Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.543.319

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Dilini Tutan Kimseye Cennet Kapıları Açılır

Hilâl bin Muhammed Haffâr hazretleri hadîs âlimidir. İran asıllı olup, 322 (m. 934) yılında Bağdad’da doğdu. 414 (m. 1023) yılında aynı yerde vefât etti. Zamanındaki birçok âlimden ilim tahsil edip hadîs-i şerîf rivâyet etti. Bağdad’da, yıllarca hadîs ilminde en sağlam âlim, müsned kabul edildi. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Fatih Sultan Mehmed Han’in Papazlara Fermani

Fatih, Bosna'yı fethettiği zaman, Osmanlı kanunlarına göre bölge halkına dini serbestlik verdi. 1478 senesinde buradaki Latin papazlarına gönderdiği fermanda şöyle buyuruyor:"Nişan-ı Hümayunum sudur ki; Ben ki Sultan Mehmed Han'ım; üst ve alt tabakalardaki bütün ahali tarafından şu şekilde biline ki, bu fermanı taşıyan Bosna rahip lerine lütufta bulunup şu hususları buyurdum;Mevzubahis rahiplere ve kiliselere hiçkimse tarafından mani olunmayıp rahatsızlık verilmeyecektir. Bunlardan, gerek ihtiyatsızca memleketimde duranlara ve gereksu kaçanlara emn-ü eman olsun ki, memleketimize gelip korkusuzca sakin olsunlar ve kiliselerde yerleş sinler, ne ben, ne vezirlerim, ne de halkım tarafından hiç kimse bunlara herhangi bir şekilde karışıp incitmeyecektir. Kendilerine, canlarına, mallarına, kiliselerine ve dışarıdan memleketimize getire cekleri kimselere, yeri ve göğü yaratan Allah hakkı için, Peygamberi miz Muhammed Mustafa (sallallahü aleyhi ve sellem) hakkı için, yedi mushaf hakkı için, yüz yirmi dört bin Peygamber hakkı için ve kuşandı ğım kılıç için en ağır yemin ile yemin ederim ki, yukarıda belirtilen hususlara mevzu olan rahipler, benim hizmetime ve benim emrime itaatkar olduğu müddetçe hiç kimse tarafından muhalefet edilmeyecektir."

Vehbi Tülek

Yildirim Bayezid Ve İhtiyar Kadin

Vehbi Tülek

Kanli Zarf

Vehbi Tülek

Bir Salkim Üzüm

Vehbi Tülek

Avrupa hristiyanları, Papa'nın kışkırtması ile bir araya gelip Osmanlı topraklarına saldırmaya teşebbüs edince, yeryüzünün sultânı Kanuni Sultan Süleyman Han, ordusu ile sefe re çıktı. Târihlere şan veren ordu ağır ağır ilerliyor, hedefine bir an önce ulaşmak için gayret sarf ediyordu. Havalar da iyice ısınmıştı. Bir Hristiyan beldesinden geçerken, yolun dar olması sebebiyle, askerlerden kimisi üzüm bağlarından yürümek mecburiyetinde kaldı. Olgunlaşan üzümler susuzluktan dudağı çatlamış askerlere; "Al beni, ye beni" dercesine duruyordu. Askerlerden biri dayanamayıp, sahibinin haberi olmadan bir salkım üzüm kopardı. Yerine de bir keseye koyduğu parayi bağladı. Üzümü de yedi.

Değil Bir Yabanci İçin...

Vehbi Tülek

Eğer Sakalimin Bir Kili Bilseydi!

Vehbi Tülek

KinalizÂde Ali Çelebi

Vehbi Tülek

Şeref Nişani Olacak Çamur

Vehbi Tülek

Bir Dirhem Bal İçin

Vehbi Tülek

Avrupa'daki Osmanli Korkusu

Vehbi Tülek

Aşçi Yahya Baba Ve Sultan Ii. Bayezid

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Tabiînin Büyüklerinden Bekr Bin Abdullah

Bekr bin Abdullah el-Müzeni; Enes bin Mâlik, İbn-i Abbâs, İbn-i Ömer, Mugire bin Şû'be, Ebû Râfi es-Sâığ, Hasan el-Basri, Hamza, Urve bin Mugire bin Şû'be, Ebû Temime el-Huceymi ve diğer Eshâb-ı kirâmın sohbetlerinde yetişti. Dünyâya düşkün olmayan, haram ve şüphelilerden çok sakınan bu mübarek zat, yaşlı birini görünce, "Bu benden daha hayırlı, daha iyidir. Çünkü o, yaşça benden büyüktür. Bu sebeple, daha fazla ibâdet yapmıştır" derdi. Bir genci gördüğü zaman ise, "Ben ondan daha fazla günâh işledim. O ise, yaşı küçük olması sebebiyle, daha az günâh işlemiştir" derdi...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Ey Îmân Edenler, Allah'ı Çok Zikredin

Vehbi Tülek

Uşşâkî Selâhaddîn Efendi İstanbul velîlerindendir. 1705 (H.1117) senesinde Rumeli'deki Kesriye kasabasında doğdu. İstanbul'a gelerek tahsilini bitirdikten sonra Bâbıâlî'de katipliğe başladı. Vazifeli olarak Edirne'ye gittiğinde Cemâleddîn Uşâkî'yi ziyâret etti, ona talebe oldu. Bundan sonra hocasının hizmetinde bulunan Selâhaddîn Efendi, onunla birlikte İstanbul'a gitti. Yedi sene hocasına hizmet etti. Sonra hocası, kızını Selâhaddîn Efendiye verdi. Hocasının vefatından sonra Eyyûb'daki dergâhta talebe yetiştirdi. 1783 (H.1197) senesinde İstanbul’da vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

Abdest Için Su Bulamayan Teyemmüm Eder

Vehbi Tülek

Muhammed Zühdi Efendi

Vehbi Tülek

Muhammed Zühdi Efendi, Selahaddin-i Uşâki hazretlerinin halifesidir. Hocası tarafından İstanbul'dan Nazilli'ye, insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını öğretmek üzere gönderildi. 1806 yılında vefât etti...
Zühdi Efendi, vefatına yakın talebelerine buyurdu ki:

İnsanlara Teşekkür Etmeyen, Allah'a Şükretmemiş Olur

Vehbi Tülek

Medîne'nin Her Tarafını Aydınlatan Kıvılcım

Vehbi Tülek

Sonra Yaparım Diyenler Helâk Oldu

Vehbi Tülek

Mezârlarından Yüzü Kara Olarak Kalkarlar

Vehbi Tülek

sultan Mehmed'e Yaraşır Bir Er Ol!..

Vehbi Tülek

Evliyânın Hiçbirine Dil Uzatmamalıdır!

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Kânûni Sultan Süleymân'ın vezir-i âzamı olan Rüstem Paşanın terzibaşısının kardeşinin oğlu olan Ali Efendi, Tırhala'dan getirilerek amcasının yanında yetiştirildi. Rüstem Paşa, 1548' de İran Seferinden dönerken Ankara yakınlarına gelince, Bayramiyye yolu büyüklerinden Hüsâm Efendiyi berâberindekilerle birlikte ziyârete gitti. Sohbet esnâsında orada bulunan larla tek tek tanışan Hüsâm Efendi, Terzibaşının yeğeni olan genç Ali Efendiye gelince onun ne işle meşgûl olduğunu sordu. Terzilik mesleğiyle uğraştığı söylenince, terzilerin piri olarak kabûl edilen İdris aleyhisselâma nisbetle ona İdris lakabını verdi. Ali Efendiyi hizmetine ve talebeliğe kabûl etti. Bir müddet Hüsâm Efendinin hizmetinde ve sohbetinde bulunan Ali Efendi, tasavvuf yolunda ilerledi. Daha sonra İstanbul'a gelen Ali Efendi, ticâretle meşgûl oldu. İlk zamanlar ticâret sebebiyle Belgrad, Filibe, Sofya, Edirne, Gelibolu gibi memleketlere gitti. Gittiği yerler deki âlim ve evliyâ zâtların sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda yükseldi. Defâlarca hac vazifesini yapmak için Hicaz'a gitti. Oradan Yemen'e gitti. Son zamanlarında ticâreti bırakıp İstanbul Fâtih Çarşamba'da Mehmed Ağa Câmii yakınındaki evinde ikâmet etti. Ticâreti, emrinde bulunan kimseler yürüttüler.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Vehbi Tülek

Senin Nasibin Diyar-i Rum’dadir

Vehbi Tülek

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Allah’a Firar Et

Dinini Dünyalığa Alet Edenin Sonu

Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Allah'ın Emaneti

Sarik Ve Sakal

Delik Kova

Vehbi Tülek

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Vehbi Tülek

At Hirsizi

Vehbi Tülek

Tüccarin Rüyasi

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Vehbi Tülek