derviş

Vehbi Tülek

Ermeni Zulmünün Canli Şahitleri

Vehbi Tülek

Adı Soyadı: Mehmet Baba Adı: TevfikAnne Adı: RukiyeDoğum Yeri: Van-GöllüDoğum Tarihi: 1901Göllü köyündenim. Van'daki ordunun Erzurum tarafına çekilmesi üzerine Ermeniler harekete geçtiler. Analarımız, babalarımız hep Ermeniler tarafından kesildi. Benim babam da orada şehit oldu. Jandarma çavuşu idi. Mollakasım, Amik, Şeyhayne, Göllü, Hıdır, Kurtsatan, Köprüköy köylülerinin hepsi katledildiler. Bizim köyün bir kısmı Zeve'ye sığındı, orada şehit oldular. Biz zor kaçabildik. Ermeniler, hamile kadınların karınlarını süngülerle yarıp çocuklarını süngülerin ucunda çıkardılar. Bütün Müslüman köylerini basıp ateşe verdiler. Kadın-erkek, genç-yaşlı demeden birçok insanı katlettiler. Adını saydığım köylerden kaçıp kurtulan Müslüman halk, Zeve'den Van gölüne dökülen Ablengez suyu üzerinde bulunan köprüden karşıya geçerek kurtulmaya çalışıyorlardı. Annem, ben ve iki kızkardeşim geçtikten sonra baktık ki, Ermeniler köprüyü yıktılar. Esirleri öldürüp Ablengez suyuna attılar. Cesetleri, baharda kar sularının taşırdığı Ablengez suyu göle götürdü. Ben, annem ve iki kızkardeşim, gündüzleri ekinlerin arasında derelerde sürüne sürüne ilerliyor, geceleri dağlarda kalıyorduk. Ermenilerin eline geçersek öldürüleceğimizi biliyorduk. Diyarbakır'a kadar kaçtık. O kaçış sırasında annem öldü. Sonra iki kızkardeşimi de kaybettim. Yapayalnız kaldım.

Doğru Yoldan Ayrilmamak

Vehbi Tülek

İlk Hristiyan Vezir

Vehbi Tülek

Sadrazam Pîrî Mehmed Paşa

Vehbi Tülek

Bir Bayram Günü

Vehbi Tülek

Ecdaadimizin Vakiflari

Vehbi Tülek

Şeref Nişani Olacak Çamur

Vehbi Tülek

Mücevherli Minare

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Bu Pişmanlık Ona Fayda Vermez

Hasan Zarîfî Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. 1477 (H.882) senesinde Rumeli’de Serez şehrinde doğdu. Tahsîlini İstanbul’da yaptı. Osmanlı âlimlerinin en büyüklerinden olan Kemâlpaşazâde’nin talebesi olmakla şereflendi. Sonra Halvetî büyüklerinden Zeynüddîn-i Hâfî hazretlerinin yolunu devâm ettiren Pîr İbrâhim Gülşenî’nin sohbetlerine kavuştu. İcâzet alıp Bursa’ya gönderildi. Sonra İstanbul’a gelerek Kumkapı yakınında, kiliseden dönme bir mahalle mescidi edinip orada hizmete başladı. Sonra burası bir zelzele sonucu yıkılınca, Maktul İbrâhim Paşanın hanımı Muhsine Hâtun yeniden bir câmi ve dergâh yaptırıp Hasan Efendinin hizmetine verdi. Oraya hizmetliler tâyin etti. Zarîfî Efendi burada sohbetleriyle çok talebe yetiştirdi. 

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Kırâat Imamlarından Abdullah Bin İdris

Vehbi Tülek

Abdullah bin İdris, Tebe-i Tâbiin'in fıkıh, hadis ve kırâat imamlarındandır. Hicretin 120 (m. 737) yılında Kûfe'de doğdu. 192 (m. 807) yılında orada vefât etti.
Abdullah bin İdris hazretleri ilmin her dalında geniş bilgi sahibiydi. Hârun Reşid, kendisini kadı yapmak istedi. Ancak bazı sebeplerle, Abdullah bin İdris bunu kabul etmedi. Bunun üzerine Hârûn Reşid oğluna hadis okutmasını istemiş, O da oğlu cemaate gelirse, ona hadis okutabileceğini söylemiştir.

Fetvada Halka Imam, Takvada Melek Gibiydi

Vehbi Tülek

Kadızâde Ahmed Emîn Efendi

Vehbi Tülek

Kadızâde Ahmed Emin Efendi Osmanlı âlimlerindendir. 1133 (m. 1720)'de doğdu. 1197 (m. 1783)'de de vefât etti. "Birgivi Vasıyyetnamesi"ni şerh etti. "Birgivi şerhi" ismiyle meşhûr "Ferâid-ül-Fevâid fi beyân-il-Akâid" kitabını yazdı. Bu kitabında kıyâmet alâmetleri kısmında buyuruluyor ki:

Günâhlarını Küçük Görmekten Sakın!

Vehbi Tülek

Babanzâde Ahmed Naim Efendi

Vehbi Tülek

Muhammed Hânî

Vehbi Tülek

ey Anneciğim Hâlin Nicedir?..

Vehbi Tülek

Sicâh Bin Hâris Ve Mâlik Bin Nüveyre

Vehbi Tülek

Abdurrahman Bin Huceyre

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Bunlar Şarapti

Bunlar Şarapti

Kâdı Yâkûb şöyle anlatır:

Birgün Şam'da bir mescidin kenarındaydım. Orada bir köprü vardı. Hava çok sıcaktı. Abdullah el-Yuneyni, abdest almak için dereye indi. O sırada bir nasrâni, şarap yüklü katırı ile köprüden geçiyordu. Katır bir ara ürktü ve yük yere yıkıldı. Çevrede başka kimse yoktu. Abdullah el-Yuneyni, yukarı çıkıp bana; "Yükü yüklemeye yardım et!" dedi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

İftiranin Neticesi

Vehbi Tülek

Sonunda Orta Yolu Buldular

Vehbi Tülek

Geç Gelen Kurtarıcı

O Kullarına Çok Merhametlidir

Hazreti Hâlid'in Üstün Başarısı

Ayyaşin Sonu

Bu Gece Yolcu Olsa Gerektir

Allah'ın Takdirine Kulun Aklı Ermez

Allahü Tealadan Bir An Gafil Olmayasin

Vehbi Tülek

B0r Çuval Toprak

Vehbi Tülek

Bize Teveccüh Edin

Vehbi Tülek

Yuhçu Baba

Vehbi Tülek

Arafatta Görüşürüz

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek