Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.449.488

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Nasihatların Özü, Allah Adamları Ile Bulunmaktır

Ferdî Abdullah Efendi, Osmanlı âlimlerindendir. Manisa’nın Turgutlu kazâsında doğdu. İlim tahsilini İstanbul’da tamamladıktan sonra, Turgutlu’da müftîlik yapan Abdullah Efendi, hacca gittiğinde Mekke-i mükerremede, Müceddidiyye yolunun ve Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin halîfelerinin büyüklerinden olan Hindli Muhammed Can Efendi’ye talebe oldu. O büyük zâtın huzûrunda yetişerek kemâle geldikten sonra, icâzet ve hilâfet almakla şereflendi. Şeyhülislâm Ârif Hikmet Bey’in delaletiyle, İstanbul’da Fâtih civârında bulunan Emîr Buhârî Dergâhı şeyhliğine tayin edildi. Vefâtına kadar orada vazîfe yaptı. 1274 (m. 1857) senesinde İstanbul’da vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Osmanli'yi 45 Yil Beklemiş

Bugünkü rakamlarla ülkemizle 6.5 milyar dolarlık ticaret hacmi bulunan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), bundan tam 217 yıl evvel Osmanlı Devleti'yle ticaret anlaşması imzalaya bilmek için 45 yıl uğraşmıştı. Ülkemizle ilk ticari ilişkilerini 1785'de başlatan ABD'ye, 174 yıl önceki yıllık ihracatımız ise 400 bin dolar idi. ABD'nin genç bir devlet olarak dünya siyasetine girişinden sonra ilk ABD gemisinin 1797'de İzmir limanına geldi, daha sonra bir başka ABD gemisinin de İstanbul'a kadar gelmesiyle ilk ilişkilerin başladı. Amerikan senatosunun Osmanlı Devleti ile anlaşma yapmak için büyük çaba gösterdi. Bu konuda görevlendirilen heyetler içinde Benjamin Franklin'in de vardı. Bu iş için 1802 yılında ABD'nin İzmir'e bir konsolos tayin etti ve konsolos iki yıl kaldıktan sonra Osmanlı Devleti'nin konsoloslu ğunu tasdik etmemesi nedeniyle ülkesine geri dönmek zorunda kaldı. ABD'nin 1808 yılında yeniden konsolosluk için teşebbüse geçti, fakat Osmanlı devleti yine kabul etmedi ancak Kaptan Paşa'nın girişimi ile 1811 yılında ticari ataşelik benzeri bir görev için izin verildi. 1816 yılından sonra ABD heyetlerinin Osmanlı devletine daha sık gelip gitmeye başladı. 1820'den sonra bu trafik daha da arttı. Bu arada resmi olmamakla birlikte ticari ilişkiler sürdürüldü. Osmanlı Devleti'nin siyasi ve ekonomik olarak sıkıntılar içinde bulunduğu 1828 yılında yaklaşık 70 bin dolarlık mal aldığı ABD'ye yaklaşık 400 bin dolarlık mal sattı.

Vehbi Tülek

Gazi Osman Paşa’nin İstanbula Dönüşü

Vehbi Tülek

Huri Kizi İstiyorum

Vehbi Tülek

İstanbul’un Sulari

Vehbi Tülek

İstanbul'da belediye ile ilgili işlerden biri de su sorunuydu. Kanuni Sultan Süleyman, Kırkçeşme sularını İstanbul'a getirttiği zaman milletin yüzü biraz güldü. Her tarafta çeşmeler yapıldı. Ebussuud Efendi de Yazıcı çiftliği yöresinden bulduğu suyu Turunçluk suyu ile birleştirdi, bir çeşme yaptırmaya karar verdi. Su yolları yapmak için büyük bir çalışma başladı. Su yollarının onarımı için Mısır'dan hamallar bile getirildi. Sular İstanbul'a düzenli bir biçimde dağıtılacaktı. Eğrikapı dışında büyük bir su hazinesi vardı. Bu hazine altmış lüleye bölünüyordu. Bu sular hazinelerden çeşmelere dağıtıldı. Sultan Süleyman dönemine gelinceye kadar çeşmelerin suyu hep boşa akardı. Gece gündüz akan çeşmelerden dolayı sokaklar çoğunlukla bataklık haline gelirdi. Sonunda burma lüleler bulundu. Hem sokaklar çamurdan kurtarıldı, hem de suların boşa akmasına engel olundu. Böylece artan suyu isteyenler hayrat çeşmeler yaptırarak oralara akıtırlardı. Fakat burma lülelerin, yani muslukların icadı birçoklarının işine gelmedi. Bazı mahallelerde imam ve cemaat: "Akan su bahçelerimize verilmiştir. Yabana akarsa aksın. Burma lüleye rızamız yoktur" dediler, burma lüleleri kaldırmaya çalıştılar. Bu konuda en ileri gidenler sipahilerdi. Bu sorun üzerine Sultan Süleyman İstanbul kadısına şu hükmü yazdı: "Çeşmelere burma lüle takıldığından lüleyi ufaltan eğer sipahi ve başka kullarım taifesi ise kapıma arz eyleyesin. Ve eğer ehl-i cihetten (yöre halkından) ise cihetten alup ahare (başka tarafa) veresin. Ve eğer şehirli halkından ise muhkem hakkından geldikten sonra cerimesini (cezasını) aldırasın. Ve yabana akmak ecli (nedeni) için açık koyanların dahi vech-i meşruh (açıklanan nedenlerle) üzre haklarından gelesin.

Önce Elini Öpüp Sonra Dövmek LÂzim!..

Vehbi Tülek

94 - Sultan Iii. Murad Ve Polonya Kralliği

Vehbi Tülek

86 - Hoşa Giden Tabir

Vehbi Tülek

Bunlar Yemek Olarak Kafidir

Vehbi Tülek

Kanuni Sultan Süleyman Ve Pir Ali Hazretleri

Vehbi Tülek

58 - Sultan Murad'in Hayreti

Vehbi Tülek

Tasi Taraği Topladik

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

"beni Muhammed'in Rabbi Öldürdü!.."

Müşriklerden bilhassa beş kişi, sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmı çok üzmekte ve alay etmekte idiler. Bunlar arasında , Âs bin Vail , Esved bin Muttalib, Esved bin Abdi Yagves, Velid bin Mugire ve Haris bin Kays vardı. Bir defasında Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Kâbe'nin yanında oturmakta iken, Cebrâil aleyhisselâm da gelmişti. Müşriklerden bu beş kişi önlerinden geçerken Cebrâil aleyhisselâm, Âs bin Vâil'in ayağının tabanına, Esved bin Muttalib'in gözüne, Esved bin Yagves'in başına, Velid'in inciğine, Hâris'in de karnına birer işaret koydu ve;

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Namazın Ahkâm Ve Erkânına Riâyet Etmek

Vehbi Tülek

Muhyiddin Muhammed bin Behâeddin hazretleri Osmanlılar zamânında Anadolu'da yetişen evliyânın büyüklerinden olup tefsir, hadis ve Hanefi mezhebi fıkıh âlimidir. Devrin meşhûr âimlerinden ilim öğrendi. Zâhiri ilimlerin tahsilini tamamladıktan sonra, tasavvuf yoluna yönelerek, büyük âlim ve evliyâ Şeyh Muhammed İskilibi'nin huzûr ve hizmetlerine vâsıl oldu. Onun vefatından sonra İstanbul'a geldi. Müftü Zenbilli Ali Cemâli Efendi, ömrünün sonlarına doğru hastalanıp kendisine onu nâib, vekil seçti. 1544 (H.951) senesinde hacca gitti. Ertesi sene dönüşünde Kayseri'de 1545 (H.952) senesinde vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Hakîkî Müslüman Sır Saklayıcıdır

Vehbi Tülek

Bütün Varlıkların, Her Bakımdan En Üstünü

Vehbi Tülek

Velîd bin Müslim Dımaşkî hazretleri hadis âlimlerindendir. 119 (737)’de Şam’da doğdu. Evzâî, Süfyân-ı Sevrî ve Mâlik bin Enes gibi muhaddislerden hadis tahsil eden Velîd, hayatının son yıllarında hacca gitti. Dönüşte Medine-Şam yolu üzerindeki Vâdilkurâ’ya bağlı Zülmerve’de 195’te (m. 810) vefat etti. Buyurdu ki:

Dünyâya Düşkün Olanlarla Sâlihler Arasındaki Fark

Vehbi Tülek

Gözyaşı Denince Küllab Bin Ceri

Vehbi Tülek

Onlar, Malını Ilim Elde Etmek Için Harcardı

Vehbi Tülek

Çerkeşli Hacı Mustafa Efendi

Vehbi Tülek

Ahîzâde Yusuf Efendi

Vehbi Tülek

Ka'b-ül-ahbâr Hazretleri

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Eğer Senin Yanında Makbul Oldu Ise

Eğer Senin Yanında Makbul Oldu Ise

Geçmiş ümmetlerde gurbete çalışmaya giden üç arkadaş, bir ara yoğun bir yağmura mâruz kalınca yol kenarındaki bir mağaraya sığınırlar. Ne var ki, karşı dağdan, düşen yıldırım sebebiyle kopup yuvarlanan bir taş gelir, içinde bulundukları mağaranın kapısına sıkışıp kalır.

İçeride bulunan üç arkadaş korkup düşünmeye başlarlar. Nasıl çıkacaklar kapanmış olan mağaradan? Biri der ki: Bu belâdan kurtulmamızın bir çâresi olabilir. O da, Rabbimizin rızâsı için yapmış olduğumuz iyilikler. Gelin bunları şefaatçı yapıp buradan kurtulmayı Rabbimizden dileyelim.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Bu Dünya Ona Da Kalmaz

Vehbi Tülek

Derdi Olan Neylesin?

Vehbi Tülek

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Padişah Ve At

Bize Teveccüh Edin

Hazreti Hâlid'in Üstün Başarısı

Bizi Hatirlayin!

Mü'mine Ikram, Affa Sebebdir

Anzakli Ömer

Vehbi Tülek

Ahde Vefa

Vehbi Tülek

Bu Dünya Ona Da Kalmaz

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Vehbi Tülek

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Vehbi Tülek

"kılıcını Değil Kınını Öpmüşlerdir!"

Vehbi Tülek